Modern yaşamın döngüsü yaşantımızı tekdüze bir hale sokar. Bu durum toplumda birbirinin aynısı, benliğini kaybetmiş ve ruhsal bunalıma sürüklenmiş bireylere neden olur. Peki monotonlaşmış düzenin üzerimizde kurduğu dayatmalardan ve içsel bunalımdan uzaklaşıp kendi benliğimizi bulmak için neler yapabiliriz?
- Ertelemeyi, geçiştirmeyi, anı kurtarmayı bırakın.
Ertelediklerimiz gündelik işlerden başlayıp sağlık, eğitim, iş hayatı gibi hayatımızı önemli derecede etkileyecek her alana yayılır. Zamandan kar edildiğini, o an kendini o işe vermek yerine deadline anına bırakarak öncesinde zaman kazanıldığını düşünürüz. Bu sözde anı kurtarma durumu kronik bir hale dönüşür ve kişi kendisini erteleme sarmalı içerisinde bulur. Uzun vadede bunun hayati ve psikolojik birçok sonucu olabilir.
- Alabildiğince koşun.
Yapılan araştırmalara göre koşarken zihin ve vücut aynı anda hareket eder, zihnimiz bizi engelleyen düşüncelerden arınır. Hayatınızın kararını alırken, içinde büyüttüklerinizle, kırgınlığınızı unutmak için ve bazen de enerji depolamak için koşun.
- Kendinizi sevin.
Fikirlerinizi, bedeninizi, hayal gücünüzü, sınırlarınızı, hatalarınızı, kısacası kendinizi olduğunuz gibi sevmekten başlayın.
“Önce kendinizi sevin, sonra başkalarını. Kendinizi sevdiğiniz zaman, bu dünyada yapamayacağınız şey yoktur.” Lucille Ball
- Kaliteli zaman geçirin.
Sürekli söylenen, negatif enerjisini bulaştıran, hayata dair olumsuzlamalarını yansıtan kişiler yerine bakış açınızı genişleten, ilham veren, büyüsüne kapılıp gideceğiniz kişilerle zaman geçirin!
- Zihninizi esnetin!
Bazı olayları yargılamadan, eleştirmeden olduğu gibi kabullenin. Esnek bir zihin olayları daha geniş bakış açısıyla görerek problemin çözümünü kolaylaştırır.
- Bir zamanlar olduğunuz çocuğu hatırlayın.
Çocukken alamadığınız, yapamadığınız içinizde takılıp kalan her ne varsa yaşınız kaç olursa olsun onu gerçekleştirin.
- Kahkaha atın
- Strese kalkan oluşturan en iyi şeylerden biridir kahkaha!
- Elinizi attığınız her şeyi güzelleştirmek için çaba sarf edin.
- Hayata karşı duruşunuz olsun.
- Her gün bir müziğin sizi alıp götürmesine, hayal kurdurmasına izin verin.
- Stres sizi değil siz stresi yönetin
- Kendinizi yorumlamayı, eleştirmeyi ve geri bildirim vermeyi es geçmeyin!
- Çatışmaya, kavgaya, zıtlıkların sorun yaratmasına izin vermeyin.
- Sizi geriye götüren, mutsuzlaştıran, bir şey katmayan ilişkinizi sonlandırmayı ötelemeyin.
- Toplumdaki yanlışları ve tutarsızlıkları fark edin ve sorgulayın!
- Kucaklaşın, sarılın, dokunun!
- Ana odaklanın, akışa teslim olun.
Aklımızda sürekli dönen planlar, iş, ailesel sorunlar gibi düşünceler o anın tadına varmamamızı sağlar. Zaten olacak ne varsa kaçınılmazdır, bunun için kafanı saatlerce yorman, endişelenmen her anın hakkını vererek yaşamaktan alıkoyar.
- Öğrenmeye aç olun.
‘Öğrenmek’ hayatımız boyunca arkasında koşacağımız sonu olmayan bir eylem. Beyni zinde tutar ve ufkumuzu açar o yüzden öğrenme yetimiz hep yetersiz gelmeli ve merak et, oku, araştır üçlüsünü bir teori olarak benimsemeliyiz.