X

İlişki doktoru 5: Bu ilişkide suçlu kim?

“Suçlamak anlamaktan daha kolaydır. Anlarsan, değişmen gerekir.” Peyami Safa

İlişki var ise “suçlu” olan da vardır. Eğer bir ilişkide bir evlilikte “suçlu” olan yok ise, işte o zaman sorun vardır! Karşımızdaki can-ımız, sevgilimiz, sevdiğimiz suçludur. Neden diyeceksiniz? Çoklu sebeplerimiz vardır suçlamak için, örneğin sehpanın üzerinde unutmuştur su bardağını, bizi o hafta istediğimiz sinema filmine davet etmeyi akıl edememiştir… Bu kadarla kalmayacaktır suçları… Caddede önden yürüyen başka bir kadına bakmıştır belki göz ucuyla, sonra çok fazla kaçırmıştır pizzayı örneğin… Bunca suça suçlar eklenir değil mi? Çocuklarla yeterince ilgilenmemektedir, bizi eskisi gibi sevmemektedir sonra annemize babamıza saygı göstermemektedir, arkadaşlarımızla buluşmaya giderken şikayet etmektedir…

Suçlar paragraflara dökmekle bitmeyecektir… Hatta paragraflar paragrafları kovalayacaktır… Ben bugün bu yazımda suçladıklarımız, suçlu dediklerimiz ve en önemlisi karşımızdakini de buna inandırdıklarımızdan (yani suçlu hissettirdiklerimizden) bahsedelim istiyorum sizlerle… Neden suçlu olur birimiz bir ilişkide ve diğeri de bu konunun “güçlüsü” olur (namıdiğer suçlu olmayan)… Neden mutlaka bir suç olmak zorundadır? Neden ben onu yaptım sen bunu yapamadın vardır? Benim verdiğim kadar veremedin, benim ayırdığım zaman kadar ayıramadın, benim beklentilerimi karşılayamadın!

İşte kilit kelimemiz “beklenti”… Bu paragrafta olan cümleleri kuruyorsak durmadan ve bunlar için tartışıyorsak ve “suçlu” diye düşünüyorsak sevgilimizi, eşimizi, karımızı, kocamızı, şimdi bir “dur” diyelim kendimize… Neden suçlu? Sırf bizim kriterlerimizi sağlayamadığı için, sırf istediğimiz kadar (yani onlardan beklediğimiz kadar) iyi olamadıkları için, sırf o bizim muhteşem sınırlarımızı aşamadıkları için… Yani insan oldukları, yani kusurlu oldukları, yani kendi gibi oldukları ve sadece “oldukları” için suçlular aslında… Bizim suçlularımız…

Şimdi aynı ibreyi kendimize çevirelim ve başlayalım kendimiz için aynı o sevdiklerimize karşı düşündüğümüz “suçlu” olmak hallerini düşünmeye… Evet, ben suçluyum çünkü su bardağımı mutfağa götürmedim… Evet ben suçluyum çünkü yatarken dişlerimi fırçalamayı unuttum… Evet ben suçluyum çünkü köpeği dolaşmaya çıkarmayı akıl edemedim… Evet ben suçluyum çünkü bu akşam kızımıza ders çalıştıramayacak kadar yorgunum… Evet ben suçluyum çünkü bu hafta sonu sadece evde kalmayı istedim ve dışarı çıkma teklifini reddettim… Evet ben suçluyum alışveriş yaptığımızda istediklerini almayı unuttum…

Bu paragrafı okuduğunuzda (ben de yazarken) ne hissettiniz? Suç kelimesinin düşüncesinin ve hatta bu “suçlar” ile suçlamanın ne kadar anlamsız olduğunu da fark ettiniz mi? İbre kendimize döndüğünde, bu kafamızda dönüp duran suçların aslında ne kadar da anlamsız olduğunu idrak edebildik mi? Durup şöyle bir düşündüklerimize, suçladıklarımıza, suçlu bulduklarımıza karşıdan baktığımızda gerçekten bu kadar suçlayacak bu kadar “ayrı” düşecek ve sen yaptın, ben yaptım diye çekişecek ne var ki ortada diye hayıflandınız mı?

İşte bu yüzden ilişkilerimizde “suçlama” düşüncesine girdiğimizde kendi kendimize yönlendirmemiz gerekir aynı düşüncemizi…. Eğer karşımızdaki kişi bizi aynı şekilde suçluyor olsaydı ne düşünürdük? Sırf bir bardağı mutfağa getirmedik diye “suçlu” addedilmek doğru mudur? Sırf o gün alışverişte unuttuğumuz bir şişe maden suyu yüzünden “suçlu” olmak, suçlu hissetmek mümkün müdür? Sırf “beklentilerimiz” karşılanmadı diye o kişiyi “suçlu” görmek veya suçlu görünmek doğru mudur?

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız bu anda tam da şimdi durup düşüncelerinize bakmanızı dilerim… Eşinizi, sevgilinizi, o biricik kişiyi hangi “suçlarla” yargılamaktasınız? Sırf sizin istediğiniz kadar, sizin beklediğiniz kadar, sizin mükemmel olarak kabul edebileceğiniz kadar olamıyor diye yani kendi oluyor diye suçlu olması mümkün müdür?

Suçlu olan ve güçlü olandır bir ilişkiyi dengesizleştiren… Suçlu olmadığı yerde güçlü de kalmayacaktır… Suçlu olmadığı yerde ben ve sen de kalmayacaktır; her şey bize akacaktır! Haydi gelin tüm suçları bir kutuya kapatıverelim; suç ve suçlunun “olmadığı” bir anlayışta sevelim… Güç ve güçlünün de olmadığı eşitlikte paylaşalım… Sizce suçlu kim?

 

İlginizi çekebilir: İlişki doktoru 4: İki ayrı yarıdan bir elma olabilmek mümkün mü?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale