X

İç sesiniz çok mu acımasız: Bu sesle şefkatli bir ilişki kurmanız için 3 öneri

“Her zamanki gibi işleri çıkmaza soktun.”
“Senin neyini sevsin?”
“Bunu asla beceremezsin.”
“Altından kalkamayacağın belliydi zaten.”
“En iyisi sen bu işe hiç girme…”

Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu?

Hayatımızdaki herhangi bir konuda işler iyi gitmediğinde ya da konfor alanımızın dışına çıkma ihtimali doğduğunda, beynimizde beklenti içindeki ebeveyn rolünü oynayan iç eleştirmenin sesi iyice açılır. Elimizden gelenin en iyisini yapsak da o ses bir türlü tatmin olamaz. Küçücük bir hatayı büyüttükçe büyütür ve bizi bitmek tükenmek bilmeyen bir tenkit yağmuruna tutar. Onun gibi mükemmeliyetçi birisi için hata yapmanın ölümcül sonuçları olmalıdır. Bazen ses o kadar baskın olur ki artık elimizden geldiği kadarını bile yapamaz hale geliriz. O ses haklı çıktıkça da gündelik hayatımızda onu daha fazla duymaya başlarız.

İç sesimize onu irdeleyerek kulak verdiğimizde, sesin ardındaki yüksek standartları olan anne babamızı, hayatımızda iz bırakmış öğretmenlerimizi veya içinde bulunduğumuz toplumun beklentilerini görebiliriz. Söylediği sözler genelde bize onlar tarafından söylenen cümlelerin kötü bir tekrarıdır. Bu cümlelerin bize iyi ya da kötü hizmet edip etmediğini bile bilmeden kendimizi bu söylemlere göre yargılarız. Zamanla özgüvenimiz azalır. Birçoğumuz içimizdeki bu ses nedeniyle yaptığımız işe, sosyal ilişki kurmaya, hatta hayata katılmaya dair motivasyonumuzu tamamen kaybederiz.

Daha da kötüsü başarısızlığımızı kabul eder ve denemekten vazgeçeriz. Başarılarımız yerine yapamadıklarımızı kaydetmeye başlar, yetersizliğimizi teyit ederiz. Sosyalleşmekten, sorumluluk almaktan, hayal kurmaktan vazgeçer hale gelebiliriz. Zamanla öz şefkatimiz de zedelenir. Hâlbuki öz şefkat bizim en büyük güç kaynağımızdır. Öz şefkati yüksek olan insanlar hedeflerine ulaşmak için gereken enerjiyi kendi içlerinde bulur ve hata yapma ya da yetersiz olma durumunda kendilerine gerekli ilgiyi ve hoşgörüyü gösterebilirler.

İç eleştirmenin sesi, en küçük hatada canımıza okurken en büyük gerçeği göz ardı eder: İnsan doğası gereği sınırlı bir varlıktır ve her insan hata yapar. Hayatımızda rol model olarak gördüğümüz insanlar bile! Ama iç eleştirmen, “Onlar hata yapabilir ama sen yapamazsın.” gibi bir büyüklenmeci tavırla bizi yönetmeye çalışır ki bu tavır da bize hizmet etmez. Önemli olan yapılan hataların farkına varıp onlardan ders çıkarabilmektir.

Yapılan araştırmalara göre ortalama bir insan bir yıl içerisinde koyduğu hedeflerin sadece %9’unu gerçekleştirebilmektedir. Bu verilere rağmen, yüksek beklentiler içinde büyümüş olanlarımız hedeflerimizi gerçek dışı seviyelerde tutmaya devam eder ve iç eleştirmenin hiç ihtiyacımız olmayan cesaret kırıcı sözleriyle ilerlemeye çalışırız.

Peki, bu beklenti içindeki ve yüksek standartları olan iç eleştirmen sesle nasıl mücadele edebiliriz?

1. Sesin sahibini fark et.

Bu ses kimin sesi? Nereden geliyor? Bunu söyleyen gerçekten sen misin, sana hizmet eden bir ses mi, yoksa içinde bulunduğun toplumun doğrularından ya da sana öğretilen dayatma gerçeklerden mi besleniyor? Cevapları belirlemek, hayatınla örtüşmeyen, başkasının doğrularına göre şekillenmiş bu sesleri kesmene yardımcı olur. Eğer sana hizmet ettiğini düşündüğün bir sesse, altında yatan öğretileri bulup faydalı bir iç sese çevirmeye giden ilk adım da yine bu soruların cevapları olacaktır.

2. Öz şefkatini artır.

İç eleştirmen sesin seni eleştirdiği durumu fark ettiğin anda, bu durumu çok değer verdiğin ya da senin desteğine gerçekten ihtiyacı olan birinin başına gelmiş gibi düşün. Bu kişi gerçekten senin yardımına ihtiyacı olan birisi. Ona nasıl davranırdın, neler söylerdin? Ona söyleyeceğin cümleleri bir yere not al ve ayna karşısına geçip bu cümleleri adeta ona karşı söylermişçesine kendine söyle. Şimdi nasıl hissediyorsun? Peki, iç eleştirmen sesin ile bu merhametli sen arasındaki fark nereden kaynaklanıyor?

Öz şefkatini artırmanın başka bir yolu da yönlendirmeli meditasyon yaparak şefkate ihtiyacı olan kendinle buluşmaktır. Bu konuda yardımcı olabilecek Meltem Fakabasmaz tarafından hazırlanan meditasyon videolarına Uplifers’ın Instagram sayfasından ulaşabilirsin.

3. Hatalarınla yüzleş ve onlardan öğren.

Gelişimin ardında yüzleşme cesareti bulduğumuz hatalarımız var. Bu nedenle yaptığın hata toplum normlarına göre ne kadar kötü olursa olsun, onu büyütmek ve kendini çaresizliğe itmek yerine kendine şu soruları sor: Bu gerçekten bir hata mı? Bu hatayı neden yaptın ya da bu duruma nasıl düştün? O an aklında neler vardı? Sonuçları kimde ne etki bıraktı? Tüm bunlardan ne öğrendin? Neyi farklı yapsan bunu önlerdin? Tekrarını yaşamamak için neye ihtiyacın var? Bu ihtiyacı karşılamak için ne yapacaksın? Bu alıştırmayı yazarak yapman senin için daha faydalı olacaktır.

İç eleştirmen sesimizin iç huzuru bulmamızdaki ve kendimizi gerçekleştirme sürecindeki etkisi inkâr edilemez. Bu sese kulak vermeyin demiyorum. Aksine bu sesi derinlemesine dinleyerek yukarıdaki yönergelerle doğru soruları kendinize sorun ve sesin üzerinizdeki olumsuz etkisini azaltın.

İlginizi çekebilir: Zorlu zamanlarda kaygıyla başa çıkmak için neler yapabilirsiniz?

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale