X

İlişki koçluğu nedir, ilişkilerinize nasıl fayda sağlar?

Bizler sosyal canlılarız, yaşamımız büyük oranda ilişkilerimiz tarafından belirleniyor. Şimdilerde modern yaşam hepimizi daha fazla zorladığından olsa gerek, iyi ilişkilerin getirdiği desteğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. İyi ilişkiler başarının, mutluluğun, fiziksel ve ruhsal sağlığın yoldaşları ve hatta olmazsa olmazları… Sosyal araştırmalar bunu ölçüyor ve kanıtlıyor. Ancak şu da var ki iyi ilişkilere olan ihtiyacımız artarken ne yazık ki olanaklarımız ve becerilerimiz neredeyse o oranda azalıyor. Yalnızca duygusal ilişkilerimizde değil, tüm ilişkilerimizde aksaklıklar, zorlanmalar içinde buluyoruz kendimizi.

Bu nedenle ilişkilerimiz konusunda yapılan araştırmalar ve bilimsel çalışmalar giderek yaygınlaşıyor. Konuyu duygusal ilişkilerimizle sınırlandırarak ele alacak olursak sağlıklı ve mutlu çiftlerin alışkanlıkları, neleri daha farklı yaptıkları, mücadeledeki bir ilişkinin nasıl kurtarılabileceği hakkında araştırmaların pek çok şekilde bize rehberlik ettiğini söyleyebiliriz.

Öyleyse “aşk ve ilişkiler bilimi”nin söylediklerine kulak verelim.

Akışına bırakmak

Çoğumuz ilişkilerimizi doğaçlama yaşıyoruz. “Doğal olan da bu değil mi?” diyorsanız cevap hem “evet” hem “hayır.” Aşkın ilk aşamalarında hissettiğimiz heyecan, canlılık ve olumlu motivasyonlar, gidişatı Eros’un oklarına teslim ettiğimiz ve “yüce sevgi”, “arzu” ve “aşk” gibi halleri deneyimlediğimiz doğaçlamanın tatlı kısımları… Ancak ilişkinin sonraki basamaklarında günlük yaşamın rutinine kapılmış, zamanın yıpratıcılığına yenik düşmeye, kişisel yüklerin ağırlığıyla ezilmeye başlamışsak işte artık bu noktada doğaçlamanın yararını değil, zararını görmeye başlıyoruz. Akışına bırakıldığında yokuş aşağı inen pek çok ilişkiden birini deneyimliyor ve kimi zaman bunu, yolun sonuna geldiğimizde fark ediyoruz. İncinmiş duygularımız, zorlanmalarımız, artan çatışmalar ve tatsızlıklar bazen sadece ilişkiden kaçarak kurtulabildiğimiz noktaya geliyor. Sonra gelsin yeni yüklerle bir başka hikâye…

Kabul etmemiz gereken başlıca gerçek şu ki; mutlu ve sağlıklı ilişkiler kurmak ve sürdürmek için doğaçlama kadar emek ve sorumluluk da gerekiyor. “Bu emeği hangi alanlarda vereceğiz?” derseniz, cevap: Empati, pozitif olmak ve kabul. Bir diğer deyişle, eşimizin (partnerimizin) ihtiyaçlarını görebilmek, olumlu olmaya niyet etmek, gerektiğinde de olduğu gibi kabul etmek…

Her şeyden önce farklılıklarımızın kaçınılmaz olduğunu bilmek ve farklılıkların varlığı-yokluğu ile değil, onları ele alış biçimimizle düğümün çözüldüğünü fark etmek gerek… Eleştiri ve reddetmenin, savunma ve geri çekilmeye neden olduğunu görmek… Ve tam da bu nedenle çiftlerin birbirlerine yakın olmayı sürdürecek şekilde duygular hakkında konuşmayı öğrenmeleri, bunu gerçekleştirmek için de diyalog kanallarını açık tutmaları gerektiğini bilmek gerek.

Olumlu olmak

İşte bu noktada “olumlu”nun gücünden faydalanıyoruz. Küçük de olsa sık sık olumlu şeyler yapmanın, birbirini takdir etmenin ilişkiyi ayakta tutmaktaki gücü hatırı sayılır derecede büyük. 1970’lerden beri ilişki laboratuvarında binlerce çifti, birçok açıdan gözlemleyen Gottman Enstitüsü’nün ortaya koyduğu sonuçlara göre eşinize her gün takdir sözleri söylemek, iltifat etmek gibi küçük, rutin temas noktaları ilişkinin duygusal bağını ayakta tutmakta hayati bir role sahip. Bu, eşinizin onaylandığını hissetmesini sağladığı gibi sizin de onu neden seçtiğinizi size sürekli hatırlatan bir araca dönüşüyor. Aksi durumda ise, yani takdir yoksa, hoş söz yoksa, hor görme ve eleştiri çoksa duygusal kopukluklar ilişkiyi yokuş aşağı bir yöne doğru sürüklüyor…

Kalp işi mi, beyin işi mi?

Bu iki güzel mecrayı birbirinden ayırmak, ne kadar doğru? Konuyu “kalpçiler” ve “beyinciler” diye iki cepheye ayırmayı elbette istemeyiz. Ancak ikisinin rolünü anlayıp fark etmek çok işimize yarar. Aşkın, sevginin yüreğimizden, kalbimizden gelme bir insanlık hali olduğuna neredeyse hepimiz iknâyız. Öyle ya, bütün mitler yüreğimizin götürdüğü yere gitmemizi salık verir.

İlişkilerde de gönlümüzün onaylamadığı bir öyküyü yaşamayı hiç istemeyiz. Ancak kalbimizin yaptığı seçimler bu ilk aşamada oldukça güvenilirken, ilişkiyi sürdürmek ve gerçek yaşama uyum sağlamak söz konusu olduğunda aklımıza da ihtiyaç duymaya başlarız. Duygularımızın, sezgilerimizin gücünü de yanımıza alarak aklımızı da her daim yoldaş edinmemiz gerekir. Aksi halde ilişkinin doğasında zaman zaman kaçınılmaz olan çatışma hallerini de yönetemez hale geliriz. İki farklı dünyanın birbirine uyumlanma ve kendi sınırlarına da hâkim olma çabası içsel ve dışsal zorlanmaları da getirir.

“Çatışma” deyince ilkin, “kavga etmek”, “tartışmak” gelebilir aklımıza ama bununla daha geniş bir kavramı, her tür zorlanmayı, denge arayışını ve çabayı kastediyorum. İşte bu noktada aklımızı devreye sokmayı öğrenmemiz gerekiyor. Olumluya odaklanabilmek, stresi yönetmek, empati yapmak aklımızla yönlendirebileceğimiz becerilerimiz. Bu da en temelde “farkındalık” ile ilgili. Beynimiz genellikle kaygı üretmeye ve kötüyü hatırlamaya yönelir. Bunun nedeni çok açık: Sürekli riskleri ve olumsuz senaryoları gözden geçirmek bizi ilkel dönemde hayatta tutan mekanizmalardı. Ancak şimdi eskisi kadar ihtiyaç duymadığımız halde çalışmaya devam eden bir özelliğimiz bu. Yerli, yersiz olumsuz duygu ve düşüncelere kapılıyoruz. İşte bu nedenle hem kendimizin hem de partnerimizin durumunu “fark etmek”, içine düşebileceğimiz düşünce yanlışlarını, duygularımızın şiddetiyle yapabileceğimiz hataları görmek çok hayati önem taşıyor.

İlişkilerde koçluk ne işimize yarar?

Koçluk klinik olmayan konularda kişilerin yaşam, kariyer ve ilişki kalitelerini arttırmaya, hedeflerini gerçekleştirmeye odaklanan bir uzmanlık alanı. Günümüzde ilişkiler ile ilgili olarak da koçluk hizmeti alma kültürü ve alışkanlığı giderek yaygınlaşıyor. Gelişmiş ülkelerde son beş yılda %30 büyüyen koçluk sektörü, yükselmekte olan alanlar arasında. Elbette bunda en önemli neden, daha iyi ilişkiler için desteğe, vizyona ve araçlara olan ihtiyacımızın artması.

Her geçen gün sınırları daha çok netleşen ve standartları giderek yükselen koçluk mesleği farklı ekoller ve yaklaşımlarla temsil ediliyor. Burada esas olan çalışmaların bilimsel temel ile yapılması elbette. Psikoloji biliminin son yüz yılda insan mutluluğuna sağladığı büyük katkılar koçluk metotlarını da şekillendiriyor ve geliştiriyor. Koçluk eğitimleri ve koçluk hizmeti almak isteyenlerin koçluk hizmeti ve eğitimi veren kişi veya kurumun deneyimini, sertifikasyonlarını ve ekolünü araştırması ve ehil ellere itibar etmesi de büyük önem taşıyor.

İlişki koçu ile partnerimizle birlikte veya tek başımıza çalışma seçenekleriniz bulunuyor. Her iki durumda da kendimize ömür boyu kullanılabileceğimiz kılavuzlar ediniyoruz. Günümüzde bize ve ilişkimize iyi gelecek metot ve bilgiye ulaşmak kolaylaştığı halde, bu bilgiyi pratiğe dönüştürüp hayat kalitemize hizmet eder hale getirmek zorlaşmış durumda. İşte koçluk çalışmaları, bu zorluğu aşmamız, duygu ve davranışlarımıza hâkim olmamız için doğru uygulamaları gösterir, ilişkilerimizde hedeflerimize uygun düzenlemeler ve pozitif yönde değişimler için yolumuzu açar.

İlişkilerimizi daha iyi yönetmek ve böylece daha mutlu bir yaşam sürmek için hesaplaşmamız gereken çok sayıda kavram ve geliştirmemiz gereken çok sayıda beceri var. İlişki koçluğu kendimizi ve yaşamımızda değerli olan birçok kavramı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Yaşamımız boyu; kim olduğumuz, yaşamdan neler beklediğimiz, bu beklentilere uygun bir yaşam sürüp sürmediğimiz, nasıl bir ilişki içinde olduğumuz ve bu ilişkinin bize neler kattığı, aşkın bize ve partnerimize ne ifade ettiği ve bunu çoğaltmak için neler yapabileceğimiz, kendimizi kurban etmeden öz saygımızı nasıl koruyabileceğimiz, çatışmalara rağmen karşılıklı güven ve saygıyı nasıl sürdürebileceğimiz, cinselliğin ilişkimizi nasıl etkilediği, mutluluk getirmeyen bir ilişkiyi ne kadar devam ettireceğimiz, ayrılık ve boşanma gibi aşamalarda zorluklarla nasıl baş edeceğimiz, ilişkilerimizde toplumun beklentilerini ne derecede gözetmek zorunda olduğumuz, bireysel ve ortak dünyamızda nasıl doyumlu yaşayacağımız, yeni ilişkilere nasıl adım atacağımız gibi bir çok konuyu masaya yatırmak ve doğru sorulara uygun yanıtları araştırmak durumundayız.

İşte ilişki koçu, doğru soruları sormanız ve kendi özgün yanıtlarınızı bulmanızda olduğu kadar, verdiğiniz yanıtlara uygun bir yaşam tarzını pratiğe dönüştürmeniz için de size eşlik ediyor.

Ela Uysal: Hacettepe Üniversitesi, Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra global firmalarda çeşitli görevler aldı. Kurumsal kariyerine devam ederken bir yandan kişisel gelişimle ilgili çalışmalara başladı. 2000’li yılların başında, Türkiye’de eğitimler veren İngiliz Psikolog Stephen Bray’in eğitim tercümanlığını ve 2005 yılında Amerikan The Coaching Institute’un Türkiye’deki eğitimlerinin çevirilerini yaparken ilişkilerin insan mutluluğundaki temel fonksiyonunu derinden sorgulamaya başladı. 2007 yılında bilişsel-davranışçı ekol ve felsefi danışmanlık gibi etkili sonuçlarını gördüğü metotlarla tanıştı. Felsefenin Pratiği, Davranış ve Duygu Değiştirme Teknikleri, Alışkanlık Değiştirme, Davranış Teorileri, 16 PF Kişilik Envanteri, Stresle Başa Çıkma, Aşılama Teknikleri, İlişkilerde Davranışçılık gibi teorik ve uygulamalı dersler aldı. Bireysel terapi seanslarına co-terapist olarak katıldı. Stonebridge College – Advanced Life Skills Coaching / İleri Yaşam Becerileri Koçluğu ve Psikoterapi diplomalarını aldı, Princeton University "Modern Psikoloji ve Budizm" ve "Uygulamalı Etik" (online) sertifikasyonlarını tamamladı. Gelişim ve bilgelik yolunda çok değerli bulduğu nefes ve mindfulness öğretilerini derinleştirmek için Türkiye'de ve dünyadaki ünlü nefes okullarından (Buteyko, Breatheology, Nefes Okulu) nefes eğitimleri aldı, Mindfulness Academy uluslararası akredite mindfulness eğitmeni oldu. Eğitim, seminer ve atölyelerlerle pek çok kurumsal ve bireysel ortamda ilişkiler, mindfulness, duygu ve davranış değişimi hakkında bilgi ve deneyimini aktardı. 2016 yılında "Mutluluk Atlası" 2020'de "Bulut Olmak" kitapları ile okurlarıyla buluşturdu. Kurucusu olduğu Ela Uysal Pozitif İlişkiler Akademisi’nde (PİA) daha iyi ilişkiler için çalışıyor ve ilkeli, itibarlı ve yetkin ilişki koçlarını dünyaya kazandırmak için eğitim programlarını sürdürüyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale