Kontrol odağımızın nerede olduğu hayat yolculuğumuza direkt etki eden önemli bir konu. Zorlandığımızda, keyiflendiğimizde, yalnızken ve kalabalık arasında sahne önündeyken, nerede olursak olalım yaşananlara verdiğimiz tepkiler bizim odağımızla ilişkili. 1950’li yıllarda sosyal öğrenme teorisini geliştiren ve kontrol odağının kişilik özellikleri arasında yer almasını sağlayan Amerikalı Psikolog Julian Rotter konuyu pek çok araştırmayla ele almış.
Yaşadığımız olaylara atfettiğimiz anlamı ve bunun kaynaklarının nereden geldiğine dair inancımızı çok yerinde açıkladığına inandığım bu kişilik özelliği, içsel ve dışsal olarak ikiye ayrılıyor. İçsel odağı yüksek olan kişiler başarılarını, mutsuzluklarını, deneyimlerini kendi yeterliliklerine, kendi yapabildiklerine; dışsal odaklı kişiler ise şansa, başkalarına, kendi kontrolünün dışındaki bileşenlere bağlıyor. İlişkiler ve sosyal yaşamda bu iki bileşen bizi çok fazla etkiliyor.
Yapılan araştırmalar iç kontrol odaklı kişilerin sorunların çözümünde proaktif yaklaştığını, kişilerarası ilişkilerde daha aktif rol oynadıklarını gösteriyor. Sosyal becerileri de dışsal odaklı kişilere göre daha yüksek gözüküyor. İşteki ve özel hayattaki motivasyonları daha yüksek oluyor. Stresle daha kolay baş edebiliyorlar, özgüvenleri daha yüksek, büyüme zihniyetine daha fazla sahipler. İçsel kontrol odaklı kişiler tartışmaları büyütmezken dış kontrol odaklı kişiler tartışmalarda agresif tutum sergiliyor, kendi davranışlarının önemli olmadığını düşünüp bunun yaratabileceği sonucu da pek düşünmüyor. Arkadaşlık ilişkilerinde pasif durumda olmaya ve sorunların çözümünü bulan taraf olmamaya özel gayret gösteriyor. Dahası duygularını karşı tarafa açmak konusunda da çekimser kaldığı için çoğu zaman hislerini paylaşmıyor ve duygularının yükünü hafifletmiyor. Bu da farklı sosyal ve psikolojik sıkıntılara sebep olabiliyor.
Pek çok konuda olduğu gibi bu özellikler de çocukluk döneminden geliyor. Fark ettikten sonra her konuyu iyileştirebildiğimiz gibi bu konuda da değişim mümkün. Kendi kontrol odağınızın nerede olduğunu henüz bilmiyorsanız çok yakınınızdaki kişiler muhtemelen ortak bir noktada sizi görüyor, onlara sorabilirsiniz. Ayrıca kendinize sorabileceğiniz pek çok soru üzerinden siz de hangi tarafta olduğunuzu bulabilirsiniz. Olaylara verdiğiniz tepkilerle ilgili sorular sorabilirsiniz kendinize. Bir eleştiri aldığınızda bununla ilgili ilk tepkiniz ne oluyor? Hayal kırıklığı yaşadığınızda ne hissediyorsunuz? Günlük hayatta başkalarını ne kadar suçluyorsunuz? Başarılı bir davranışı ne kadar içten takdir ediyorsunuz? Zorlu konuşmalara ne kadar hazırsınız? Bu konuşmalarda daha çok savunan mı yoksa dinleyen misiniz? Bu sorular içsel ve dışsal odaklı kişilerde çok farklı yanıtlar buluyor. Bir sorunun bile bugünkü yanıtını bir ay sonra daha içsel odaklı şekilde yanıtlamaya başlamak önemli bir adım. Sizi güçlendiren yanınız olan konularda odağınızı tamamen değiştirmeden size ayak bağı olan/olacak olduğunu düşündüğünüz her bir yanınız için değişim adımlarını hemen atmaya başlayabilirsiniz.
Her şeyi kontrol etmeye çalışan kişiler ve dışsal odaklı olmaya ve dışarıdan kaynaklanacağımı düşündüğü riskleri almamaya özen gösteren kişiler ortak noktalara sahip olabilir. Bir şeyleri kontrol etmeyi bırakmak da odağı içe almaya yardımcı olabilir. Kontrol ettiğiniz her şeyin yükü size daha da ağırlık veriyor olabilir.
Etrafınızda güvendiğiniz insanlardan size geri bildirim vermesini isteyebilirsiniz. Bugün yaptığım ve sebebini şansa bağladığım hangi konuyu kendi çabamın sonucu? Şansım olmasaydı bu benim başıma gelmezdi dediğim bir durum için benim çabam ve azmim bana bunu getirdi diyebilmek kendinizle olan ilişkiyi dışsal odaktan içeriye almanız için önemli bir fırsat. İçsel odağını yüksek bulduğunuz birinden size yardımcı olmasını isteyebilirsiniz. Olaylara biraz da onun penceresinden bakmanız için sizi destekleyebilir.
Güçlü bağlar kurmak, sosyal ilişkiler hepimiz için kritik öneme sahip, odağımız nerede olursa olsun güçlü bağlar ve güvenilir arkadaşlıklara, dostluklara ihtiyacımız var. İyi ilişkilere yatırım yapmak, güvendiğimi ve iyi ilişkiler içinde olduğumuz kişilerden bizi güçlendirecek desteği istemek, başardığımız konularda bizi takdir etmelerini görmek de odağımızı zaman içinde kendimize çekmemiz için fırsat.
Son olarak bir hedef belirleyerek bugünden daha farklı olmak için bir aksiyon tanımlamak önemli. Bugün farkına vardığınızda sizin için değişmesi gereken bir yan görüyorsanız mutlaka bunu farklılaştırmak için bir adım belirleyebilirsiniz. Önce ifadelerinizi değiştirerek zamanla niyetinizi de değiştirebilirsiniz. Kendinizi her gün yeni yanlarınızla keşfettiğiniz ve yenilediğiniz güzel günlere:)
İlginizi çekebilir: Travma sonrası stres bozukluğu ve ‘içimizdeki bahar’a ufak bir notTravma sonrası stres bozukluğu ve ‘
Kaynaklar: