X

Hünnapın Faydaları: Hünnap nedir, nasıl tüketilir?

Son birkaç yıldır, adını daha sık duymaya başladığımız hünnapın faydalarının saymakla bitmediğini biliyor muydunuz? Hünnap, diğer ismiyle çiğde, ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde, dünyada ise Güney Asya’da yaygın olarak yetişen tatlı ekşi bir meyve. Bu yazımızda hünnapın faydaları başlığı altında hünnap nedir, hünnap faydası nedir, hünnap meyvesinin faydaları, hünnapın zararları gibi merak edilen konulara değineceğiz. Siz de bu sağlıklı meyve hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için yazımızı okumaya devam edin.

Not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Hünnap Nedir?

Her ne kadar son yıllarda adını sıkça duysak da halen hünnap nedir bilmeyenler olabilir. Hünnap aslında eski dönemlerden beri şifa niyetiyle kullanılan bir meyve. Tatlı isteğinizi karşılamak için bu büyülü meyveden yararlanabilirsiniz. Görünümü itibariyle hurmaya benzeyen hünnapın faydaları konusunu birkaç cümle ile açıklamak yeterli olmayabilir. Çünkü uyku kalitesinden bağırsak sağlığına kadar pek çok farklı konuda bu lezzetli meyvenin katkıları bulunabilir.

Hünnap Meyvesinin Faydaları

Hünnapın faydaları dendiğinde ilk olarak kan dolaşımının iyileştirilmesine yardımcı olduğu akıllara gelebilir. Bu küçük meyve; potasyum, fosfor, manganez, demir ve çinko gibi mineraller bakımından zengin olup kalp sağlığının korunması için büyük önem taşıyabilir. Ayrıca kan akışının düzenlenmesi ve kansızlığın önlenmesine de yardımcı olduğu bilinir.

Hünnap meyvesi, yaşlanma etkilerini tersine çevirmesiyle bilinen C vitamini ve antioksidanlar da içerir. Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler; C vitamini ise cilt sağlığını destekler. Zengin içeriği sebebiyle hünnapın faydalarından bir diğeri, erken yaşlanma belirtilerini önlemesi ve cilt sağlığını geliştirmesi olarak sayılabilir.

Kuru meyvelerin sağlığımıza olan faydalarını az çok biliyoruz. Hünnap kurusu da kemik sağlığının gelişmesine katkıda bulunan iyi bir kalsiyum ve fosfor kaynağı. Ayrıca lif ve karbonhidrat bakımından da zengin olduğu için metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olabilir. İçeriğindeki konsantre mineraller ve vitaminler sayesinde oldukça sağlıklı bir enerji kaynağı olarak hünnapı alerji durumunuz yoksa rahatlıkla tüketebilirsiniz.

Görüldüğü üzere hünnap meyvesinin faydaları saymakla bitmiyor. Son olarak hünnapın yatıştırıcı etkisinden de söz edebiliriz. Eski Çin geleneklerine göre bu meyvenin uykusuzluğu gidermek amacıyla kullanıldığı bilinmekte. Çekirdekleri de dahil olmak üzere hünnap meyvesinin tamamı antioksidan fitokimyasallar, polisakkaritler, flavonoidler, saponinler ile dolu. Bu sayede sinir sistemini yatıştırarak rahat bir şekilde uykuya dalmaya yardımcı olabiliyor.

Hünnapın faydalarını kısaca toparlamamız gerekirse:

• Hünnap kan dolaşımını iyileştirerek kalp sağlığını destekleyebilir.
• Zengin içeriği ile daha sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanızı sağlayabilir.
• Kemik sağlığını destekleyebilir ve antienflamatuvar özelliklere sahiptir.
• Lifli bir besin kaynağı olması sebebiyle sindirim için faydalıdır, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir.
• İçeriğindeki maddeler, uykuya daha rahat geçmenize yardımcı olabilir.
• Antioksidan özelliğiyle bağışıklık sistemini destekler ve kanser türlerinin önlenmesine katkıda bulunabilir.
• Oldukça düşük kalorili ve tatlı bir meyve olduğu için sağlıklı bir atıştırmalık olarak tüketilebilir.
• Araştırmalar hünnapın zengin içeriğiyle stresi azalttığına dikkat çekmekte.

Hünnapın Zararları

Hünnap nedir, hünnapın faydaları konularını detaylıca açıklamaya çalıştık. Şimdi bir de hünnapın zararları konusuna değinelim. Hünnap yukarıda saydığımız faydaları ve daha fazlası ile çoğu insan için yararlı olabilir. Ancak tüm meyvelerde olduğu gibi bazı ilaçlarla birlikte belli yan etkileri ortaya çıkabilir. Uzmanlar antidepresan olarak bilinen ilaç gruplarının bazılarının içerikleri ile hünnapın etkileşime girebileceğini belirtmekte. Ayrıca içeriğindeki çeşitli maddeler de bazı ilaçların etkilerini güçlendirebilmekte. Bu yüzden eğer düzenli kullandığınız bir ilacınız varsa uzmanınızla görüşmeniz gerektiğini unutmayın.

Hünnapın Tarihçesi

Hünnapın kökenini merak ediyor musunuz? Hünnap ağacının meyveleri, yaprakları ve tohumları geleneksel Çin tıbbında yüzyıllardır kullanılmakta. Hünnapın en az 3000 yıldır yetiştirdildiğini, Çin’deki en eski şiir koleksiyonu olarak bilinen “Şarkılar Kitabı”nda geçen “Ağustos’ta toplanan hünnap meyvesi ve Ekim’de hasad edilen pirinç” cümlesiyle anlıyoruz. Ayrıca 2600 yıl önce yazılmış bir kitap olan “Erya”da da 11 adet hünnap çeşidi kaydedilmiş. Bazı kaynaklar, hünnapın kökeninin 7000 yıl kadar daha eskiye uzanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmalara göre 2000 yıl önce hünnap; Çin’in tamamına yayılmış, büyük ölçekli ticari üretim alanları gelişmiş ve şeftali, kayısı, erik, kestane ile birlikte Çin’deki en önemli beş meyve ağacından biri haline gelmiş. Daha sonra Japonya ve Kore’ye, eski İpek Yolu üzerinden Orta Asya ve Avrupa’ya, yavaş yavaş da Antarktika hariç tüm kıtalarda en az 47 ülkeye ulaşmış. Kuzey Wei Hanedanlığı’nda 1500 yıl önce yazılan “’Qi Min Yao Shu” isimli kitapta hünnapın çeşitleri, ekimi, çiçeklerinin toplanması, ezilmesi gibi işleme teknikleri kaydedilmiş. Hünnapın aşılanması ilk olarak 1000 yıl önce gerçekleşmiş ve tahıl ekinleriyle birlikte ekilmesi de yaklaşık olarak 600 yıl önce popüler hale gelmiş. Bu yüzden Çin’deki hünnap üretimi, tarihte uzun yıllardır meyve ağacı üretiminin ilk sıralarında yer almakta.

Hünnapın tarihçesine baktığımızda hünnapın ilk kullanımını yine geleneksel Çin tıbbında görmekteyiz. Buna göre hünnap hurmasının tohumu, “Zizyphus” kombinasyonu olarak bilinen klasik ve sıklıkla önerilen bir formül ile kullanılıyordu. MS 220’ye dayanan bu formül, gece boyunca sağlıklı uykuyu desteklemek için öneriliyordu.

Hünnap Nasıl Tüketilir?

Hünnap meyvesinin faydalarını öğrendikten sonra eminiz aklınıza gelen bir diğer soru, hünnap meyvesinin nasıl tüketileceği. Hünnap meyvesi taze veya kurutulmuş olarak tüketilebilir. Taze hünnap sarı- yeşil benekli bir görünüme ve sulu olmayan bir dokuya sahip. Bunun tam aksine kurutulmuş hünnap ise parlak kırmızı bir renkte. Bazı kişiler tadını ekşi- tatlı olarak yorumlasa da genellikle tatlı bir meyve olarak kabul edilmekte.

Taze ve kurutulmuş meyveler sıklıkla reçel, şarap, tatlı gibi pek çok farklı tarifte ve yemekte ilave bir bileşen olarak kullanılabilmekte. Peki hünnap kurusu nasıl yenir? Hünnap kurusu da benzer şekillerde kullanılabilir; paketinden çıkar çıkmaz sağlıklı bir atıştırmalık olarak tüketilebilir. Ayrıca salatalara lezzet katması için eklenebilir veya fındık ve peynirle lezzetli bir uyum yakalayabilir.

Hünnap meyvesi doğal olarak vegan ve glutensizdir. Bu da onu çoğu diyet için iyi bir besin ve pek çok tarife kolaylıkla dahil edilebilen çok yönlü bir bileşen haline getirir.

Dilerseniz bir de hünnap meyvesinin besin değerlerine göz atalım:

100 gram taze hünnapın içeriği şu şekilde:

Kalori (kcal): 79
Yağ: 0,2 gr
Kolesterol: 0 mg
Sodyum: 3 mg
Potasyum: 250 mg
Karbonhidrat: 20 gr
Protein: 1,2 gr
Lif: 10 gr

Görüldüğü gibi hünnapın kalorisi oldukça düşük; ancak vitamin ve mineral bakımından son derece zengin. Özellikle C vitamini bakımından günlük ihtiyacınızın %77 gibi büyük bir kısmını karşılayabilir. Hünnap meyvesi, ayrıca vücudunuza enerji sağlayan doğal şeker formunda sağlıklı bir karbonhidrat.

BONUS: Kore usulü tarçınlı hünnap çayı!

Hünnapın sayısız faydasını öğrendikten sonra hünnapla ilgili tarifler aramaya başladığınızı duyar gibiyiz. Hünnapı pek çok farklı tarifte kullanabilirsiniz. Hünnap tariflerinden lezzetli bir tanesini sizler için hazırladık:

Hünnapla hazırlanabilecek leziz bir tarif olan Kore usulü tarçınlı hünnap çayı için gerekli malzemeler:

• 40 adet hünnap kurusu
• 50 gr zencefil
• 80 gr esmer şeker
• 15 gr çubuk tarçın
• 3 litre su

Yapılışı: Zencefilleri ve hünnap kurularını yıkayın. Zencefili soyarak ince ince dilimleyin. Ardından zencefil dilimlerini, çubuk tarçınları ve hünnap kurularını 3 litre su ile birlikte düdüklü tencereye alın. Karışımı orta ateşte 10 dakika kadar kaynatın. Altını kısıp 10 dakika daha kaynattıktan sonra içine şeker ekleyip 5 dakika daha kaynatın. Biraz dinlendirip afiyetle tüketebilirsiniz!

Uplifers Sağlıklı Beslenme Koleksiyonu’nu incelemek için tıklayabilirsiniz.Uplifers Sağlıklı Beslenme Koleksiyonu’

Not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynak: webmd, healthline

İlginizi çekebilir: Domatesin faydaları: Sofraların vazgeçilmezi domatesi ne kadar tanıyorsunuz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale