X

İlerlemenin fark edilmeyen kısmı: ‘Görünmez çalışmalar’ üretkenliğimizi nasıl etkiliyor?

‘Invisible works’ yani Türkçe karşılığı ile ‘görünmez çalışmalar’ kavramını daha önce duydunuz mu? Cevabınız hayır olsa bile ne ifade ettiğini öğrendikten sonra aslında size de çok tanıdık geldiğini fark edebilirsiniz… Geçtiğimiz günlerde Instagram’da yüzümü güldüren ve “Bu kesinlikle ben…” dediğim bir paylaşıma denk geldim: “Nevresimleri değiştirmeye karar vermek, değiştirmekten çok daha uzun sürüyor…” gibi bir şeydi. İlk gördüğümde tam olarak beni anlattığını düşündüğüm, aslında 5 dakika hatta belki de daha kısa sürede bitecek bu iş için her seferinde saatlerce zihnimde bir ön hazırlık yaparak mesai harcıyorum. “Bugün çarşafları değiştireyim, öğleden sonra değiştireyim, akşam değiştirip yıkamaya atayım…” derken en son kalkıp 2 dakikada değiştirip işlerime devam ediyorum. Ve her seferinde yaptığım işin aslında nevresimi değiştirme eylemi değil de aksiyon alana kadar geçen düşünme süreci olduğunu fark ediyorum.

Bu pek de önemli olmayan bir örnek gibi gelmiş olabilir; bir de şöyle açıklayayım: Benzer bir şekilde tez yazmaya ‘gerçek’ anlamda başlamadan önce günlerce, aylarca zihnimde sürekli onunla meşgul olup bir türlü aksiyon alamamıştım. Hatta eşim sürekli “Her gün teze başlamam lazım demek yerine başlasaydın şimdiye kadar bitirmiş olurdun.” diyordu. Aslında ben zihnimde o teze başlamıştım, sadece somutlaştırmamıştım. Konumu seçmiş, kafamda başlıkları şekillendirmiş, sürecin aşamalarını belirlemiş, neyi ne zaman yaparsam ne zaman biter sorularına cevap bulmuş, kısaca neredeyse her şeyi zihnimde oturtmuştum; sadece tüm bunları yazıya dökmemiştim. Yani mesele o tezi yazmaktı, ben görünürde başlamamıştım ama aslında zihnimde bitmişti bile. 😊

Ben bu konu üzerine bu kadar düşünmeseydim, başladığımda hızlıca ilerleyemezdim. Çünkü kafamda oluşturduğum taslaklar, izlemeyi düşündüğüm yollar, planladığım akış, bana nasıl ilerlemem gerektiği konusunda bolca fikir verdi ve ben tüm bu süreci zihnimde tasarladığım için kendi yol haritamı oluşturabildim. Yaptığım şey ertelemek değil düşünmekti, aklımdakileri şekillendirmek, planlarımı gözümde canlandırabilmekti. Evet, elle tutulur bir şey olmasa bile aslında çok şey vardı: Görünmez çalışmalar.

Invisible works” olarak hayat bulmuş bu kavram, yaptığımız işlerin izlenemeyen ama son derece değerli bileşenlerini içeriyor. Yani, bir işi ya da görevi tamamlarken başkalarına sunabileceğimiz, gösterebileceğimiz çıktıların dışında kalan ama o işin sonuca ulaşmasını şekillendiren önemli parçalar. Bazen bir işi yapmak yerine üzerine düşünmek, oyalanıyormuş hissi vermesine rağmen hepimizin daha iyi sonuçlara ulaşmamızı sağlayabilir. Özellikle aksiyon almak istediğiniz görev veya sorumluluklarınız için kendinize öncesinde dinlenmek, düşünmek, zihninizde fikirlerinizi şekillendirmek için zaman tanırsanız o işi daha verimli bir şekilde tamamladığınızı fark edebilirsiniz. Erteliyormuş, oyalanıyormuş gibi hissedip kendinizi zaman kaybetmekle suçlamak yerine işlerinizin akışını, atacağınız adımları zihninizde tasarlayarak daha pratik bir şekilde ilerleme kaydedebilirsiniz.

Invisible works (görünmez çalışmalar) nedir?

Görünmez çalışmalar, başkaları tarafından fark edilmeyen, dışarıdan gözlemlenemeyen, somut olarak sunumu yapılamayan ama herhangi bir görevin ilerleyişini, kişinin üretkenliğini, işlerin son aşamaya ulaşmasını etkileyen oldukça önemli parça. “Görünmeyen iş mi olurmuş?” ya da “İlerlemenin, gelişmenin her adımı gözlemlenebilir.” demeyin; biraz düşünürseniz bugüne kadar başardığınız işlerin ardında buzdağının gizli kalmış ve sadece sizin tarafınızdan bilinen kısımları olduğunu fark edebilirsiniz.

Belki çalışma masanızdan kalktığınızda ya da farklı işlerle uğraşırken tamamlamanız gereken herhangi bir görevden uzaklaştığınızda o iş için çaba harcamıyor veya fiziksel olarak ilgilenmediğiniz için ötelediğinizi, ertelediğinizi düşünüyor olabilirsiniz… Peki ya, zihninizde o konu üzerine çalışmaya devam ettiğinizi hiç düşünmüş müydünüz?

Görünmeyen çalışmalar yaptığımız işleri nasıl etkiler?

Yaratıcılık stratejisti Natalie Nixon, Fastcompany’de yer alan makalesinde bu konuya ilgi çekici bir açıdan yaklaşıyor. Görünmez çalışmaları oluşturan düşünme ya da merak etme için harcanan zamanın bizi daha yaratıcı, üretken ve yenilikçi kıldığına dikkat çekiyor: “Eskiden masa başından kalktığımda, yürüyüşlere çıktığımda, fikirlerimin günlerce olgunlaşmasına izin verdiğimde ve sonra bir projeyi öne sürmek veya bir son teslim tarihi belirlemek için oturduğumda ertelediğimi düşünürdüm. Bazen erteliyordum. Ancak çoğu zaman en iyi ürünler ‘görünmez çalışmaların’ olmasına izin verdiğimde ortaya çıkıyordu…” diyerek görünmez çalışmaların kendi üretkenliğine olan olumlu katkılarını ifade ediyor.

Görünmez çalışmalar, uzun uzun düşünmeyi, hayaller kurmayı, iç sesinize kulak vermeyi, etkili bir gözlem sürecini veya zihninizde yapacağınız soru-cevap seanslarını içerebilir. Ya da fırsatları önce zihninizde değerlendirmeyi, olası risklerin hesabını yapmayı, kendinize meydan okumayı da kapsayabilir. Tüm bunlar doğrudan sonuç alabileceğiniz aksiyonlar gibi görünmüyor olsa da işi eyleme dökme zamanı geldiğinde üretkenliğinizin böylesi bir süreç sonrasında nasıl arttığını fark edebilirsiniz. Siz görünmez çalışmalarınızı yaparken bir anda ‘evreka!‘ misali zıplayıp zihninizde her şeyi somutlaştırmaya, işi tamamlamaya başlayabilirsiniz.

Siz de hem profesyonel yaşantınızda hem de özel hayatınızda halletmeniz gereken işler olduğunda masa başından kalkıp belki kısa bir yürüyüş belki de bir müzik molası ile zihninize fikirlerin yeşermesi için fırsat tanıyabilirsiniz. Görünmez çalışmalar, adı üzerinde başkaları tarafından görünmese de yapacağınız herhangi bir işin çözüme ulaşma aşamasına önemli katkılar sağlayabilir. İster bir sunum hazırlığında olun ister evinizi yeniden dekore etmeye karar verin fark etmez. Zihninizde düşüncelerinizle şekil verebileceğiniz bu işleri erteliyormuşsunuz gibi görünse bile kafanızda yürütmeye devam ettiğiniz için bir anda kalkıp hızlıca eyleme geçip son noktayı koyabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Verimli bir çalışma performansı için konsantrasyonu güçlendirmenin yolları

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale