X

İklim değişikliğine karşı dünyanın her yerinden 10 ‘çılgın’ proje

Dünyada sıcaklık dereceleri artıkça iklim değişikliği insanların yaşamlarını daha zorlu hale getiriyor. İnsanlarda iklim değişikliği ile mücadele için farklı yöntemler geliştirmek zorunda kalıyorlar. İşte iklim değişiliğine adaptasyon için yapılan 10 çılgın fikir:

1. Bangladeş’te yüzen okul

Fotoğraf: Allison Joyce

Muson yağmurları zamanı Bangladeş’in kırsal kesimlerinde binlerce öğrenci sel nedeniyle okullara gidemiyor ve iklim değişiliği bu durumu daha kötü hale getirecek. Deniz seviyesi yükselerek delta ovalarının ve nehirlerin kabarmasına neden olacak. Dünya Bankası’nın verilerine göre Bangladeş’te her 4-5 yılda bir Muson yağmurları nedeniyle sel basıcak ve ülkenin %60’ı sular altında kalma ihtimali var. Buna önlem olarak Shidhulai Swanirvar Sangstha adındaki sivil toplum örgütü içerisinde küçük tekne şeklinde ve güneş panelleriyle çalışan bilgisayarları olan düzinelerce ‘yüzen okul’ açtı. Bu organizasyon aynı zamanda yüzen kütüphaneler ve sağlık klinikleri inşa ediyor.

2.Himalayalar’daki yapay buzul gölleri

Fotoğraf: Mary Knox Merrill

Himalayalar’da da iklim değişikliği etkisini gösteriyor. Himalayalar’da deniz seviyesinin altındaki buzul gölleri Kuzey Hindistan’ın uzak bir köyü olan Skara’nın su ihtiyacını karşılıyordu. Sıcaklıkların yükselmesiyle buzullar kaybolmaya başladı. Chewang Norphel adındaki inşaat mühendisi 1987 yılında Skara’daki bu problemin çözümünü yaratıcı bir yöntemle buldu: Yapay buzullar

Kış aylarında Norphel’in takımı nehrin suyunun yönünü değiştirerek, dolambaçlı, kaya kaplı kanallarla vadinin içine tahliye ediyorlar; çünkü bu yöntem su akışını yavaşlatıyor ve vadiye geldiği zaman su donuyor. Bu süreç tekrar ettikçe vadi buz katmanlarıyla doluyor. Oluşturulan yapay buzul gölleri de tarımsal sulamada kullanılıyor. ‘Buz Adam’ olarak bilinen Norphel’in, Climateheroes.org.’a göre bir tanesi yalnızca 2000 dolara malolan yapay buzul gölleri 700 kişilik Phuktsey köyüne su sağlıyor. Burada daha detaylı bilgiyi bulabilirsiniz :http://bit.ly/1JfgT3n

3.Medellin Teleferiği, Kolombiya

Fotoğraf: Raul Arboleda

Geniş bir Kolombiya şehri olmasının yanı sıra And Dağları’nın arasına sıkışan Medellin, son yıllarda büyük bir değişim geçirdi. Eskiden uyuşturucu ticaretinin kalbi olan ve 80’lerin sonlarında en tehlikeli yerlerden biri olan şehir 2013 yılının en innovatif şehri seçildi. 180.000 fakir insanın yaşadığı şehirde aşırı dik yamaçlar nedeniyle su baskınları ve heyelanlar kaçınılmaz oluyor. İklim değişikliği bu durumu daha kötü hale getirecek. Medellin ve diğer tropikal iklimin yaşandığı şehirlerde yağmur sezonları uzun sürmekte ve yağmur fırtınaları daha şiddetli olmaktadır. 2004 yılında ‘Metrocable’ adını verdikleri teleferik sistemi yapılarak  insanların yamacı aşıp inmelerini sağladılar. 2011 yılında ise ‘Metropolitan Greenbelt’ adı verilen,bütün şehri çevreleyen yaklaşık 73 kilometrelik toplu ulaşım projesiyle şehrin gelişimi oldukça hızlandırdı. NASA iklim bilimci Cynthia Rosenzweig bu gelişmeyi için şu ifadeleri kullandı: ‘Oldukça ilginç bir hikaye. Bu şehir kendi kötü kaderini alt üst etti’. Rosenzweig Aralık ayındaki Paris İklim Konferansı’nda bir rapor yayınlayarak şehirlerin iklim değişikliğine nasıl adapte olduklarını açıkladı

4.Rio de Janerio ‘Hyperwall’ Komuta Merkezi, Brezilya

Hyperwall Komuta Merkezi

2010 yılında Rio de Janerio’yu şiddetli bir yağmur fırtınası vurdu ve fırtına çamur kayması ve seli tetikleyerek 200 kişinin ölümüne neden oldu. Şehrin belediye başkanı Eduardo Paes’in, şehrin bu felakete hazır olma seviyesini ‘sıfırın altında’ olarak yorumlaması dikkat çekti. 2011’in başlarında ise 1000 kişi sel nedeniyle yaşamını yitirmişti. Belediye başkanı bu durumdan duyduğu üzüntüyü CNN’e şu sözlerle aktardı: ‘Rio de Janerio’da insanların iklim felaketleri yüzünden hayatlarını kaybetmelerinden daha büyük bir problem yok!’ Bu problemle mücadele etmek için 14 milyon dolar harcanarak şehre ‘Operasyon Merkezi’ kuruldu. IBM tarafında kurulan büyük bir odanın içinde meterolojiden, sokaklardan, metrolardan gelen bilgiler toplanarak gerçek zamanlı olarak ekranlarda gösteriliyor. Rosenzweig bu odayı ‘reaksiyon odası’ olarak adlandırmayı tercih ediyor. Burada sadece hava durumu ve iklimsel değişiklikler değil aynı zamanda trafik, elektrik kesintileri ve zincirleme kazalar hakkında da bilgi alınabiliyor.

5. Montpellier ‘Agroforesty’ , Fransa

Fotoğraf: Christian Dupraz

Montpellier,Güney Fransa’da bulunan dağlık bir şehir. Şehir tarım sektörünü güçlendirerek iklim değişikliğine bağlı kuraklıkla mücadeleyi hedefliyor. Burada ‘agroforesty’ projesini hayata geçirilerek aynı arazide hem tarım ürünü hem de ağaç dikiliyor. Biyolojik çeşitlilik artırılarak tarımsal üretimi yükseltmek ve kuralığa karşı direnç göstermek amaçlanıyor. Fransa gelecek 25 yıl içerisinde 500.000 hektarlık agroforesty ekimi yapmayı planlıyor. Montpellier’de ceviz ağacı ve buğday aynı yere dikiliyor. Yapılan bir araştırmaya göre iki ürünü aynı anda aynı yere dikmek, mahsül üretimini %40 artırıyor.

6. Rotterdam’daki ‘Yüzen Çadırlar’, Hollanda

Fotoğraf: Flickr: 25228175@N08 / Elvin

Güney Hollanda’nın büyük şehri Rotterdam, 2008 yılından beri  ‘iklime dayanıklı’ binlerce projeyi üstlendi. Roterdam 130.000 metre genişliğinde yeşil teras üretmekle birlikte ‘süper setler’ ve ‘su plazaları’ üretti. Resmini yukarıda gördüğünüz ‘Sel Çadırı’ olarak adlandırılan bu yapı güneş enerjisiyle ısınıyor ve sular yükseldiği zaman bu 3 kubbeli yapıda yükseliyor.

7.Durban’daki ‘Yeşil Teraslar’ ve ‘Yeşil Bahçeler’, Afrika

Fotoğraf: Alexander Joe

Güney Afrika’da yer alan Durban şehri iklim değişikliğiyle adaptasyon stratejileri üzerine yıllardır çalışıyor. (Aynı zamanda Birleşmiş Milletler COP-17 2011 İklim Değişikliği Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı.) Belediye İklim Değişikliğinden Korunma Programı’nı başlatarak şehri bu duruma adapte edecek projeleri hayata geçirmeye başladılar. Binaları doğal olarak soğutarak enerji masraflarını azaltan Teras Bahçeleri bu program dahilinde üretildi

Yukarıda çekilen fotoğraf Catı Manor kasabasında çekilmiş olup burası ülkedeki ‘yeşil sokak’ projesindeki ilk evdir. Bu evde güneş panelleriyle sıcak su elde edilmekte ve diğer yeşil teknolojileri kullanmaktadır. Evin ön bahçesi kullanılmış araba lastiklerinden yapılmıştır

8. Lagos ‘Hızlı Transit Otobüs’ Projesi, Nijerya

Fotoğraf: Pius Utomi Ekpei

21 milyon insanın yaşadığı Afrika’nın mega şehri Lagos’ta trafik sıkışıklığı inanılmaz boyutlardadır. Birçok işçinin işe varması saatler sürmekte ve bu durum ekonomik üretim için büyük bir kayıp oluşturmakla beraber egzoz emisyonu seviyesini de artırmaktadır. 2008 yılında şehirde hayata geçirilen Hızlı Transit Otobüs Sistemi patikaları kullanarak trafik sorununu çözmeyi amaçlıyordu. Rosenzweig bu projeyi şöyle açıklıyordu: ‘Otobüsler ortalama 3 dakikada bir geliyor ve bu havalimanlarındaki taşıma kayışı sistemine benziyor. Hızlıca otobüse binip istediğiniz yere gidebiliyorsunuz.’ Bu proje aynı zamanda karbondioksit emilimini ilk yıl %13 azaltarak çevreye katkı da sağladı.

9. Amerikan Samoa mercan kayalıkları üzerine araştırmalar

Fotoğraf: Flickr: noaaphotolib / NOAA

Okyanuslardaki artan sıcaklık ve asitleşme değerleri nedeniyle birçok mercan kayalığı bugün tehdit altındadır. American Samoa gibi bazı türler sıcak suda evrimleşmeyi başarmıştır. Bazı bilim insanları bu türlerin nasıl direnç gösterdiklerini inceleyerek diğer zayıf mercanları da iyileştirmeyi amaçlıyorlar

10. New York etrafına ‘Kuru Hat’ projesi

Fotoğraf: Bjarke Ingels Group

Sandy Kasırgası Amerika’nın doğu kesimini 2012 yılında vurup New York’a 4 km. kadar yaklaşınca Amerikalılar iklim değişikliğini ne kadar ciddi bir problem olduğunun farkına vardılar. Bir yıl sonra belediye başkanı iklim değişikliği için 19.5 milyar dolarlık adaptasyon planını hayata geçirerek bu alandaki en kapsamlı projeye imza attı. Plan 250 projeden oluşup Sandy’nin hasar verdiği evleri ve binaları onarmayı amaçlıyordu. Şehir ve federal hükümetlerin, Bjarke Ingels Group ve One Architecture mimarlık şirketlerinin de desteğiyle New York’a 16 km uzunluğunda ‘dryline’ adı verilen ve sele önlem olarak  bir hat çektiler.

Kaynak:

buzzfeed.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

İklim değişikliği küresel gıda sistemini tehlikeye atıyor

İnsan kaynaklı iklim değişiklikleri yüzünden 2014’te neler yaşandı?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale