dummy

İki sene sonra baharın ve açık havanın tadını çıkarabiliyor muyuz?

Gündelik hayatımızda olumlu ve olumsuz birçok olayı bir arada yaşıyoruz. Bazı günler olumlu bazı günlerse olumsuz olaylar baskın olabiliyor. Ama aklımızda çoğunlukla olumsuz olaylar kalıyor. İnsanlık olarak zihnimiz genelde olumsuzu görme ve hatırlama eğiliminde.

dummydummy

Bu yıl Nisan ayı da böyle geçiyor sanki. Tadını çıkaramamaktan yakınan birçok kişi var çevremizde. Belki biz de onlardan biriyiz. Gel, geçtiğimiz yılları hatırlayalım birlikte. Son iki senedir Nisan ayında sokağa çıkma yasağı vardı ve hafta sonlarımızı bahanemiz olmadıkça evlerimizde kapalı geçirmek zorunda kalmıştık. Dışarıda doğa uyanıyor, biz en azından markete giderken bu havayı soluyabildiğimiz için mutlu oluyorduk.

Bu bahar özgürüz! Dışarıda istediğimiz kadar zaman geçirebiliriz, keyfini çıkarabiliriz. Ama zihnimizin yapısı bu ya, bizim dikkatimiz yine olumsuz olana kayıyor. “Bir türlü havalar düzelmedi.”, “Bu mevsimde kar, yağmur mu olur?” diye yakınıp duruyoruz. Genel tabloya baktığımızda olumlu olan ne çok durum var aslında, değil mi? Ama niye hala olumsuzda buluyoruz kendimizi?

Bunun belki de en önemli sebebi, “olması gereken”e dair beklentimiz ve bu beklentiye tutunmamız! Birçoğumuzun beklentisi hazır özgürken havanın güneşli olması, çiçeklerin çoktan açmış olması, baharlık kıyafetlerimizi giymemiz ve üşümeden rahatlıkla dışarıda durabilmemiz yönündeydi. İki yıl sonra sonunda baharı “beklediğimiz” gibi yaşayabilecektik. Buna o kadar çok tutunduk ki havalar kalıcı olarak ısınmadığı ve sürekli dalgalandığı için üzülüp duruyoruz, beklediğimiz olmadıkça da olumlu olanı göremiyoruz.

Mindfulness tavrı anlatılırken acı ve ıstırap kavramlarından bahsedilir. Acı, başımıza gelen olumsuz olaylardır ve kaçınılmazdır. Olumsuz olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bizim elimizde değildir. Fakat biz acıya direnç gösterirsek, yani ondan sürekli uzak kalmaya ve kurtulmaya çalışırsak acı ıstıraba dönüşür. Acı kaçınılmazken ıstırap ise opsiyoneldir. Bizim acıya gösterdiğimiz tepkiye göre şekillenir.

Baharın ve açık havanın tadını çıkarmak/çıkaramamak konumuza dönersek, havaların normalden düşük sıcaklıkta olmasını acı olarak adlandırabiliriz. Bu kaçınılmazdır. Sanmıyorum ki gece-gündüz bunu düşününce havayı ısıtabilelim! Havaların ısınmasına bel bağlamamız ve havaların ısınmıyor oluşunu sürekli gündemimizde tutmamız acıya gösterdiğimiz dirençtir. Direnç kiminde azken kiminde oldukça fazla olabilir. Gösterilen direncin miktarı çekilecek ıstırabı belirleyecektir. Az direnç gösteren kişi durumu kabullenip açık havanın keyfini yine de çıkarabilir, iki yıl sonra bu mevsimde özgür olmasını kutlayabilir. Çok direnç gösteren kişi ise kendini, bu sefer kendi isteğiyle, eve kapatıp sürekli durumdan yakınabilir.

Direnç göstere göstere beynimizin yapısı direnç göstermeye evrilir. Yani bir anda direnci bırakmak gerçekçi bir beklenti değildir. Burada yatan alışkanlıkları ele almak ve direnci bırakmaya niyet edip beynin yapısını değiştirmeye dair çalışmak gerekir. Çalışmalar meyvesini verecektir.

Eğer direncini azaltmaya istekliysen, düzenli meditasyon bunun için en etkili araçlardan birisidir. Yapılan bilimsel çalışmalar, mindfulness meditasyonunun beynin yapısını değiştirdiğini ortaya koymuştur. Eğer meditasyon yapmak istiyor ve nereden başlayacağını bilemiyorsan sabah meditasyon grubuma katılarak düzenli meditasyon pratiği kazanabilirsin. Biz halihazırda devam ediyoruz, detaylı bilgi almak istersen @sibelsibel Instagram hesabımdan mesaj atabilirsin.

Dilerim ki direncini görüp ıstırabını azaltarak bu bahar özgürlüğünün tadını çıkarabilirsin. Daha fazla bütünsel sağlık ve iyi yaşam önerisi için Instagram‘dan beni takip etmeyi unutma!

İlginizi çekebilir: Baharın canlılığını evinize davet etmeniz için ipuçları

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp