X

Etkili bir sunum hazırlamanın 7 yolu: İçinizdeki sunum dehasını ortaya çıkarın

İş dünyasında fikirlerinizi paylaşma söz konusu olduğunda en önemli üç şey; yaratıcılık, etkili konuşma ve özgünlüktür. Eşi benzeri görülmemiş verilerin hızlıca paylaşıldığı bir bilgi toplumunda yaşıyoruz ve bu toplumda PowerPoint slaytlarını okumak, neredeyse en büyük günahlardan biri olarak görülüyor.

Artık sizlerden beklenen; fikirlerinizi sunarken sadece bilgi vermek değil, karşınızdakini etkilemek. Şirketinizin ilk çeyrek ekonomik verilerini paylaşıyor olsanız bile, hitap ettiğiniz kalabalığın dikkatini çekmeniz ve akılda kalır bir sunum yapmanız gerekiyor.

Uplifers olarak etkili bir sunum yapmanın yöntemlerini derledik:

1. Tweet atar gibi düşünün

En son hazırladığınız sunumu bir düşünün. Bilgisayarın karşısına geçip, bir önceki sunumu açıp onun üzerinden mi ilerlemiştiniz? Daha önce kullandığınız sunum formatının sadece içeriğini mi değiştirdiniz?

Eğer böyle yaptıysanız, tüm sunum dehanıza kelepçeler vurmuş, içinizdeki yaratıcı gücü hapsetmişsiniz demektir. Belki size çok ironik gelebilir ancak geleceğin sunum yaklaşımı dijital değil analog dünyada yatıyor.

İlgili yazı: İş yerinde performans kaygısı ve sunum yapma çekingenliği

Elinize birkaç not kağıdı ve birkaç renkli kalem alın ve şimdi kendi sunumunuzu yazmaya başlayın. Bu sunumun “tweet”lerden oluştuğunu farz edin ve her bir not kağıdına en fazla 140 karakterlik notlar yazın. Mesajınız ne? Sizi dinleyenlerin bu mesajla ilgili ne düşünmesini istiyorsunuz? Dinleyicilerin ne hissetmesini istiyorsunuz? Sunumunuz bittiğinde ne yapmalarını istiyorsunuz?

Bu soruların yanıtlarını verdiyseniz, şimdi sunumunuzun hedefleri ve amacını açıkça belirlemişsiniz demektir. Artık sunumunuzu hazırlamaya başlayabilirsiniz.

Bir sunum yaparken en önemli silahınız sesinizdir.

2. Bilboard’lar en iyisidir

Arabayla ilerlediğinizi farz edin ve sunumunuzun da gittiğiniz yoldaki devasa billboard panoları olduğunu düşünün. Her bir billboard panosunda renkli bir görselle birlikte kısacık ama bir o kadar da güçlü bir hikaye anlatılır. Böylelikle billboard dikkatinizi çekmeyi başarır ve sizde merak duygusu uyandırır.

İlgili yazı: Hayat bir sunumdur

Şimdi not kağıtlarına yazdıklarınızı alın ve kendi çizimlerinizle billboard serinizi yaratın. Çiziminizin ne kadar iyi veya kötü olduğunu düşünmeyin, önemli olan bu değil. Sadece aklınıza gelenleri karalayın.

3. Karşıtlıklar en iyisidir

Billboard’larınız şekillenmeye başladıysa şimdi de sunumunuza nasıl biraz karşıtlık ekleyeceğinizi düşünebilirsiniz. Hazırladığınız her bir not kağıdını nasıl daha canlı kılabileceğinizi düşünün. Bunun için bir hikaye, video, ses kaydı, bir soru veya dinleyicilerin de dahil olabileceği bir egzersiz düşünebilirsiniz.

4. 7 adımda ilerleyin

– Sahneyi hazırlayın: E-mail göndermek yerine sunum yapmanızı gerektiren bu kadar önemli olan şey ne?
– Yolculuğa başlayın: Mesajınız ne, dinleyicilerinizi nereye götürüyorsunuz?
– Engelleri hesaplayın: Neden oraya gitmeleri gerekiyor?
– Engellerin üstesinden gelin: Dinleyicilerinizi nasıl oraya ulaştıracaksınız?
– Hikayeyi çözün: Oraya vardılar, şimdi orası nasıl görünüyor, nasıl hissettiriyor?
– Amacı açıklayın: Neden bu kadar önemli?
– Harekete geçirin: Neden onların da bunu yapmalarını istiyorsunuz?

İlgili yazı: Daha güçlü bir iletişim için daha az kelime kullanmalısınız

5. İstedikleri 3 şeyi verin

Sizi dinleyenler sadece 3 şey istiyor. Bu üç şeyin billboard’larınızda olduğundan emin olun:

– Meselenin kendisi: Özellikler, faydalar, veriler, mantıklı argümanlar, örnekler, vs.
– Hissiyat: Hikayeler, metaforlar, anekdotlar, soru işaretleri, şaşırtıcı unsurlar, espriler, sürprizler, vs.
– Gelecek: Geleceği göremeyen insanların motivasyona ihtiyaçları vardır. Bu yüzden işinizle onların geleceği görmesine yardımcı olun.

Arabayla ilerlediğinizi farz edin ve sunumunuzun da gittiğiniz yoldaki devasa billboard panoları olduğunu düşünün.

6. Sesinizi yükseltin, şarkı söyleyin, çığlık atın, iç çekin

Bir sunum yaparken en önemli silahınız sesinizdir. Sesiniz, sunumunuza hayat vermenizi sağlayan en önemli şeydir.

Sunum yaparken sesinizi etkin bir şekilde kullanmak büyük bir çaba ve tecrübe ister. Siz de en sevdiğiniz kitaptan rastgele birkaç paragraf seçerek istediğiniz tonda okumalar yapabilir, böylelikle pratik kazanabilirsiniz.

7. Değişime odaklanın

Her sunum dinleyiciler üzerinde bazı değişiklikler yaratır. Bu bir davranış değişikliği, anlayış veya inanış değişikliği olabilir. Her sunum, dinleyicisini etkileme amacı taşır. Dinleyicilerinizin değişim noktalarına odaklanın. Sunumunuzla onların neler hissetmesini istiyorsanız, onu düşünün.

Kaynak:
Lifehack

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale