X

İçindeki cevheri bul: Kendini gerçekleştirebildiğin kadar mutlusun

Sizce, siz potansiyelinize uygun mu yaşıyorsunuz? Kendini gerçekleştirebilmiş o insanlardan biri misiniz? Yoksa ruhunuzun derinliklerinde bir yerde, açığa çıkmayı bekleyen bir cevher mi var?

Gelin ilk önce isterseniz kendini gerçekleştirmek ne demek ona bakalım. Schultz ve Schultz (2002)’a göre kendini gerçekleştirme, “insanın tüm yetenek ve niteliklerini aktif olarak kullanabilmesi, potansiyellerini geliştirip gerçekleştirebilmesi için doğuştan gelen ve her insanda var olabilen en yüksek düzeydeki insan ihtiyacı ya da eğilimidir” (Dağlı & Beyazsaçlı, 2010, s. 2). Kendini gerçekleştirme kavramını ilk olarak ortaya koyan Abraham Maslow (1943)’a göre kendini gerçekleştirme, tüm dikkati ve enerjisiyle yoğunlaşarak kişinin potansiyelinin ortaya çıkması, sadece kendini düşünmeyen tecrübeler edinmesini kapsayan doğal ve dinamik olan yaşam boyu süren bir gelişim sürecidir (Ivtzan ve diğerleri, 2013). Kısacası kendini gerçekleştirme, gerçek potansiyeline uygun yaşamaktır.

Maslow, “Gereksinimler Hiyerarşisi” adlı motivasyon teorisinde bu gereksinimleri; sırasıyla fiziksel gereksinimler (yeme, içme, seks vb), güvenlik gereksinimleri (iş şartları, iş güvenliği vb), sosyal gereksinimler (aile, arkadaş ilişkileri vb) benlik gereksinimleri (kendini başkalarına gösterme) ve kendini gerçekleştirme gereksinimleri (bireylerin sahip oldukları potansiyellerini geliştirme ve yaratıcılıklarını en üst düzeye çıkarma) olarak ifade etmektedir (Dönmezer 2004, Eren 1993b). Maslow’a göre, ilk dört ihtiyaç yukarıda belirtilen sıra ile karşılanırsa, kişi motivasyonel anlamda tatmin olacak ve hiyerarşinin son basamağında yer alan “kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını” karşılamaya yönelecektir (Dönmezer 2004, Eren 1993b).

Yine Maslow’a göre kendini gerçekleştiren bireylerin belirgin özellikleri arasında gerçeği olduğu gibi algılayabilmeleri, içten geldiği gibi davranabilmeleri, insanlığa dair problemlerle ilgilenmeleri, problem çözme yeteneğine sahip olmaları, bağımsız olmaları, demokratik olmaları, yaratıcı olmaları ve sosyal sorunlara duyarlı olmaları vardır (Maslow, 1943).

Carl Rogers’ın psikolojik danışma kuramına göreyse kendini gerçekleştirmiş insanların özellikleri şöyledir (Schultz & Schultz, 2002, s. 611):

  • Tüm yaşantılara açıklık,
  • Her anı dolu dolu yaşama eğilimi,
  • Kişinin başkalarının düşünceleri veya mantığı yerine kendi içgüdüleriyle davranabilmesi yeteneği,
  • Düşünce ve davranışta özgürlük duygusu

Yapılan araştırmalar kendini gerçekleştirme başarımızın yetiştirilme tarzımızla çok alakalı olduğunu gösteriyor. Diyelim siz özünüzde tuttuğunu koparan, kendi fikirlerini savunan, öz güveni yüksek bir insansınız. Ancak büyürken anneniz ya da babanız bu özelliklerinizden hoşlanmadı. Ve siz bu özelliklerinizi bastırarak yaşamayı öğrendiniz. Otoriter anne babalar, çocuklarının kendilerine kesin olarak itaat etmelerini beklerler ve çocuğun davranış ya da inançları kendi bildiklerinden farklı yönde geliştiğinde, zora veya ceza vermeye başvururlar (Baumrind, 1966). Bu şekilde yetiştirilmiş çocuklarda güven eksikliği, kendi kararlarını vermede zorlanma, başkalarının etkisinde kalma ve sosyalleşme sorunları en çok görülen problemler arasında olabilir (Özkaya, 2009). Belki siz de çocukluğunuz yüzünden kendi potansiyelinizi ortaya çıkaramıyorsunuz. Kendinizi tam istediğiniz gibi yaşayamadığınız için de, içinizde hep bir huzursuzluk, tatminsizlik var.

Peki kendimizi gerçekleştirmek için neler yapabiliriz?

  1. Çocukluğunuza bakın. Siz çocukken nasıl bir insandınız? Yapmaktan en çok hoşlandığınız, yaparken zaman ve mekanı unuttuğunuz aktiviteler neydi? Bu aktivitelerin mümkün olanlarını şimdiki zamana taşıyabilir misiniz? Diyelim çocukken en çok hoşunuza giden şey resim yapmaktı. Ama artık bir yetişkin olarak resim yapmıyorsunuz. Tekrar resim yapmaya başlayarak içinizdeki yaratıcılıkla iletişim içine girebilir misiniz? Kendimizi gerçekleştirebilmenin yolu tüm yönlerimizle birlikte bir bütün olarak yaşamaktan geçer. Çocukluğunuzda bıraktığınız yaratıcılığınızla tekrardan iletişime girdiğinizde içinizde bir şeyler canlanacak. Kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz.
  2. Kendinizi olduğunuz gibi kabul edip, daha iyi versiyonunuzu hayal edin. Evet söylediğim kulağa çelişkili geliyor ama Carl Rogers’ın da dediği gibi ancak kendimizi olduğumuz gibi kabul edince değişmeye başlarız. Kendinizin daha iyi versiyonu nasıl bir insan? Hayatını ne yaparak kazanıyor? Nasıl giyiniyor? Nasıl konuşuyor? Etrafında nasıl insanlar var? Nerede yaşıyor? Tüm bunları iyice düşünüp cevap verin.
  3. Günlük tutun. Kendinizi hatırlamanın en kolay yollarından biri günlük tutmaktır. Günlüğünüze rüyalarınızı, hayallerinizi yazın. Günlüğünüz aracılığıyla kendinizi yeniden keşfedin.
  4. Kendini gerçekleştiren insanların listesini yapın. Sizce bu insanlarla aranızda ne gibi benzerlikler var? Eğer onlar yaptıysa siz de kendinizi gerçekleştirebilirsiniz. Maslow’a göre kendini gerçekleştirmek sadece dahilere özgü bir olay değil. Bunu herkes yapabilir.
  5. Sizce bastırdığınız, ortaya çıkarmadığınız ne gibi yetenekleriniz var? Neden onları ortaya çıkarmaktan korkuyorsunuz? Kendinizi tam olarak yaşadığınızda çevrenizdekilerin sizi kıskanmasından, sizi sevmemelerinden mi çekiniyorsunuz? Hayatınızın geri kalanını kendinizi bastırarak geçirmeye, devam mı etmek istiyorsunuz? Sizce sevilmek adına kendi potansiyelimizi bastırmamız çok büyük bir bedel değil mi? Gelin bugünden itibaren bastırdığınız yeteneklerinizi cesur bir şekilde ifade etmeye başlayın.

Ben de tıpkı Maslow gibi düşünüyorum. Bence kendini gerçekleştirme, her insanın en doğal hakkı. Kendimizi gerçekleştirdiğimiz ve doya doya kendimiz olabildiğimiz günler diliyorum hepimize.

Sorularınız için bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. Kendini iyi hissetmekle ilgili egzersizleri ise Instagram hesabımdan paylaşıyorum. 

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

İlginizi çekebilir: Şu anda yaşadığınız ilişkiniz çocukluk yaranızın bir yansıması olabilir

Kaynaklar

  • Baumrind, D. (1966). Effects of authoritative control on child behavior. Child Development, 37(4), 887-907
  • Dağlı, G. & Beyazsaçlı, M. (2010). Ana-baba tutumu ve kendini gerçekleştirme düzeyleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. Akdeniz Eğitim Araştırmaları Dergisi, (7), 1-16.
  • Dönmezer, İ., (2004): Developmental and Educational Psychology (in Turkish), E.Ü. Basımevi, İzmir, s.125-126
  • Ivtzan, I., Gardner, H. E., Bernard, I., Sekhon, M., & Hart, R. (2013). Wellbeing through self-fulfilment: Examining developmental aspects of self-actualization. The Humanistic Psychologist, 41(2), 119-132. doi: 10.1080/08873267.2012.712076
  • Maslow, A. H. (1943). A theory of human motivation. Psychological Review, 50, 370-396. Erişim tarihi:26.07.2010. http.//psychclassics.yorku.ca/Maslow/motivation.html
  • Özkaya, D. (2009). “Ana Baba Tutumları Ve Kişilik Üzerindeki Etkileri”. Sivas: Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü
  • Schultz, D. P., & Schultz, S. E. (2002). Modern psikoloji tarihi (Y. Aslay, Çev.). İstanbul: Kaknüs Yayınları. (Orijinal baskı 2000).
Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale