İçinizdeki “ben”i tanımak için fırsat yaratın: Günlük hayatta kendinize yer açmak
Hindistan’da geçirdiğim sürede gördüğüm aşramlarda bahsedilen felsefelerde genelde benzer bir başlangıç vardı: “Ben kimim?” Hatta batı felsefesine baktığımızda da çok temel sorulardan biri bu. Maalesef günlük hayatlarımızın hızında ve yoğunluğunda böyle sorular hakkında düşünmeye pek fırsatımız olmuyor. Ben “self care” yani kendine özen göstermenin böyle ufak adımlarla başladığına inanıyorum. Belki düzenli meditasyon yapmıyor, kendimizi şımartmak için masajlara gidemiyor olabiliriz; bununla birlikte herhangi bir konu üzerine ben ne düşünüyorum diye kendine zaman ayırmanın da, kendine özenli davranmanın yollarından biri olduğuna inanıyorum.
Şimdi sana ufak bir sorum var; sıradan bir gününü düşündüğünde ortalama kaç insanla iletişim kuruyorsun, sayabilir misin? Beklediğin duraktaki insanlardan, yurt dışında yaşayan arkadaşına attığın mesajlara, kendi sosyal çevrende konuştuğun insanlardan, Instagram’da hikayelerini gördüğün insanlara kadar kaç kişiyle temas halindesin? Göz temasının da bir iletişim olduğunu kabul edip saymaya başladığında tahmininden daha çok sayıda kişiyle yolunun kesiştiğini fark edebilirsin. Peki her iletişim dokunuşunun sendeki yankısını gözlemleyebilir misin?
Yani metrodaki birinin nazik bir davranışına şahit olduğunda veya bir mesajın geç cevaplandığında neler hissediyor, neler düşünüyorsun? Her bir iletişim içimizdeki göle atılmış bir taş gibi, içimizdeki su dalga dalga hareketleniyor diye düşündüğünde, hayatındaki insanlar ve onların sendeki etkileri arasında kendini rahatça bulabiliyor musun?
Çoğumuz günlük hayatı devam ettirme önceliğinden, dışarıda olup bitenlere tepki vermekten, içindeki “ben”i tanımaya fırsat yaratamıyor. Mesela ben, “ben” dediğim kimi şeylerin sadece göle atılmış bir taşın yarattığı halkalar olduğunu görünce şaşırmıştım; o taş olmasa bendeki halka da olmayacaktı. Peki ben dediğim kimlik, dışarıdan gelen etkilere bu kadar bağlı olabilir miydi, yoksa kendiliğinden hep var mıydı?
Sorulacak sorulara, keşfedilecek gizlere çok inandığım için kendime zaman ayırmayı, “Bende neler oluyor?” diye sormayı oldukça kıymetli buluyorum. Çünkü bu dünya o kadar kucaklayıcı ve cezbedici ki hepimiz zaman zaman kendi merkezimizden uzaklaşıp yaşadıklarımıza çekilmeye başlıyoruz. Öyle anlarda kendine özen gösterdiğine inandığın tüm aktiviteler sanki birer çapa oluyorlar, bizi bize bağlıyorlar. Etki-tepki arasında yaşadığımız hayatlarımıza bazen geriye çekilip bir bakmak bana hep iyi hissettiriyor; belki bugün de senin kalbine dokunur, ne dersin?
İlginizi çekebilir: İçimizdeki dengeyi bulmak: Nefesimiz her şeyin başlangıcı