X

İkinci beyin “bağırsak” ve GAPS Diyeti

GAPS Diyeti ile ilk karşılaşmam mutfak dolaplarından birine yapıştırılmış bir diyet listesi ile oldu. Yıllarca çölyak hastalığı sebebiyle birçok sıkıntı yaşayan sevgili eniştem, en sonunda Dr. Natasha Campbell- McBride ile iletişime geçip GAPS diyetini uygulamaya başlamıştı. O ana dek pek çok şey denemiş ve ne yazık ki kesin  ve kalıcı bir sonuç alamamıştı. Açık konuşmak gerekirse GAPS’a dair de pek umudumuz yoktu.

Aradan geçen süre zarfında eniştem elinden geldiğince diyete bağlı kaldı. Zamanla daha iyiye gittiğini biz de görüyorduk; ama dedim ya kesin bir sonuç alamayacağımıza inanmıştık. Bir zaman sonra sofrada ekmek tükettiğini, makarna yiyebildiğini gördük. Gluten artık vücuduna zarar vermiyordu. Çölyakın tüm semptomları vücudunda yarattığı tüm rahatsızlıklar kaybolmuştu. Nihayetinde çölyak bünyesini tamamen terk etti.

 

Ardından kardeşim kronik yorgunluk sebebi ile gittiği GAPS Uygulayıcısı bir hekim tarafından, hayatından laktoz çıkarılarak iyileştirildi. Doğduğundan beri günde en az üç bardak süt içen kardeşimi söz konusu hekim görür görmez “Çok süt içiyorsun değil mi?” diye uyarmış ve laktozu tamamen hayatından çıkarmıştı. Başlarda zorlanan kardeşim yavaş yavaş kendini çok daha iyi hissetti ve o zamandan bu yana ne laktoz tüketiyor, ne de böyle bir şikayeti var.

Yıllarca sarf edilen çabaya ve bilinçli bir beslenme düzenine karşın kronikleşen bu rahatsızlıkların, bu şekilde yok olması beni gerçekten etkiledi ve GAPS’ı araştırmaya başladım.

GAPS diyeti nedir?

GAPS’ın mucidi Rus asıllı İngiliz Nörolog  Dr. Natasha Campbell- McBride nörolojik – psikiyatrik bozukluklar ile beslenme arasındaki ilişki üzerine çalışmalara başladığı bir dönemde, oğluna otizm teşhisi konur.  Çalışmalarını oğlu üzerinde yoğunlaştıran doktor, oğlunun bağırsak florasını iyileştirerek otizmini tamamen tedavi eder. Çalışmalarını bağışıklık sistemi, sindirim sistemi, nörolojik ve psikiyatrik rahatsızlıkları olan hastaları üzerinde de deneyen doktor, bu hastaları ile birlikte başarılı sonuçlar elde edince ilk kitabı Gut And Psychology Syndrome: Natural Treatment Of Autism, ADHD, Dyslexia, Dyspraxia, Depression And Schizophrenia (GAPS: Bağırsak ve Psikoloji Sendromu- Otizm, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktif Bozukluk, Disleksi, Dispraksi, Depresyon ve Şizofreninin Doğal Tedavisi) 2004 yılında yayınlanır.

GAPS’in ana fikri bağırsak florasını ve duvarını temizleyip vücudun çeşitli organlara ve dokulara yerleşmiş toksinlerden kurtulmasını sağlamak. Vücuttaki toksin birikmesinin en önemli kaynağı sindirim sistemi. Toksin yaratacak besinler ağız yolu ile alınıyor ve bağırsak florasından emilerek vücuda yerleşiyor. Bu sırada ilk zarar gören nokta elbette bağırsak florası oluyor ve zamanla işlevini  gerçekleştiremez hale geliyor. Zamanla bağırsak florasından emilerek vücutta çeşitli doku ve organlara yerleşen toksinler bu yapıların “hastalanmasına” yol açıyor.

Kökü, ta Hipokrat’a dayanan bu anlayışa göre tedavi edilmesi, arındırılması gereken ilk nokta bağırsak florası ve bağırsak duvarı. Genel arınma bu aşamadan sonra başlıyor zaten. Buna GAPS’ta “GAPS’a Giriş Diyeti” adı veriliyor. GAPS Diyeti’nin genel prensibi ise patojen bakteri ve mantarları besleyen, nörotoksin üreten tüm gıdaların ve işlenmiş yiyeceklerin hastanın yaşamından çıkarılması. Giriş Diyeti’nin amacı bozulan bağırsak duvarı ve florasını hızlı bir şeklide tamir etmek. Bu sebeple diyet bağırsak duvarı ve florasını oluşturan, aminoasit, jelatin, glikosamin, yağ, vitamin, mineral gibi maddeleri içeriyor.

Diyette et ve balık oldukça önemli bir yere sahip. Kompleks vitamin, mineral, aminoasit ve sağlıklı yağ alımında bu proteinlerin önemli bir yeri var. Ayrıca et, balık ve tavuk suyu da kaynama esnasında kemikteki jelimsi ilik dokusunun suya geçmesi sebebi ile çok faydalı. Elbette bu ürünlerin doğal ve seri üretim olmayanları tüketilmeli. Besin desteği olarak da balık yağları önemli bir yer tutuyor. Süt ve süt ürünleri sadece laktoz denilen süt şekerini içermediği sürece serbest. Dünya nüfusunun çok büyük bir oranında laktoz intoleransı mevcut. Bağırsağın sindiremediği laktoz vücuda toksin olarak iade ediliyor.

GAPS diyeti nasıl yapılır?

Evde mayalanmış yoğurt ve fermente süresi uzun olan peynirlerde (ezine, tulum, parmesan, eski kaşar vb.) laktoz bulunmuyor çünkü uzun fermantasyon esnasında yararlı bakteriler, laktozu besin olarak tüketiyor. Yumurta, nişastasız taze sebzeler ve tüm meyveler de diyetin önemli birer unsuru. Kabuklu yemiş ve çekirdekler, kavrulup tuzlanmadığı ve kabuğundan çıkarılmadığı takdirde oldukça faydalı. Omega-3 ve 6 açısından oldukça zengin. Baklagillere gelindiğinde ise durum biraz çetrefilli. Kuru fasulye ve mercimek dışındaki tüm baklagillere Giriş Diyeti esnasında mesafeli durulması gerekiyor zira saydıklarımız dışındaki tüm baklagiller yoğun miktarda nişasta içeriyor. Bal antik zamandan bu yana kullanılan en doğal tatlandırıcı olması sebebi ile kullanılabilir. Ancak çok sıcak bir içeceğin içine karıştırılmadan önce, toksik etki yaratmaması için, içeceğin biraz soğuması beklenmeli.

GAPS diyetinde tüm doğal hayvansal yağlar en sağlıklı kaynaklardan biri. Yemekler mümkün olduğunca bu yağlar ile pişirilmeli. Zeytinyağlı yemeklere ise iyi kalite bir sızma zeytinyağı yemek piştikten sonra eklenmeli. Yani zeytinyağı ısıya maruz kalmamalı. Tuz ise doğal olduğu, işlenmediği takdirde GAPS’ın olmazsa olmazı. İnsan vücudu için ihtiyaç duyulan tüm mineral ve eser miktarda elementleri içeren bu sağlık kaynağı, kesinlikle doğal hali ile, yani işlenmemiş kaya tuzu olarak tüketilmeli. Tüm doğal probiyotikler ise GAPS için çok çok önemli bir yer tutuyor. Bu sebeple kefir hergün tüketilmeli. Probiyotik besin desteği olarak da öneriliyor.

Kısacası işlenmiş, paketli tüm gıdalar, nişasta içeren tüm baklagiller; doğal olarak buğday ve ekmek, tüm nişastalı sebzeler, soya, şeker ve alkolden Giriş Diyeti boyunca uzak durmak gerekiyor.

Giriş Diyeti, hastalık semptomları ortadan kalkana ve bağırsak florası yenilenene dek devam ediyor. Ardından Tam GAPS Diyeti’ne geçiş yapılıyor. Hastalık ortadan kalkana dek hasta Tam GAPS Diyeti ile besleniyor. Hastalığın ciddiyetine bağlı olarak en az 1,5- 2 yıl Tam GAPS Diyeti’nde kalmak gerekiyor. Son aşama ise Tam GAPS Diyetinden Çıkış. Çıkış aşamasında tüketmemeniz gereken yiyecekleri artık diyetinize az miktarda ve birer birer ekleyebiliyorsunuz. Ancak ilk yasaklı malzemeyi eklemeden önce en az son 6 ay boyunca hastalığınızdan yana hiçbir şikayetinizin olmaması gerekiyor. Sanırım GAPS Diyeti’nin en güzel yanı da bu. Size ömür boyu yasaklar koyan acımasız bir diyet değil. Ye, ancak önce kendini tedavi et diyen bir sistemi var.

Sonuç olarak GAPS, incelediğiniz zaman mantığa oturan, gayet sağlıklı ve zengin bir diyet. Tüm bütüncül ve gerçek yaklaşımların özünde olduğu gibi GAPS’ta da bir öze, doğala, işlenmemişe dönüş var. Bizim aile GAPS’tan çok fayda gördü. Umarım bu yazı sizler için de en azından ateşleyici ve motive edici bir güç olur. Ne de olsa başka bir hayat yok.

Not: Konu ile ilgili daha kapsamlı bilgi için; GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu İçin Doğal Tedavi Yöntemi, Dr. Natasha Campbell- McBride, Adalin Yayıncılık, İstanbul, Ağustos 2015

Deniz Bayraktaroğlu Ar: Sosyolog, girişimci, blogger, tasarımcı, yemek düşkünü, yoga sever, hayatı keyifle ve sağlıkla yaşamaya çalışan, pozitif, yazar-çizer ve kedi insanı bir kadın. Şimdi sizlerle Uplifers'da buluşmaktan dolayı da çok mutlu. dbayraktaroglu@gmail.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale