Sizce gün boyunca içinizden, kendinize yönelik nasıl cümleler kuruyorsunuz? Kendiniz hakkında zihninizin içinden geçen kelimeler eleştirel, şikayet etmeye yönelik kelimeler mi, yoksa dünyanızı daha güzel hale getirecek kelimeler mi? Özeleştiri, bireyin kendisini sürekli olarak yıkıcı ve şiddetli bir şekilde eleştirmesi, kendisinden ulaşılması güç beklentiler içinde olması ve kronik bir biçimde diğer insanlar tarafından onaylanmayacağı ya da reddedileceği kaygısı yaşaması şeklinde tanımlanmaktadır (Blatt, 1995).
Büyüdüğümüzde kendimize karşı nasıl davranışlar sergileyeceğimizin temelleri çocukluk yıllarımızda atılır. Çocukken ailemizden ve etrafımızdaki diğer otorite figürlerinden kendi hakkımızda duyduğumuz negatif lafları ister istemez içselleştiririz. Eğer bizi sık sık eleştiren bir aile ortamında yetiştiysek, büyüdüğümüzde kendimizi acımasızsa eleştiren yetişkinlere dönüşme olasılığımız yüksektir. Özeleştiri düzeyi yüksek olan bireyler, kısıtlayıcı, kontrol edici ve reddedici ebeveynleri tarafından bağımsız davranışları engellenmiş, kendisi olma duygusunu geliştirememiş bireylerdir (Blatt, 2004).
Evet hemen hemen herkesin içinde acımasız bir eleştirmen var. Peki siz bu içinizde yaşayan eleştirmenle, bu olumsuz iç sesle başa çıkmak için neler yapabilirsiniz? Öncelikle en iyi yöntemin bir psikoterapistle çalışmak olduğunu belirtmekte fayda var. Bunun yanı sıra şunları yapabilirsiniz:
Çocukken size yapıştırılan etiketlerden kurtulun
Evet, belki çocukken ailenizin sözlü istismarına maruz kaldınız. Size “beceriksiz” denildi veya zekanız küçümsendi. Bir çocuk olarak kendi hakkınızda duyduğunuz yanlış düşüncelere inanmanız çok normaldi. Ama siz şu an bir yetişkinsiniz. Gelin ailenizden kendiniz hakkında duyduğunuz yanlış mesajların mirasçısı olmayı reddedin. Ailenizin size yapıştırdığı etiketlere inanmaktan vazgeçin.
Olumsuz iç sesinizle mücadele etmeyin
Kulağa belki tuhaf geliyor ama hoşunuza gitmeyen bir durumla mücadele etmek yerine, o durumu kabullendiğinizde, o durumun sizin üzerinizdeki etkileri azalır. İlk önce olumsuz iç sesinizin varlığını kabul edin. Evet ondan kaçmak yerine onu kabul edin. Unutmayın o olumsuz iç sesinizin size söyledikleri sadece birer düşünce ve düşünceler size hiçbir şey yapamaz. Diyelim iç sesiniz size beceriksiz olduğunuzu söyledi ve bu sizi son derece rahatsız ediyor.
İlk önce bu durumu derin bir nefes alıp kabullenin ve bu “beceriksizsin” düşüncesinden kaçmak yerine, onu serinkanlı bir şekilde analiz edin. Sizin beceriksiz olduğunuzu iddia eden bu ses aslında kimin sesi? Çocukken kim sizi beceriksiz olmakla itham ediyordu? Sizin beceriksiz olduğunuz doğru mu? Bu dünyada kimsenin sizi bir çocukken acımasızca eleştirmeye hakkı yoktu. Artık çocukluğunuzdaki otorite figürlerinin sizin hakkınızdaki doğru olmayan düşüncelerini içselleştirme huyunuzu geçmişte bırakın.
Olumlu özelliklerinize odaklanın
Baskın bir olumsuz iç ses, kişinin olumlu özelliklerini görmesini engelleyebilir. Eğer sizin de baskın bir olumsuz iç sesiniz varsa büyük bir ihtimalle olumsuz özelliklerinize odaklanmaktan, olumlu özelliklerinizi görmeyi unutmuş olabilirsiniz. Oysa bu dünyadaki herkes gibi siz de olumlu ve olumsuz özelliklerinizin bir bileşimisiniz. Kendinize gün içinde nefes alma alanları açıp biraz da olsa olumlu özelliklerinizle ilgilenmeye ne dersiniz? Bunu yapmak için işe, sevdiğiniz bir deftere kendinizle ilgili olumlu bulduğunuz tüm özelliklerinizi yazarak başlayabilirsiniz. Bir dahaki sefere olumsuz iç sesiniz sizin hakkınızda negatif yorumlarda bulunmaya başladığında, kendinize olumlu özelliklerinizi hatırlatın. Bu dünyada mükemmel bir insan yok. Siz de bu gerçeği iyice özümseyerek kendinizi bir bütün olarak kabullenin ve sevin.
Unutmayın; olumsuz iç sesiniz çocukluğunuzdaki otorite figürlerinin sizin hakkınızdaki yanlış düşüncelerinin bir ürünü. O otorite figürlerinin size yönelik yanlış fikirlerini, düşüncelerini kendi doğrunuz yapmaktan artık vazgeçin ve kendinize iyi davranmaya başlayın.
Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden bire bir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık Öz Sevgi eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz. Psikoloji ile ilgili egzersizler paylaştığım Instagram hesabımı da takip edebilirsiniz.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Blatt, S. J. (1995). The destructiveness of perfectionism: Implications for the treatment of depression. American Psychologist.
Blatt, S. J. (2004). Experiences of depression: theoretical, clinical, and research perspectives.
Washington, DC: American Psychological Association.
İlginizi çekebilir: Gerçek iletişimin yolu dinlemekten geçer: Biriyle konuşurken zihniniz orada mı?