X

İlham veren bir yaşam öyküsü: Güzel kalpli muhteşem kadın Louise Hay anısına

Hayat hikayelerimiz biliriz ki kişiye özel tasarlanmıştır… Bu yüzden bana ulaşan sorulara veya değerlendirmeye bu açıdan cevap vermeye çalışıyorum. Bir hayat hikayesi veya bir kişinin karşılaştığı zorluklar, -ki bunun tanımı da tamamen kişiye özeldir, bir taraf için zorluk olarak görülen belki diğer kişinin hayatında güç bir şey değildir, örneğin para kavramı gibi ve varlık kadar yokluklar ile de farklı koşullar oluşturulur bu yüzden karşılaştırma yapmak mümkün değildir- diğer kişi için birebir kabul edilemez. Bir kişinin hayatında bir evlilik vardır ve bu oluşum ile alması gereken dersleri bulunur. Diğer bir kişi ise bu hayat yolunda “yalnız yürümeyi öğrenmek” üzere yer almaktadır. Bu durumda her iki kişinin birbirine göre “daha rahat, daha sorunsuz, daha az veya çok sorumluluk sahibi” veya “daha iyi / daha kötü” bir konumda yer aldığını söylemek doğru değildir. Bunu bilmemiz veya böyle bir karşılaştırma yapabilmemiz mümkün değildir…

Fakat tabi ki bizler insanız ve beynimizin ürettiği düşünceleri durdurmak mümkün olmuyor. İşte bu noktada ben, sizleri bu yazımda benim yolculuğumda da çok ama çok önemli bir yeri olan sevgili Louise L. Hay’ın o bilmeye değer ve ilham verici hayat yolculuğu ile baş başa bırakmak istiyorum. Hani bazen “çok zorluklar yaşadım” deriz, ben şahsi olarak kendisinin hayat yolculuğuna rağmen dünya üzerine bıraktığı muhteşem eserlerini –özellikle “Düşüncenin İyileştirici Gücü” ki geçtiğimiz hafta aldığım ölüm haberinden hemen önce okuma ve bitirme fırsatım olmuştu, çokça görmüş fakat bir türlü edinmeye fırsat bulamamıştım. Ve “Pozitif Gücün Büyüsü” isimli eserlerini okumanızı tavsiye ediyorum- her şeye rağmen bu yolda yürümenin hepimizin kaderi olduğunu ve bunun kaynağını yine “kendi kendimize”, içimizde yer alan o muhteşem güçte bulacağımızı gösteren bu yaşam hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Sahip olduğumuz tek şey, şu andır.” -Louise Hay

“…Annem ve babam ansızın boşandı. Annem, eğitimsiz bir kadındı ve bir hizmetçi olarak çalışmak için gitti. Evlatlık olarak büyütüldüğüm çeşitli evlerde kaldım. Tüm dünyam yıkılmıştı. Güvenebileceğim hiçbir şey ve ellerimden tutacak ve beni sevecek hiç kimse yoktu. Sonunda, annem hizmetçi olarak çalışabileceği ve beni yanına alabileceği bir iş bulmuştu. O ana değin, büyük yara almıştım.

Beş yaşına geldiğimde, annem yeniden evlendi. Yıllar sonra, bir eve kavuşmam için evlenmiş olduğunu söyledi. Ne yazık ki, kötü sözler sarf eden bir insanla evlenmişti ve hayat her ikimiz için de bir cehenneme dönmüştü. Aynı yıl içerisinde, bir komşunun tecavüzüne uğradım. Bu olay ortaya çıktığında, hatanın bende olduğunu ve aileyi utanca boğduğum söylendi… Bana tecavüz eden kişiye, 16 yıl hapis cezası verildi. Onun serbest bırakılacağı günün korkusuyla yaşadım çünkü onun hapishaneye gitmesine neden olan kötü bir kız olduğum için geri döneceğine ve beni yakalayacağına inanıyordum.

Onlu yaşlarıma adım attığımda, üvey babam beni çok fazla dövmemeye karar verdi; onun yerine benimle yatağa girmeye başlayacaktı. Bu, 15 yaşında evi terk edene kadar süren yeni bir dehşet döngüsü yarattı. O noktada, sevgi için açlık çekiyordum ve kendime duyduğum saygı o kadar azdı ki; genç bir erkek kollarını boynuma dolasa, onunla yatağa girerdim. Kendime değer vermiyordum ki… Ahlak kurallarına nasıl sahip olabileyim?

O tatlı 16 yaşına geldiğimde, bir kız bebeğim vardı. Bebeğimi yeni anne babasına verdiğimde onunla yalnızca beş gün birlikte olabilmiştim…”

Burada daha detaylı, farklı zorlukları da içeren bölümleri atlayarak sizlere aktarmaya çalıştım. İşte tüm bu zorlu hayatına rağmen sevgili Hay bugün tüm dünyaca tanınan muhteşem bir yazar ve güzel bir insandır. Yine aynı eserinin (Düşüncenin İyileştirici Gücü) özeti olan ilk bölümünden “şifa” niyetine kullanabileceğiniz kısa bir bölümle sizi baş başa bırakıyorum…

Sevgili Louise L. Hay, rahat uyu, çok güzel yeni bir hayat seni bekliyor eminim, bizlere ilham olmaya devam ettiğin için sonsuz sonsuz teşekkürlerimle…

  • Bu, yalnızca bir düşünce; düşünceler değiştirilebilir: …Düşünceler değiştirilebilir. Bilinçli olarak, “ben harikayım” gibi yeni bir düşünce seçiniz. Düşünceyi değiştirdiğinizde, duygu da değişecektir. Düşündüğümüz her düşünce, geleceğimizi yaratır.
  • Gücün amacı, her zaman şu andadır: Sahip olduğumuz tek şey, şu andır. Şu an düşünmeyi ve inanmayı seçtiğimiz ve dile getirdiğimiz şey; yarının, önümüzdeki haftanın, önümüzdeki ayın, önümüzdeki yılın ve diğer anların deneyimlerini biçimlendirmektedir… Eğer geçmişe odaklanırsak, şu an için harcayabileceğimiz enerjiye sahip olamayız. Eğer gelecekte yaşarsak, bir hayal dünyasında yaşarız. Tek gerçek an, şu andır. Bu, değişim sürecimizin başladığı yerdir.
“Kendiniz için duyduğunuz sevgide, koşulsuz ve cömert olun.” -Louise Hay
  • Geçmişi unutmalı ve herkesi affetmeliyiz: …Affetmek -bizi inciten şeylerden uzaklaşmak- bize acı veren kimliğimizden kurtulmaktır. Bu, bizi kendi acımız içinde tutsak kılan yersiz acı, öfke ve şikayet çevriminden kurtulmamıza olanak sağlayacaktır.
  • Kendini sevmek: Kendiniz için duyduğunuz sevgide, koşulsuz ve cömert olunuz. Kendinizi elinizden geldiğince övünüz. Sevildiğinizi fark ettiğinizde, o sevgi hayatınızın tüm alanına akacak ve size katlanarak geri dönecektir.
  • Her birimiz, bizi manevi ve evrimsel yolumuzda daha ileriye taşıyacak dersleri öğrenmek için, bu gezegende belirli bir anda ve yerde vücut bulmaya karar veririz. …Hayatlarımızda gerçekleşen tüm olaylar ve karşımıza çıkan her insan, bize çok değerli dersler veriyor…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale