X

İkinci Elde Gelecek Var: sahibinden.com’un İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu’ndan dikkat çeken başlıklar

Küresel ısınmaya bağlı olarak dünya çapında gerçekleşen orman yangınları, hava kirliliği, su kıtlığı gibi iklim krizini gözler önüne seren felaketler, hızlı nüfus artışı ve kentleşme birlikte doğal kaynakların ciddi bir hızla azalması ve daha pek çok sorun geleceğimizin tehdit altında olduğunun en önemli göstergeleri arasında. Öyle ki yarınlarımızı kurtarmak ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak istiyorsak, doğru adımları bugünden atmaya başlamalıyız. Bu adımların en başında da sürdürülebilirlik geliyor.

Doğal kaynakların tükenmesinin önüne geçmek, karbon ayak izini azaltmak, temiz hava, temiz su ve temiz besin kaynaklarına erişmek; kısacası hem bugün hem de yarın ‘daha iyi bir dünyada’ yaşamak için sürdürülebilirlik, en büyük odak noktamız olmalı. Çünkü, hepimizin farkına varması gereken şu ki sürdürülebilirlik, geleceğin anahtarı… O anahtarı çevirecek güç ise ikinci el! Evet, tüketim çılgınlığının hızla yayıldığı bu modern çağda ikinci el alışveriş, geleceğimizi kurtarmanın en önemli unsuru. Ülkemizde ikinci el alışveriş dendiğinde akla gelen ilk ve tek adres olan sahibinden.com da “ikinci elde gelecek var” diyor ve İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu ile çok çarpıcı rakamlarla ikinci el alışverişin nasıl daha sürdürülebilir bir dünyaya hizmet ettiğini gözler önüne seriyor.

Geleceğin anahtarı: İkinci el alışveriş ve sürdürülebilirlik

Günümüzde modadan teknolojiye, otomotivden spora aklımıza gelen her sektör doğal kaynakların tüketilmesine ve karbon salımının artmasına neden oluyor. Çünkü, hammaddesi, boyutu, üretim şekli ne olursa olsun büyük küçük fark etmeksizin her bir ürünün üretim aşamasından taşınmasına, kullanılmasından geri dönüştürülmesine kadar geçen tüm döngüde neden olduğu çevresel etkiler var. Bu çevresel etkilerin oluşumunu önleyecek veya etkileri azaltacak en önemli adımlardan biri ise ikinci el alışveriş. Büyükten küçüğe herhangi bir ürünün yeniden kullanılmasıyla sağlanacak kaynak tasarrufu hem döngüsel ekonomiye hem de çevrenin korunmasına büyük katkı sağlıyor. sahibinden.com da hazırlamış olduğu İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu ile tüketicileri ikinci el alışverişe teşvik ederek eşyaların ve dünyanın ömrünü uzatmayı hedefliyor. Peki, ikinci el alışveriş ne kadar etkili? Gelin, rakamlara yakından bakalım.

Rakamlarla ikinci el etkisi: Tonlarca tasarruf

İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu’nda 24 ikinci el ürün kategorisi ve 206 alt kategorinin incelenmesi ile ikinci el satışlarının toplam çevresel faydası; yeni bir ürünün üretiminden kaçınmanın sağladığı iklim etkisi, atık yönetiminden kaçınma ve taşımacılıkla ilgili etkilerin toplanmasıyla hesaplanıyor.

Elde edilen sonuçlara göre 2022 yılında sahibinden.com’da gerçekleşen ikinci el ürün alışverişlerinde yaklaşık 10,6 milyon ton CO2 eş değeri tasarruf sağlandığı görülüyor. Kaynaklar yönünden bakıldığında ise 172.000 ton plastik, 617.000 ton çelik, 116.00 ton alüminyum tasarrufu gibi daha da şaşırtıcı rakamlar bizi karşılıyor. Peki, bu rakamlar başka nelere karşılık geliyor?

  • 10,6 milyon ton CO2; hibrit bir araçla dünyanın çevresinde otoyollar ve şehir yolları kullanılmak suretiyle 2,4 milyon tura ya da 10 yıl boyunca yetiştirilen 117,3 milyon ağaç fidesinin tuttuğu karbona karşılık geliyor.
  • 172.000 ton plastik ise 2,5 milyar cerrahi eldiven demek. Su, toprak ve hava kirliliğine neden olan en önemli çevresel atıklardan biri olan plastiğin doğada yok olması için 1000 yıl gerektiğini göz önünde bulundurduğumuzda bu kadar ton plastikten tasarruf etmiş olmanın önemi daha da belirginleşiyor.
  • Öte yandan 617.000 ton çelik tasarrufu tam 205 tane Çamlıca Kulesi yapımı için gerekli olan çelik miktarı. Rakamların daha ifade edici olması için Çamlıca Kulesi’nin 369 metrelik uzunluğu ile İstanbul’un en yüksek yapısı olduğunu da belirtelim. Yani, o kadar fazla çelik!
  • 116.000 ton alüminyum ise 3,6 milyar akıllı saat yapımında kullanılan alüminyum miktarına denk geliyor. Ayrıca, şunu da hatırlamak önemli ki eritmek için büyük miktarda güç gerektiren ve en karbon yoğun metallerden biri olan alüminyumun doğada yok olması 100 yıl sürüyor.

Rakamlardan da anlaşıldığı üzere tasarruf edilen kaynakların miktarları oldukça fazla. sahibinden.com paylaşmış olduğu bu rapor sayesinde ikinci el alışverişin çevresel sürdürülebilirlik açısından ne kadar büyük önem taşıdığına dikkat çekmeyi başarıyor.

Çözüm; ‘azalt-tekrar kullan-geri dönüştür’

Tüketim çılgınlığı ile neredeyse özdeşleşmiş olan günümüzde ne yazık ki yaygın olan al-kullan-at yaklaşımı, doğal kaynakları geri dönülemez bir şekilde yok ediyor. Bu yaklaşımda, ürünler sahipleri için kullanım ömrü sona erdiğinde çöp olarak değerlendiriliyor ve bunun çevreye etkileri olumsuz yönde oluyor. Öte yandan, azalt-tekrar kullan-geri dönüştür yaklaşımını benimseyen döngüsel ekonomi modelinde, kaynaklar daha verimli şekilde kullanılıyor, ürünlerin ömrü uzuyor ve çöpe atmak yerine geri dönüştürülmesi ön plana çıkıyor. Böylece, doğal kaynaklar daha az tüketiliyor, üretimin ve tüketimin çevresel etkileri azalıyor ve daha sürdürülebilir bir gelecek için daha sağlıklı bir ekonomi modeli ortaya çıkmış oluyor.

Dünya üzerindeki pek çok şirket ve ülke de döngüsel ekonominin yükselişi için çeşitli adımlar atıyor; atık üretimini azaltmak ya da geri dönüşüm projelerine yatırım yapmak bu sürdürülebilir adımların başında geliyor. Yalnızca ikinci el alışverişini teşvik etmeyi değil, aynı zamanda farklı sürdürülebilir çalışmalara da imza atan sahibinden.com da bu yükselişinin bir parçası olmayı başarıyor. Daha neler yapıyor derseniz, hemen söyleyelim.

sahibinden.com’da sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliği odağına alan sahibinden.com şimdiye kadar yapmış olduğu yenilikçi adımlar ile daha iyi bir dünyanın kapısını aralıyor. Geleceğin anahtarını kullanan sahibinden.com:

  • Karbon salımını azaltmak için araç filosunu hibrit modellerle yeniledi,
  • Yeşil Ofis Sertifikası almaya hak kazanan ilk teknoloji şirketi oldu,
  • Sahiplex’te kullanılan enerjiyi ‘yeşil enerji’ye çevirdi,
  • Teknoloji endüstrisini karbon-nötr hale getirmeyi hedefleyen LFCA’e (Leaders for Climate Action) üye oldu,
  • Ekolojik kitaplar ve EKO IQ dergilerinden oluşan yeşil bir kütüphane oluşturdu,
  • Dijital kartvizit dönüşümüyle ortalama 100.000 adet kart basımını engelledi,
  • Ege Orman Vakfı iş birliği ile Bursa Osmangazi’de 10 bin fidanlık bir hatıra ormanı kurdu,
  • Sürdürülebilirlik bilincini tüm çalışanlarını da kapsayacak şekilde yaygınlaştırmak için ‘Geleceği Sahiplen’ isimli eğitim programını başlattı ve sürdürülebilirlik elçisi olarak çalışan tüm şirket çalışanlarıyla beraber çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Yenilikçi ürün ve hizmetlerle Türkiye’nin lider teknoloji şirketlerinden biri olan sahibinden.com, daha iyi bir gelecek için bugünden üstlendiği sorumluluk ile tüm tüketicilere örnek olurken bu bilinci yaygınlaştırmak için tüm gücünü ortaya koyuyor.

sahibinden.com’un hazırlamış olduğu İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu’nu daha detaylı incelemek için tıklayabilirsiniz.

*Bu yazı sahibinden.com katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale