X

Hissizleşmeye karşı duygularınızla yeniden bağlantı kurmanın 8 etkili yolu

Öfke, üzüntü veya endişe gibi olumsuz duygularla oturmak, muhtemelen yapmak isteyeceğiniz son şey. Çünkü bu tür duygular, oldukça rahatsız edici. Çünkü canınızı çok acıtıyorlar. Çünkü çok yorgunsunuz. Çünkü kendinizi kırılgan ve yalnız hissediyorsunuz. Zaten hüsrana uğradınız. Nasıl olduğunu; bundan sonra nasıl olacağını bilmiyorsunuz. Çoğumuz gibi, siz de şu an nereden başlayacağınızdan emin değilsiniz…

Olumsuz duygularla başa çıkmak hiçbirimiz için kolay değil. Aslında pek çok insan bir duyguyu tam anlamıyla hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Çünkü onu ya “hiç” ya da “yeterince” yapmadı. Oysa zihinsel sağlık uzmanları, duyguları hissetmenin sağlığımız açısından büyük önem taşıdığını düşünüyor. Peki, bunu nasıl yapacağız? Duygularımızla bağlantı kurmak ve onları ifade etmek için yararlanabileceğimiz farklı teknikler var. Aşağıdaki tekniklerden bazıları çizim veya yazıdan yararlanıyor. Ve o anda neyi keşfedip hissedebildiğinize bağlı olarak size farklı bakış açıları sunuyorlar.

1. Hissettiklerinizi listeleyin

Duygularınızla bağlantı kurmanın bir yolu olarak hislerinizi sıralayın ve bunu yaparken hissettiklerinizi yargılamamaya çalışın. Bir kağıt ve kalem alarak sadece yaşadıklarınızı yazın. Mümkün olduğunca hissettiğiniz en yoğun hissi belirlemeye odaklanın. Örneğin;

  • Göğsümde sıkışma,
  • Kafamın içinde vızıltı,
  • Omuzlarımda gerginlik,
  • Terli, titreyen eller,
  • Boğazımda yumru,
  • Kalp çarpıntısı,
  • Yanan kulaklar…

Eğer yardımcı olacağını düşünüyorsanız kulaklık takın ve kendinizle bağlantı kurmanıza yardımcı olacak herhangi bir şarkıyı açın. Ya da vücudunuzu tarayarak kendinize şu soruyu sorun:

“Kafamda, boynumda, omuzlarımda, kollarımda, parmaklarımda, göğsümde, karnımda, bacaklarımda, ayaklarımda ne hissediyorum?”

2. Vücudunuzun bir taslağını çizin

Duygularınızla bağlantı kurmanın bir diğer yolu, çizimden yardım almak. Bunun için vücudunuzun bir taslağını çizin ve duyguyu hissettiğiniz yere bir “X” koyun. Ayrıca, duygularınızın nasıl hissettirdiğini tam olarak tasvir eden renkli bir boya kalemi ile ilgili alanı renklendirin. Örneğin, üzüntünüzü tasvir etmek için mor veya siyah renkleri kullanabilirsiniz. Belki de endişenizi tasvir etmek için kırmızıyı kullanırsınız, çünkü üzüntü size yanıyormuşsunuz gibi hissettiriyor olabilir…

3. Nasıl hissettiğinizi temsil eden bir manzara çizin

Duygularınızı somutlaştırmak, onlarla bağ kurmanıza yardımcı olabilir. Bu yüzden nasıl hissettiğinizi gösteren bir manzara resmi çizin. Bu konuda iyi olmak zorunda olmadığınızı unutmayın. Örneğin, belki patlayan bir volkan; belki kar, yağmur veya buz çizersiniz. Belki de akşam gökyüzünde büyük, parlak veya derin bir okyanus çizersiniz… Kendinize “Duygusal manzaram nasıl görünüyor?” diye veya “Duygusal deneyimim bir manzara olsaydı, neye benzerdi?” diye sorun.

4. Duygularınızı temsil eden bir karakter yaratın

Duygularınızla bağlantı kurmanıza yardımcı olacak tekniklerin tamamı, gördüğünüz gibi, zihnin içinden çıkıp onlara dışarıdan bakmayı amaçlıyor. Bu noktada yararlanabileceğiniz bir diğer teknik de zihninizde duygularınızı temsil eden bir karakter yaratmanız. Duygusal deneyiminizin birçok katmanını yansıtan çok boyutlu, karmaşık bir karakter yaratın. Hatta ona bir isim bile verin. Onun olaylara verdiği tepkileri düşünün.

5. Hislerinizi küçük bir çocuğa anlatır gibi yazın

Duygularınızla nazikçe yüzleşmek için hissettiklerinizi 5 yaşındaki bir çocuğa anlatır gibi yazmayı deneyin. En bariz gerçekleri ortaya çıkarmak için oldukça basit kelimeler kullanın.

6. Duygularınızla konuşun

Doğrudan duygularınızla konuşun. Duygularınızdan size daha fazlasını anlatmasını isteyin. Duygularınızdan neler olup bittiğini anlamanıza yardımcı olmasını isteyin. Duygunuza “Bana söylemek istediğin başka ne var?” diye sorun. Ardından “Neye ihtiyacın var?” ve “Sana ne yardımcı olur?” sorularını yöneltin, sonra da yanıtlarınızı yazın. Yazdıklarınızın “saçma” görünmesi hiç önemli değil. Onları kontrol etmemeye çalışın ve otomatik bir şekilde ortaya çıkanları not alın.

7. Duygularınızı temsil eden nesneleri çizin

Bir başka çizim tekniği daha… Yine bir kağıt ve kalem alıp duygularınızı temsil eden nesneler çizmeye çalışın. Örneğin boş bir bardak, kırık bir kolye, solmakta olan bir çiçek, yırtık bir battaniye, lavaboda birikmiş kirli bulaşıklar…

Bazen, duygularımızı gerçekten hissetmenin imkansız olduğunu düşünebiliriz. Ve merak ederiz: “Hissizleşmek nasıl geçer?” Zaten insan neden rahatsız olduğu anılara, acılarına, kalp sancılarına, öfkelerine geri dönmek istesin ki? En azından kısa vadede olumsuz duyguları reddetmek, TV veya podcast ile dikkatimizi dağıtmak çok daha kolay… Kendimize, “Bunları daha sonra düşüneceğim” demek oldukça konforlu. Ama hayır, bunu yapmayacağımızı içten içe biliyoruz.

Duygular hissedilmediği ve işlenmediği zaman büyür, gelişir ve şekil değiştirir: Örneğin hayal kırıklığımızı, duygularımızla hiçbir ilgisi olmayan sevdiklerimizden çıkarırız. İsteklerimize uygun olmayan kararlar alırız. Öfkemizi içe çeviririz ve kendimize şefkat veya saygı gösteremeyiz. Tüm bunlar, son derece yorucudur. Sonunda sinirlerimiz yıpranır ve gelen en ufak bir sorun, bizi paramparça edebilir.

Ayrıca duygularımız bize çok önemli bilgiler sağlar: Öfkemiz, bizi bir sınırın aşıldığı konusunda bizi uyarabilir. Üzüntümüz, gerçekten ne istediğimizi (veya istemediğimizi) ortaya çıkarabilir. Eğer duygularımızı görmezden gelir veya onları göz ardı edersek bu hayati iç görüyü kaçırırız. Duygularımız, kendimizle bağlantı kurmak konusunda çok güçlü fırsatlardır.

Son olarak; her bir duyguyu %100 yoğunlukta hissetmek zorunda değilsiniz. Bunun yerine, hissettiklerinizi yazmak, acınızın üzerine düşünmek, duygularınızın neye benzediğini keşfetmek için düzenli olarak 10 dakikanızı ayırabilirsiniz. Bu da kolay olmayabilir, ancak duygularınızla bağlantı kurmaya başlamak için kesinlikle daha az korkutucu bir yerdir.

Duygularınızı serbest bırakmak ve gevşemek için progresif kas gevşemesi tekniği

Progresif kas gevşemesi, vücudun tüm ana kas gruplarında, gerginlik ve gevşeme arasında gidip gelerek kasları rahatlatmayı amaçlayan derin bir gevşeme tekniğidir. Her kasa ve gerildiğinde- gevşediğinde nasıl hissettirdiğine odaklanarak, vücudunuzdaki duyguların daha fazla farkına varabilirsiniz. Tekniği denemek için:

  • Rahatça uzanın veya oturun.
  • Vücudunuzun tamamen gevşemesine izin vererek yavaş, derin nefesler alın.
  • Yaklaşık 5-7 saniye boyunca ayak parmaklarınızı sıkarak ve gerginlik oluşturarak başlayın.
  • Ardından, ayak parmaklarının gevşemesini sağlayarak gerilimi serbest bırakın.
  • Kasları sıkıp gevşetirken deneyimlediğiniz fiziksel duyumlara odaklanın.
  • Bu işlemi, ana kas gruplarının her biri için tekrarlayarak vücudunuzda yukarıya doğru çıkın.

Örneğin:

  • Her iki elde ve alt kolda; yumruğunuzu sıkın ve alt kolu gerin.
  • Her bir alt bacak ve ayakta; ayak parmaklarınızı doğrultun ve baldır kasını hafifçe gerin.
  • Karnınız için karın kaslarınızı sıkıca içeri çekin.
  • Alnınız için kaşlarınızı çatın ve kaşlarınızı birleştirin.

Bu rahatlama yönteminden maksimum verimi almak için onu her gün uygulamayı deneyebilirsiniz. Tutarlı uygulama ile genel olarak kendinizi çok daha rahat hissettiğinizi fark edeceksiniz. Daha detaylı bilgi almak için ilgili yazımızı inceleyebilirsiniz: Rahatlama zamanı: Progresif kas gevşetme nedir?

Kaynaklar: psychcentral, mindbodygreen

İlginizi çekebilir: Duygularınızı nasıl yönetebilirsiniz: Duygularla sörf yapma sanatı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale