X

Hindistan’da bir ışık şehir: Auroville’i keşfedin

Yıllar yıllar önce bir dergide Auroville hakkında bir yazı okumuş ve çok şaşırmıştım; böyle bir yer varmış yeryüzünde! İşte o andan itibaren bir gün Hindistan’a gidersem Auroville’i ziyaret edeceğim belliydi. Pandemiden hemen önce çıktığım Hindistan seyahatimde sırf Auroville’yi görmek için bir buçuk gün süren otobüs yolculuğu ile Hindistan’ın güneydoğu kıyısındaki Pondicherry şehrine ulaştım. Burası eski Fransız koloni şehirlerinden; rengarenk Fransız mimarisi ile sıra sıra evler, pek tatlı, bahçeli kafeler ve temiz sokaklar… Bir an için burası Hindistan mı gerçekten diye düşünürken kendimi tam bir sokak pazarında buldum ve önünden geçtiğim Ganesha tapınağına sunmak için bir çiçek aldım. Tekrardan Hindistan’a hoş geldim.


Yaklaşık 850 hektarlık bir alana kurulan Auroville, “Geleceğin Şehri” olarak tanımlanıyor. Fotoğraf: ilovepondicerry

Auroville, Pondicherry şehrinde Mirra Alfassa tarafından 1968 yılında kurulan bir mini şehir. Yaklaşık 850 hektarlık bir alana kurulan bu oluşum “Geleceğin Şehri” olarak tanımlanıyor. Auroville isminin anlamı da Fransızca “Işık Şehir.” Web sitelerinde paylaşılan güncel bilgilere göre 57 farklı ülkeden 2393 kişi yaşıyor burada. Hindistan hükümeti ve Unesco tarafından da desteklenen bu şehirde sürdürülebilir tarım, enerji ve farklı iş kollarında çalışan insanlar, din, dil, inanç kısıtlarından uzak, insani bir harmoni ve barış içinde yaşıyorlar. Yazdığı kitapta “Tanrı’dan başka hiçbir üstada, kural ve kaideye itaat etmiyorum” diyen nam-ı diğer The Mother (Anne) Mirra Alfassa’nın da bu şehri kurarken hayalindeki düşünce de tam olarak buymuş: İnsani bir harmoni ve barış içinde yaşamak.


Pondicerry eski Fransız koloni şehirlerinden birisi. Fotoğraf: ilovepondicerry 

Auroville tüzüğü

Mirra Alfassa bu oluşumu 1968 yılında kurarken 4 maddelik bir Auroville Tüzüğü belirlemiş: Aurovilliler, bu tüzüğün barındırdığı düşünceleri, günlük hayatlarına, siyasal süreçlere ve küçük ya da büyük ayırt etmeksizin aldıkları kararlara uyarlayarak yaşıyorlar. Böylece bu tüzük, Auroville’de yaşayan ve çalışan herkese her daim sessiz bir rehber olarak eşlik ediyor. Aşağıda Türkçe çevirisini yaptığım bu dört madde, Alfassa’nın el yazısı ile ana dili Fransızca yazılmış olarak hala merkezde saklanıyor.

  1.  Auroville hiç kimsenin değildir; bütün insanlığa aittir. Ancak Auroville’de yaşamak için tanrısal bilince gönülden hizmet etmek gerekir.
  2. Auroville bitmeyen bir eğitim, sürekli gelişim ve ebedi gençliğin yeri olacaktır.
  3. Auroville’in amacı geçmiş ve gelecek arasında bir köprü olmaktır. Auroville kendi içinde ve dışarıda yapılan tüm keşifleri kullanarak geleceği gerçekleştirmek için cesurca atılacaktır.
  4. Auroville insanlığın bütünlüğünün vücut bulmuş hali olmak için maddi ve manevi araştırmaların adresi olacaktır.

Şehrin ruhu Matrimandir

Auroville şehrinin tam ortasındaki parlayan sarı yapı Matrimandir; anlamı “Temple of the Mother” (Anne Tapınağı). Buradaki anne kavramı insanın evrimsel, bilinçli ve akıllı olan özünü temsil ediyor. Randevu ile ziyaret edilen Matrimandir’in içi ve çevresi tamamen sessiz bir bölge. Buraya şehrin ruhu deniyor. Merkezi Matrimandir olan bu şehir, galaksi yapısında dizayn edilmiş ve 4 farklı kanattan genişleyerek şehrin diğer bölümleri oluşuyor. Bu bölgede bir çok sanat kampı, hotel ve hosteller, tarım alanı, üretim merkezleri, tekstil atölyeleri, pek çok alanda eğitimler ve kurslar, sosyal proje merkezleri, cafeler ve restoranlar mevcut.


Auroville şehrinin tam ortasındaki parlayan sarı yapı Matrimandir; anlamı “Temple of the Mother”, yani Anne Tapınağı. Fotoğraf: @letsboho

Ben de burada bir süre yaşamak ve hatta çalışmak istedim ama turist vizemi halihazırda aldığım için iş başvurum turist vizesi ile kabul edilmedi. Auroville’de çalışmak için minumum 6 aylık çalışma vizesi almak gerekiyor. Çok farklı iş kolları için ilanlar mevcut, yazımın sonunda paylaştığım web sitesinden iş ilanlarını inceleyebilirsiniz.


Auroville şehrindeki pansiyonlardan birisi. Fotoğraf: Keeth House

Çalışma imkanı bulamayınca ben de birkaç gün bu temiz ve huzurlu ortamın tadını çıkarmaya karar verdim. Çünkü burası gerçekten tüm Hindistan seyahatim boyunca kulaklarımın sessizlikle, gözlerimin yeşillikle buluştuğu tek yer oldu. Matrimandir’e kadar ulaşan “sessiz bölge”, sizi ağaçların arasında bir patikadan ilerleyerek, dalları ile tekrar toprağa sarılıp köklenen görkemli banyan ağaçlarına götürüyor. Matrimandir ve çevresi tamamen meditasyon ve seramoni için dizayn edilmiş. Gerçi bu kadar görkemli ve altın kaplama olması şart mıydı diye kendi kendime sormadım değil. Ama orada geçirdiğim süre boyunca içimde yeşeren huzur ve dinginlik halim sorgulamaktan ziyade beni anı yaşamaya itti.


Dalları ile tekrar toprağa sarılıp köklenen görkemli banyan ağacı. Fotoğraf: @letsboho

Şehrin çevresi ise insan emeği ile oluşturulan ve hala çalışmalara devam edilen bir orman. Bu yeşillendirme çalışmaları da “Sadhana Forest” projesi olarak ayrıca devam ediyor. Dilerseniz bu projede de gönüllü çalışma imkanı bulunuyor.


Müze bahçesinde tanıştığım tatlı kadınlar ve ben. Fotoğraf: @letsboho

Oldukça büyük bir alan olduğundan Auroville’de özgürce hareket edebilmek için motosiklet kiralamak çok akıllıca. Taksi ücretlerine göre çok daha ekonomik bir çözüm oluyor. Ayrıca kalmak için de Auroville sınırları içindeki pansiyonları tercih etmek en iyisi. Ben Auroville plajda bir guesthouse ayarlamıştım ama çok pişman oldum. Çünkü plaj hayallerimdeki gibi değildi, oldukça kirli ve pek de güvenli bir bölge değilmiş. Ayrıca isminden dolayı da Auroville’e yakın olacağını düşünmüştüm ama yaklaşık 6km kadardı. Plaja yakın evleri ve aileleri görünce Auroville merkezinde danışmadaki kişilere merak ettiğim her şeyi sordum. Sağolsunlar hiç sıkılmadan bana oraların hikayelerini anlattılar. Bunlardan en önemlisi de tabi ki toprak konusu.

Auroville’in popülaritesi ile çevre topraklar el değiştirerek rant peşinde koşan kişilerce geçmiş ve Auroville’in çevresinde doğaya, sürdürülebilir enerji ve tarıma dost olmayan kişilerin varolması Auroville haklı için büyük bir endişe kaynağıymış. Bunları duyunca haliyle hiç şaşırmadım, ülkemizde de her gün yaşadığımız aşina konulardı. Dünyanın öteki ucunda da aynı sorunlara karşı mücadele vardı.

Seyahat önerilerim

Auroville’e ulaşmak için havayolunu tercih ederseniz en yakın havaalanı Pondicerry ve Uluslararası Chennai Havaalanı. Otobüs ise Pondicery şehir merkezine geliyor ve sonra taksiye binmeniz gerekiyor. Taksi için özellikle önerim Auroville web sitesindeki kayıtlı taksi duraklarını kullanmanız. Aksi takdirde güvenli ve ekonomik olmayabilir. Kalış için mutlaka Auroville merkezine maksimum 2-3 kilometre mesafedeki pansiyonları tercih edin. Booking.com veya yine Auroville web sitesindeki kayıtlı pansiyonlar en idealleri. Matrimandir’in içini ziyaret etmek isterseniz birkaç gün, hatta yoğunluğa göre bir kaç hafta öncesinde web sitesinden randevu almanız gerekiyor.

Pondicerry şehir merkezinde ekonomik kahvaltı ve kahve için önerim Indian Coffee House, daha uzun ve keyifli vakit geçirmek isterseniz menüsü harika bir başka mekan ise Cafe des Arts. Şehir merkezindeki büyük Ganesha Tapınağı görmeye değer.
Auroville sınırları içinde ise yemek için Tanto Restourant, kahve ve atıştırmalık için Bread and Chocalate cafeyi öneririm. Ayrıca merkezdeki Auroville kafeteryası da tatlı bir mekan. Auroville içindeki ana caddede pek çok kafe, restoran ve tasarım dükkanları da mevcut.

Auroville hakkında detaylı bilgi; güncel iş ilanları ve kültürel faaliyetler için web sitesini ziyaret edebilirsiniz: auroville.org

Maceralarımı Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz: www.instagram.com/letsboho

İlginizi çekebilir: Şehirden uzak, hayata yakın: Semanur Aksoy ve İstanbul’dan Fethiye’ye uzanan hikayesi

Semanur Aksoy: Üniversite yıllarında birçok AB projesinde görev alarak dünyayı gezmeye başladı. İzmir’de üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatı onu önce Meksika’ya sonra da İstanbul'a götürdü. 2011 yılında yoga ile tanıştı ve bu hayatında bir dönüm noktası oldu. Kurumsal hayatın onun içindeki boşluğu besleyerek büyüttüğü bir dönemde ara verdi ve önce iki ay, daha sonra da yedi ay sırt çantası ile Güney Amerika seyahatine çıktı. Amazonların şifalı bitkileri ile tanıştı; bunun da yoga gibi hayatında olumlu anlamda bir kırılım yarattığını anladı. Yoga yolculuğuna Reiki, Access Bar ve Thai Beden Terapistliği gibi şifalı dokunuşları da ekledi. Mandala tasarımlarını tekstil ile buluşturarak kendi markası Let’s Boho’yu yarattı. Şimdilerde gezgin kimliğinden arta kalan zamanını geçirmek için yerleştiği Fethiye’de, yoga, nefes, meditasyon ve Thai Beden Terapi içerikli bireysel dönüşüm rehberliği ve kendi markasını yaratmak isteyenlere marka danışmanlığı yapmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale