X

İçimizdeki lidere öneriler: Evden çalışırken verimli olmak için bütünsel liderlik stratejileri

Dünya değişiyor. Eskilerin kadim bilgeleri 4 bin yıl önce, bilim insanları ise evrimleşen insan bilinciyle yaklaşık bin yıl önce, günümüzün fütüristleri de internetin genel kullanıma açılmasıyla yaklaşık 50 yıl önce söylemişti bunu. Dünya bildiğimiz halinden bambaşka bir yapıya dönüşecek, her şey birleşecek, yerimizden kalkmadan Dünya’nın öbür tarafına ışınlanabileceğiz ve III. Dünya Savaşı fiziksel değil ruhsal (görünmeyende) olacak diye. Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan? Biri hayal etti de gerçek mi oldu, yoksa gerçek olacaktı da hayale mi düştü bilemem ama tam da bu dönemde bütünsel liderlik felsefelerini kitaplarda, üniversitelerde okuduklarımızı harekete, yani gerçeğe dönüştürme vakti.

Daha önce hiç karşılaşmadığın bir durum ile karşı karşıya kaldığında, sadece seni bu fiziksel Dünya’da tutmak için tasarlanmış olan beynin, şayet kullanım programını, yani bilincini evrimleşme sürecinde güncelleştirmediysen, 3 şey yapacaktır; ya kaçar, ya savaşır ya da donup kalır. Oysaki yaşam boyu evrimleşme sürecimizde zihinsel, fiziksel, ruhsal dönüşümümüz kadar bilincimiz de gelişir. Ama bazı krizler var ki daha önce hiç karşılaşılmamıştır ve eski bilincimiz henüz yeni olanı ve yeni olanda nasıl davranacağını bilmediğinden eski bilgilerle karşılaştığı durumu geneller, siler, kendine göre yorumlar. En temel iletişim, NLP (Neuro Linguistic Programming) ve Nörobilim çalışmalarının giriş aşaması bilgisidir ama kıymetlidir.

Peki Dünya olarak daha önce hiç karşılaşmadığımız, ne yapacağımızı bilmediğimiz, bizi ölümle tehdit eden bu sağlık krizi karşısında ne yapacağız? Beden-Akıl-Ruh savunma sağlığımızla birlikte işimizin sağlığını nasıl koruyacağız?

Her şey bilinç, niyet ile başlar (GÜVENÇ – güven + inanç – İngilizcesi “faith”). Zihin niyetin ilk somutlaştığı yerdir (inanç “belief”- analitik ve duygusal zeka), bedenle yani aldığın aksiyonlarla sonuç bulur. Bedeni harekete geçiren şey düşünce ve duygularındır, başına ne gelirse gelsin hareketi devam ettiren, yani dayanıklılık (resilience) sağlayan güvençtir. Çevik Liderlik (Agile Leadership) için esnek ve çevik olabilmek tüm bu yetkinlikleri barındırır.

Asıl soru liderlerimizin bugüne dek bize verdiği bilinç ve davranışlarıyla yönlendirme şekli, şirketlerimizin bize sunduğu kaynaklar, güvenli, korunaklı, odaklı çalışma ortamımız ortadan kalkar ve üzerine hem kendi sağlığımız hem de ailemizin can sağlığı için duyduğumuz kaygı ve Dünya’nın sonu mu geliyor stresi eklenirse; bu stres nasıl yönetilir? Dünya’da ne oluyor olursa olsun, iç dünyamızı yöneterek nasıl sonuç odaklı hedefimize doğru ilerleriz?

Tony Robbins’in en sevdiğim cümlesidir: “İşin % 80’i psikoloji, %20’si tekniktir” der. Aşağıdaki adımlar yoğunluklu olarak Tony Robbins’in “Kaderle Randevu, İş Ustalığı ve Liderlik” içeriklerinden esinlenerek derlenmiştir. Owen Fitzpartick’in yazıları da Pozitif Psikoloji bölümüne esin kaynağı olmuştur.

10 adımda pozitif psikoloji ile savunma sistemini güçlerdir (İşin %80’i)

1. İyi bir uyku düzeni. (6-8 saat)
University Pittsburg medikal araştırmacıları zayıf uykunun, savunma sistemini de zayıflattığını, “savaşan hücreleri – killer cells” azalttığını buldu. Bu hücreler virüslere ya da çabuk bölünen hücrelere karşı savaşıyor.


2. Sosyalleş 
Günde en az 1 kere sevdiğin bir arkadaşın / akraban ile konuş. * Carnegie Mellon University’de 1997 yılında 276 kişi üzerinde yapılan bir çalışma, sosyal kişilerin savunma sistemlerinin %20 daha kuvvetli olduğunu buldu.
3. Pozitif haberler izle. 
Gül. (Negatif olan tüm dijital ve medya haberlerine kapat; sadece çözüm odaklı verileri alabileceğin haberler izle, oku, duy.)
University of California medikal araştırmacıları kahkaha ile pozitif duyguların, stres hormonlarını düşürdüğünü, çalışmaya katılan ve komedi filmi izleyen erkeklerin, gama interferon hormonunda büyük bir artış olduğu kayıt edildi.
4. Dijital – Kültürel etkinliklere katıl.
British Medical Journal’da 1996 yılında yayımlanan bir makalede kültürel aktivitelere katılanların, evde oturanlardan daha uzun yaşadıklarını gösteren bir istatistik yer alıyordu.
University of Cleveland müzik terapisine katılanların tükürüklerinde immunoglobulin-A artışı tespit etti.
5. Günlük tut. Kitap Oku.


University of Texas’ta bir psikolog olan Prof. James Pennebaker, her hafta 3 -5 gün, 20 dk. ayırarak travmatik olayları yazanların, yazmayanlara oranla %50 daha az doktora gitmek durumunda kaldıklarını, ayrıca vücutlarının bakteri ve virüsleri, kontrol grubuna oranla daha hızlı yok ettiklerini yazdı.
6. Eşinle dönüşümlü birbirinize masaj yapın.
University of Miami psikiyatrlarından Gail Ironson, HIV virüsü taşıyan 20 erkek hasta ile yaptığı çalışmada, 1 ay boyunca, her gün, 45 dk’lık masajla kaygılarının azaldığını, savunma sistemlerinin kuvvetlendiğini, Cytoxic T-hücrelerinin arttığını kayıt etti.
7. Haftada bir ruhsal çalışma / bağlantı yap.
Duke University Medical Center, International Journal of Psychiatry, haftada 1 dini ya da ruhsal çalışmalara katılanların “interleukin-6” seviyelerinin, katılmayanlara oranla daha az olduğunu yayınladı.
8. İmgeleme, meditasyon/mindfulness sanatını öğren.
1996 yılında Clevland Klinik’te yapılan bir araştırmada, kolorektal ameliyatı öncesi imgeleme, yönlendirmeli meditasyon yapan grupta, kontrol grubuna oranla daha az kaygı ve operasyon sonrası daha az ağrı olduğu tespit edildi. İmgeleme ile meditasyon yapan grup %37 daha az ağrı kesici kullandı, bağırsakları daha çabuk normale döndü, kontrol grubuna oranla 1/1,5 gün daha önce hastaneden çıkarıldı.
9. İyimser ol. Olanı olduğu gibi gör. Ardından olduğundan daha iyi gör.
Bu başlıkla ilgili binlerce klinik çalışma bulunmakta. Detaylı araştırmak istersen Harvard University, WHO (World Health Organization), University College London, British Medical Journal, Dr. Clifford Meador çalışmaları, University of Michigan, UCLA ve Mayo Klinik birçok istatistiki çalışmaya sahip.
10. Her gün en az 30 dk. egzersiz yap.
Aynı şekilde özellikle son 10 yılın hastalığı obeziteye karşı yapılmış olan birçok medikal araştırmada, sporun mutluluk hormonları üzerindeki etkisini ve savunma mekanizmasını nasıl kuvvetlendirdiğini internetten okuyabilirsin.

10 adımda kendi kendine liderlik ile işinin, başarının savunma sistemini güçlendir (İşin %20’si)

1. Evde “ofis” bölümü kur. İş yerindeki kurulu sistemin neyse onu evin bir bölümü ya da odasında oluştur. Evin diğer fertleri tarafından rahatsız edilmeyecek sessiz bir alan seç. En önemlisi güçlü, güvenli bir internetin olsun.
2. İşe gittiğin günlerdeki uyanma saatinde uyan. Normal sabah rutinini bozma. Hatta kriz dönemlerinde, işe gittiğin uyanma saatinden erken uyan ve bilincini yükseltmek için, pozitif psikoloji için çalışmalar yap.
3. Full iş kıyafetin olmasa da, casual-sport iş kıyafetini giy, eşofman, pijama ve geceliğinden kurtul.


4. Normal iş saatlerin neyse o saatler içerisinde çalış. (Eş, çocukla ilgilenme, evi toparlama, televizyon açma, fonda haber dinleme, iş yaparken girdiğin internet siteleri dışında dolaşma yapma.) Şayet çocukların yatılı bakıcısı yoksa eşinle dönüşümlü bakım saatleri belirle.
5. Haftalık, günlük program yap iş ve ev yaşamın için. Bunu da Pazar akşamları, yani haftaya başlamadan önce kurgula, her sabah uyanır uyanmaz önce pozitif ve yüksek bir bilince kendini uyumladıktan sonra, haftalık ve günlük planlarını imgele.
6. Haftalık programında “Yapılacak İşler” kadar bu hafta bittiğinde “Kim olmak istiyorsun?” sorusuna da cevap ver. Bu haftanın sonunda “başarılı iş-özel yaşamını birleştirebilen bir ebeveyn” olmak istiyorum gibi. Ve ne olursa olsun yaptığın programa uy. “Ne olursa olsun uy!”


7. Çalışma saatlerinde ve yaşamında da sadece kontrol edebileceğin şeylere odaklan. Kontrolün dışında olan şeyleri düşünme… Mesela korona virüsü duracak mı? Dünya sona mı erecek? Ölecek miyim? Bunlar gibi işinde de, kendi sağlığın ve ailenin sağlığı konusunda da kontrol edebileceğin önlemleri al, yapabileceğinin en iyisini yap, gerisini bırak.
8. Kendi kendine liderlik aynı zamanda bir zihin setidir. Gün içerisinde kendine “Güçlü Sorular” sor, probleme değil, çözüme odaklan, her seferinde bir öncekinden daha iyi yapmaya çalış. Günde 30 dk. Liderlik Zihin Yapısı ile ilgili yayınlar oku.
9. Odaklanmakta zorlanıyorsan, Pomodoro Tekniğini uygula.
Pazar günü planladığın saatlerde tek bir konuya odaklan.
25 dk. sonra dur, oda/evin içinde yürü, varsa trampolinde zıpla. (3-5 dk)
Bir kağıda 25 yaz ve yanına bir check işareti koy.
Check işaretleri 4 tane olduğunda 20 dk. lık ara ver.
İş bitinceye kadar tekrarla.
10. Belki de en önemlisi “Yaşam amacını bul.” Yaptığın işi kendinen daha büyük bir şeye hizmet için yaptığını, her odağın dağıldığında hatırla. İş bittiğinde ne kadar büyük bir haza ereceğini düşün.

İlginizi çekebilir: Yaşam amacını nasıl bulursun: Ikigai’den “mana”ya uzanan bir yol

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale