Anda yaşamak neden bu kadar önemlidir?
Peter Russel, aldığı birçok akademik eğitimin ardından insanın var oluşuyla ilgili gizemleri ve zihnin yapısını sorgulayarak Hindistan’da meditasyon ve ruhani öğretiler üstüne çalışmış bir meditasyon ustası ve filozof. Felsefe ve psikoloji alanında birçok kitabı ve ödülü bulunan Russels genel olarak “anı yaşamak” felsefesiyle çıktığı yolda, yazılarını ve öğretisini okuyucularıyla web sitesi üzerinden paylaşıyor. Biz de Russel’ın “anı yaşamak” üzerine yazmış olduğu bir yazısını derleyerek sizlerle paylaşmak istedik. Gelin, anda yaşamak neden bu kadar önemlidir, birlikte bakalım…
Buda’dan Lao Tzu’ya, Ram Dass’tan Eckart Tolle’e ruhani öğretilerin büyük ustalarının hepsi anı yaşamanın ne kadar önemli olduğuna mutlaka değinmiştir.
Bu konu üzerine biraz düşündüğümüzde, aslında her zaman yalnızca bulunduğumuz anda gerçekten var olduğumuzu görebiliriz. Geçmişimiz anılarımızda saklıdır, ancak bu anıları tekrar deneyimlediğimiz ve aklımıza getirdiğimiz an, içinde bulunduğumuz andır. Aynı şekilde, geleceğimiz hayallerimizdedir ve hayallerimizi ne geçmişte ne gelecekte, yalnızca içinde bulunduğumuz anın içinde kurarız.
Her ne düşünürsek ya da yaparsak, bunu şu an yapıyoruz. Her ne kadar günlerimiz geçmişimizle ilgili anılar ve geleceğimizle ilgili planlarla dolu olsa da, bu düşüncelerin yer aldığı zaman dilimi şu an.
“Gelecekte yaşamıyoruz” diye düşündüğümüz ve anı yaşamaya çalıştığımız zamanlarda bile gelecek odaklı olduğumuz için içinde bulunduğumuz ana tam olarak dikkatimizi veremiyoruz. Anı yaşayabilmek için yapılması gereken tek şey dikkatin “burada ve şimdi” konseptlerine odaklanabilmesidir.
Anı yaşayan bir zihnin en büyük getirisi odaklanmanızda yaratacağı olumlu etkilerdir. Anı yaşarken geçmişte olan ya da olmayan şeylere ya da gelecekte yaşanabilecek şeylere odaklanmadan, bulunduğumuz yer ve zaman ne gerektiriyorsa o gereklilikleri yerine getirerek yaşarız. Bu nedenle dikkatimizi dağıtabilecek, zihnimizi gereksiz yere meşgul edebilecek düşüncelerden ana odaklanarak kolaylıkla uzaklaşabiliriz.
Anı yaşayan bir zihin aynı zamanda insana o an olup bitenleri anında deneyimleme şansını sunar. Bu, artık geçmişi düşünmeyeceğimiz ya da gelecek hakkında planlar yapmayacağımız anlamına gelmez. Herkesin geçmişinden çıkaracağı birçok ders ve geleceğini etkileyecek kararlar vardır.
Anı yaşamanın geçmişi ve geleceği düşünmekten farkı, ihtiyaçlarınızı bilgelikle benimsemenize yardımcı olacak içsel dengeyi yakalayabilmenize ve zihninizin daha boş olmasına olanak vermesidir.
Anı yaşadığınız sürece kimlik arayışınızın ya da başkalarının sizi nasıl gördüğünün sizin için bir önemi kalmaz. İnsanın özünün değerlendirilmeye ya da algılanmaya ihtiyacı yoktur. Temelimizde var olan yapının savunmasız ve çaresiz olmadığını bilmek, zihnimizin de herhengi bir konuda endişe duymaması demektir. Endişesiz bir zihin ise sizi iç huzurunuza kavuşturacak en önemli cevherdir.
İlginizi çekebilir: Şimdiki anda olmanın sihirli anahtarı: Bilinçli farkındalık teknikleri ve anda olma pratikleri