dummy

Hisler, duyguları bir gölge gibi takip eder: Farkındalık, bu döngünün reset düğmesidir

Dış dünyayı duyularımız sayesinde algılarız. İnsan, sınırlı bir varoluşa sahip olduğu için algıladığı bu dünyayı duyguya dönüştürmeden önce anlayacağı ve anlamlandıracağı şekilde zihninde kurgular. Duyguların bedende yansıması, his dediğimiz duygulanım hallerini ortaya çıkarır ve hisler yeniden düşünce üretir. Böylece insan iç içe geçmiş ve sürekli bir dönüşüm halinde olan canlı bir organizma halini sürdürür. Bugün bilimsel olarak da kabul edilen zihin ve beden bütünlüğünün temel taşını hisler oluşturur. Görebildiğimiz, duyabildiğimiz ya da dokunabildiğimiz nesnelerin aksine hislerin kesin olarak tanımlanması olanaksızdır. Hisler, duyguları bir gölge gibi takip eder. Duygu hem bedenin bir hali hem de zihnin bir fikridir. 

dummydummy

Farkındalık, işte bu döngü zincirinin reset düğmesidir. Örneğin, zihinde olumsuz bir düşünce belirdiği zaman, düşünce duyguyu doğurur ve bu duygunun bedendeki yansıması hissi oluşturur. Burada süreci farkındalıkla yönettiğimiz zaman, dikkati bedendeki hisse odaklayarak duygunun regüle olmasını sağlarız. Eğer süreç böyle işlemezse o zaman his, zihinde daha güçlü olumsuz bir düşünceyle belirir ve bu durum ikincil duygu sürecini başlatır. Eğer bu geçmişe dair bir fikirse depresif hal, geleceğe dair bir fikirse kaygı ve endişe belirmesi muhtemeldir.

Farkındalık pratiğinde, duyguyu hissettiğinizde onu değiştirmeye, iyi tarafından bakmaya ya da yokmuş gibi davranmaya çalışmadan, olduğu haliyle kalmayı deneyin. Öncelikle nasıl hissettiğimizin farkında olarak ilk adımı atarız. İkinci adım olan şefkat ise tüm bu sürecin sonunda doğal olarak gelişen bir duygudur. Memelilere özgü bir duygu olan şefkat, hepimizde var olan doğal bakım verme dürtümüzdür. İnsan yaşamdaki tüm zorlukları aşabilecek şefkat kapasitesine sahiptir, sadece o parçamızla bağ kurmaya, onu hatırlamaya ihtiyacımız var. Şefkat hissettiğimiz zaman beynin belli bölgesinde aktivasyon gelişir. Bu bölge evrimle gelişen ve bizi yaşamda tutan en kıymetli parçalarımızdan biridir. Herkes bu şefkat kapasitesine sahiptir, sadece biraz bağımız kopmuş olabilir.

Bu durumu size gerçek bir hikaye ile anlatayım; 1950’lerde Tayland’ta bir otoyol yapımı için tapınakta kilden yapılmış Buddha heykelinin taşınması gerekiyor. Heykeli taşımak için gelen vinçler, taşınma esnasında bazı küçük çatlaklar oluşturuyor, bunun üzerine yağmura karşı korumak için heykel bir naylonla sarılıyor ve gece yarısı tapınaktaki rahipler heykeli kontrol etmek için gittiklerinde çatlaklardan parlak bir ışık görüyorlar ve ne olduğunu anlamak için heykeli yontmaya başlıyorlar ve görüyorlar ki Buddha heykeli aslında gerçek bir altından yapılmış. Tarihçiler, heykelin yapılma dönemine baktıklarında büyük ihtimalle istilalardan korumak için tapınak rahiplerinin heykeli kille örttüğünü düşünüyor.

Şefkat kapasitemiz de aynı bu heykel gibidir. Hepimizin asli doğası altın gibi pürüzsüz ve kıymetlidir ama yaşamdaki zor deneyimler altınla bağımızı koparıp kalbimizi kille kaplamamıza sebep olur. Artık öyle bir an gelir ki, biz bile bu bağı göremez, kuramaz oluruz. İstemediğimiz şeyleri yaparız, istemediğimiz kişilere hayır diyemeyiz, kendimizi zor durumlar içinde sıkışmış buluruz. Kalbimizle bu bağı yeniden kurmak, taptaze bir nefes almak gibidir, bunun içinde farkındalığa ihtiyacımız var. Öncelikle nasıl hissettiğimizi, hangi duyguların bizi zorladığını, hangi anlarda biraz durmaya ihtiyacımız olduğunu fark etmeliyiz. Ortaya her ne çıkarsa çıksın, olan şeye şefkat göstermek bizi daha bütün ve tamamlanmış hissettirir. Ne yaşarsak yaşayalım, tüm hatalarımıza ya da uğradığımız haksızlıklara rağmen zorlukları asabileşecek asli doğamızın kille örtülü Buddha heykeli gibi altından olduğunu unutmayalım.

İlginizi çekebilir: Şiddet “ötekileştirme” olduğu sürece var olmayı sürdürecek

Hazel Kurtuldu: Merhaba ben Hazel, 1988 İstanbul doğumluyum. Lisans ve Yüksek Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi'nde tamamladım. Yogayla ilk tanışmam 2011 yılında oldu. Kişi tutkuyla sevdiği bir şeyde derinleşmeye başlarsa, oradan yaşamını dönüştürecek bir sihir çıktığına inanıyorum. Hem Türkiye'de hem de yurt dışında birçok eğitmenden aldığı eğitimlerle Hatha Yoga, Vinyasa, Yin ve Hamile yogası gibi ekollerde dersler vermekteyim. 2018 yılında tamamladığım Mindfulness Eğitmenliği ile, bu alanda düzenli eğitimler açıyor, hem özel gruplara hem de kurumsal firmalara seminerler veriyorum. Yaşamın hayatımı değiştirdiği yönüyle yeniden yüksek lisans yapmaya karar verdim ve şu anda özel bir üniversitede Felsefe yüksek lisans eğitimim devam ediyor. “Farkındalık Sanatı” ismiyle düzenli yayınlar yaptığım podcast kanalımda hem Doğu öğretileri hem de Batı felsefesini içeren içerikler hazırlıyorum. Burada olmaktan ve sizinle buluşmaktan dolayı çok mutluyum, yazılarımda buluşmak üzere...

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp