X

Hislerin ve duyguların geçiciliği desem, ne dersin?

Yine yeni bir gün, yeni bir hafta, yeni bir aya doğru giderken olan, olmakta olan ve olacak olanları merak ederken buldum kendimi. Sonra hatırladım. Bu sabah kitaplığın önünde tesadüfen gözüme çarpan bir kitabın ilk sayfalarını okumuştum. Dönüp tekrar aldım raftan kitabı -Paul Auster, Son Şeyler Ülkesinde- ve okudum, tekrar okudum ve tekrar…

Her saniye hayatımızda her şey değişiyor. Ne aynı kalabilir ki?

… son şeyler bunlar. Bir gün bir ev görüyorsun, ertesi gün bir bakıyorsun o ev yok olmuş. Bir gün önce geçtiğin sokak da yok oluyor bir gün sonra. Hava bile değişiklik gösteriyor. Günlük güneşlik günün ardından yağmur bastırıyor… Bir an için gözünü kapatsan önünde duran şeyin ansızın kaybolduğunu görüyorsun. Hiçbir şey kalıcı değil; kafalardaki düşünceler bile. Kaybolanı aramaya kalkışarak boşuna zaman harcamamak gerek. Herhangi bir şey bir kere kayboldu mu, gitti mi gider...”

Her saniye hayatımızda her şey değişiyor. Ne aynı kalabilir ki? Vücudunda her an neler oluyor, neler değişiyor fark etmediğin, bilmediğin… Bazı sesler duyuyorsun, geçip gidiyor. Bazı hisler geliyor, geçip gidiyor. Kimi zaman hevesler, kimi zaman deliler gibi can attığın istekler, bazen bunlar bile geçiyor. Bazen acı geliyor; kaçtıkların, buram buram vuruyor yüzüne, bazen yüzleşmek için derin bir nefes alıp hazırlanıyorsun belki, ama sonra her şey gibi bu da geçiyor.

Kimi zaman hevesler, kimi zaman deliler gibi can attığın istekler, bazen bunlar bile geçiyor.

Bir hisse kapılıyorsun belki, bir his geliyor derinlerden, belki hiç hayal bile edemeyeceğin mesafelerden, geçmişinden, çok uzak geçmişlerinden. Geliyor ya, kapılıyorsan eğer, o anda değişen her şeyle birlikte, ‘aynı sen’e kapılıyorsun. Hep olduğun sene. Orada çok ince bir çizgi var dikkat çekmeyi hak eden. O hisse kapılıp gitmek ne kadar kolaysa (belki yıllardır bunu yaptın), o hissi görüp, bir mili saniye düşünüp durup geçmesini beklemek o denli zor. Bir hissin nasıl gelip geçmesi beklenebilir? İlk okuyuşta insan idrak edemez gibi geliyor değil mi? Ben bu düşünceyle yanılmıyorsam iki buçuk sene önce tanışmıştım. “İmkansız ya” dediğimi dün gibi hatırlıyorum. Ama ben şu şu düşünce geldiğinde böyle davranmazsam ben ben olmam ki. Zaten öyle davranamam da. “Ben şöyle bir insanım, hem bir kere burcum X, imkansız yani!” Bu aynen kahve içmeyince uyanamıyorum gibi bir şey. Aslında yeterince uyanıksın. Ya da bir süre sonra kahve içmeyince kahve içme isteğin geçiyor gibi bir şey diyelim..

İki buçuk sene önce bu durumu aklım almazken, bir seneden biraz daha fazla bir süredir yaşadığım meditasyon deneyimlerimdeki bir noktaya çok benzetiyorum bu düşünce yapısını ve zihnimle nasıl da karşı çıktığımı gözlerimle ve hatta tüm hücrelerimle görüyorum diyebilirim artık. Meditasyona oturduğunda içinden bir ses sürekli: “Muazzam oturacaksın, evet şimdi odaklanacaksın, nefes al, ver, al, ver” derken sürekli bir yerin kaşınıyor. Hop kaşıyorsun geçiyor. Kaşınıyor kaşıyorsun yine geçiyor. Peki ya kaşımayınca ne oluyor? Tahmin edin, yine geçiyor. Güzel haber ya da esas değinmek istediğim nokta meditasyonda nasıl kaşınmazsın değil tabii ki. Kapılabilme olasılığının çok çok yüksek olduğu duygu durumlarında da böyle. Geçmesini bekleyince hakikaten geçiyor. Eğer o karikatür aklına geliyorsa, sen de yalnız değilsin.

Geçmesini bekleyince hakikaten geçiyor.

Ve duygu durumlarını gözlemlemeye hazır hissedip, o an yani kapılmadan az önce, içinde bulunduğun durumu fark ettiğinde, yaşayacağın tüm akışın olasılıklarını değiştirme gücünü eline alıyorsun aslında. Sonra zaten yine olması gereken olması gerektiği şekilde ama hep değişerek sana geri geliyor.

Yeter ki, ‘sen’i kaybetme…

Yüreğinin derinlerine kazınan güzel bir hafta olsun!

 

İlginizi çekebilir: Mutluluğun tıpkı karın kasların gibi işlenebileceğini biliyor musun?

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale