X

İfade özgürlüğü mü, görgüsüzlük mü: Lüks yaşam tarzına dayanan paylaşımların ardındaki motivasyon ne?

Özellikle son dönemde ‘ultra zengin’ kişilerin ya da ailelerin, genellikle abartılı yaşam tarzları, lüks mülkler ve görkemli kamusal jestler aracılığıyla, imkanlarını göze çarpan bir şekilde sergilemesi sıkça karşımıza çıkıyor. Bu tür davranışların ardındaki psikolojik motivasyonlar ve toplumsal sonuçlar oldukça önemli. “Bu teşhir hali zararsız bir kendini ifade etme biçimini mi yoksa toplumsal sorunların daha karmaşık bir tezahürünü mü temsil ediyor?”

Lüks yaşam tarzına dayanan paylaşımların ardındaki motivasyonlar

Bazı “zengin” insanlar, özellikle dijital mecralarda sosyal tanınma kazanmak ve sosyal çevrelerindeki statülerini yükseltmek için bir tür teşhirciliğe başvuruyorlar. Ben, bunu gösteriş veya hava atmak olarak tanımlamak yerine teşhircilik olarak adlandırıyorum; çünkü zenginliğin gösterişli partiler, seçkin kulüpler ve pahalı moda anlayışı aracılığıyla sergilenmesi, toplumun elit üyeleri olarak konumlarını güçlendirmenin bir aracı olarak hizmet ediyor. Bu hizmet de hayatlarını her alanda beğenilme, gösterme, dikkat çekme, kendini aşma isteği ve hatta zorunluluk hissi ile teşhir etmeye devam etmelerine neden oluyor.

  • Benlik saygısı ve ego: Bazı varlıklı bireyler için teşhircilik kişisel güvensizliklerden ya da özgüvenlerini artırma arzusundan kaynaklanabilir. Zenginlikleriyle gösteriş yapmak, geçici bir onaylanma ve başkalarına üstünlük duygusu sağlayabilir.
  • Markalaşma ve kamu imajı: Zengin bireylerin bazıları, kişisel markalarını veya işlerini tanıtmak için teşhirciliği stratejik bir araç olarak kullanan tanınmış kişiler veya iş adamlarıdır. Örneğin yüksek profilli hayırseverlik eylemleri bir şirketin kamuoyundaki imajını iyileştirebilir ve tüketicilerin ilgisini çekebilir.

Toplumsal Etkiler

“Artan gelir eşitsizliği, öykünme ve tüketim kültürü”

Zenginlerin teşhirciliği, zenginlerle nüfusun geri kalanı arasındaki keskin eşitsizlikleri ortaya çıkararak gelir eşitsizliğinin getirdiği negatif duyguları daha da besleyebilir. Sosyal medyada artan linç yorumlarından bunu rahatça analiz edebilmek mümkün. Aslında yetersizlik hissinin getirdiği öfkeli davranışlarının dijital linç kültürünü de günden güne beslediği ortada.

Zenginlik teşhirciliğiyle ilişkilendirilen gösterişçi tüketimin beslediği kültür, sürdürülemez yaşam tarzlarına ve çevresel bozulmaya ve yalnızca maddi olana odaklanmayı artırabiliyor. Maddi imkanlarını iyileştirme isteğinin çoğu insan için birçok şeyin üstünde olmasını yadırgamıyorum ama bu durum yüksek bir sosyal baskı oluşturuyor. İnsanlar karşılamayacak olsalar da zengin hayatlara ayak uydurmak adına finansal istikrarsızlık yaşayabiliyor ve ödeyemeyecekleri borçların altına girebiliyorlar.

Tüketim kültürü kişisel tercihleri ​​yüceltirken bazı eleştirmenler, bireylerin sıklıkla reklam ve toplumsal baskılar tarafından manipüle edildiğini ve bunun da tatmin edici olmayan tüketim kalıplarına yol açtığını öne sürüyor. Bazıları ise sorumlu ve bilinçli tüketimi vurgulayan, çevresel etkiyi en aza indiren ürün ve uygulamaları destekleyen sürdürülebilir tüketiciliğe doğru bir geçişi savunuyor.

Tüm pozitif etkilerin yanında binlerce takipçisi olan insanlar, bir anlamda kanaat önderliği pozisyonunda değerlendirildiklerinde dijital mecralarda yapıp ettiklerinin sadece zararsızca kendini ifade etmek olup olmadığı tartışmaya değer.

İfade etme özgürlüğü mü toplumsal bir sorun mu?

Bazıları, zengin bireylerin kendilerini istedikleri gibi ifade etme hakkına sahip olduklarını ve eğer bu, servetleriyle gösteriş yapmayı içeriyorsa bunu yapmanın onların hakları dahilinde olduğunu savunuyor. Bu açıdan bakıldığında teşhircilik belki bir kişisel ifade biçimidir ve eleştirilmemelidir fakat kişisel bir ifade biçiminin binlerce, belki milyonlarca insan üzerinde yarattığı etkiler varsa bu durum artık toplumsal sorumluluk kapsamında değerlendirilmeli.

Benim gibi düşünen bir grup insan ise bu büyük zenginliklerin, topluma olumlu katkıda bulunma sorumluluğunu getirmesi gerektiğini iddia ediyor. Zenginler, zenginlikleriyle teşhircilik yapmak yerine hayırseverlik ve sorumlu iş uygulamaları yoluyla kitlelere fayda sağlayan paylaşımlar da yapmalı.

Belli bir alanda içerik üreten insanlar zaten hedef kitleleriyle kol kola gidiyorlar ama lifestyle içerik üreticileri hayatlarını da gözler önüne serdiğinden kişisel özgürlükleri ile sosyal sorumluluk arasında bir denge kurmak zorunda olduklarını düşünüyorum. Zengin insanların teşhirciliği, köklü motivasyonları ve geniş kapsamlı toplumsal sonuçları olan karmaşık bir başlık.

Sonuçta şu soru ortada kalıyor: Zenginler, kamusal refah gösterileri konusunda daha dikkatli olmalı ve kaynaklarını toplumun iyileştirilmesine mi yönlendirmeli? Yoksa ifade özgürlüğü adı altında yaptıkları paylaşımlara devam mı etmeli?

İlginizi çekebilir: Hemcins zorbalığı: Nasıl fark ederiz, neler yapabiliriz?

Aslı Yirsutimur: Merhaba ben Aslı! 1988’de İstanbul’da doğdum. Lisans hayatımı Ankara ve Almanya’da tamamladım. Ankara Üniversitesi Sosyal Antropoloji ve İletişim çift anadal mezunuyum. Almanya’da Avrupa Etnolojisi okudum. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Gazetecilik alanında yüksek lisans derslerimi tamamladım. Şu anda Marmara Üniversitesi Kişilerarası İletişim Bölümü’nde yüksek lisans tezimi yazıyor ve eril dişil arketipler üstüne araştırmalar yapıyorum. Üniversitede aldığım kuramsal alt yapı ve iletişim tekniklerini çeşitli sitelerde yazarak pekiştirmeye ve fikirlerimi herkesle paylaşmaya başladım. Bir yandan içerik üretirken bir yandan da öğretmenlik yaptım. Öğrencilerime daha faydalı nasıl olabilirim ve kariyerimde nasıl fark yaratabilirim diye düşünürken yolum koçluk ve psikoloji eğitimleri ile kesişti. 2011’den beri psikoloji eğitimleri ve iletişim bilgimi referans alarak yol arkadaşlığı yaptığım koçluk sistemimle yetişkinlerin ve öğrencilerin hayatına dokunurken kurumsal alanda da danışmanlık veriyorum. Kurumsal/bireysel eğitimler ve düzenlediğim atölyelerle de evrendeki iyi yaşam çemberinde yeni nesil rehber olma görevime devam etmekteyim. Çeşitli site, e-dergilerde ve kendi sosyal medya hesabımda içerik üretip yazmaya devam ediyorum. Aynı zamanda freelance editörlük yapıyorum. Tanıştığımıza çok memnun oldum!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale