X

Highgate Mezarlığı’nda bir gün: Ölüm bizi ayırıncaya dek

Filmlerde duymaya alışkın olduğumuz evlilik törenlerinin vazgeçilmez klişesini farklı bir açıdan deneyimlemek ister miydiniz? Klasik Londra konseptinden tamamen uzakta, çok sıra dışı ve tamamen lokal bir deneyim önerisi bu yazının konusu. Highgate Mezarlığı’nda bir tura çıkmaya hazırsanız başlayalım.

Mezarlık kavramı biz Türkler için daha ziyade dini odaklı olsa da, Avrupa’da mezarlıkların farklı bir algısı ve hatta farklı işlevleri de olduğunu önceki yazılarda anlatmıştım. Highgate Mezarlığı da Londra’nın en romantik, aynı zamanda da en gotik noktalarından biri. Kökleri toprağın üstünde yollar oluşturan dev ağaçlar, her yerden fışkıran sarmaşıklar, yapraktan bir çizgi halindeki daracık patikalar ve hayatınızda hiç duymadığınız türlerdeki kuşların sesleri size nerede olduğunuzu unutturacak. İnsan eli değmemiş bir ormanda olduğunuzu sanabilirsiniz, mezarlık yeterince büyük olduğu için her an insan da göremeyeceksiniz. En azından yaşayanlarını diyelim…

Fakat bu pastoral ambiyans sarı bantlarla çevrilmiş üzerinde “Danger” yazan, birbiri üstünde devrilmiş ve giderek bir anıta dönüşmüş mezarları, melek-haç-çarmıha gerilmiş İsa figürlerini, mezarlara bırakılmış tüyler ürpertici hediyeleri ya da Londra’da görmeyi hiç beklemediğiniz simsiyah bir kediyle anında bitecek.

Hatta haritanıza bakıp kaybolmadığınızdan emin olmak isteyeceksiniz. Yeni bir Blair Witch filminin ücreti ödenmemiş başrol oyuncusu olmak istemiyorsanız haritanıza ara ara bakmanızı tavsiye ederim, zira mezarlık oldukça büyük ve çıkış yeterince uzakta. Üstelik yer yer telefon da çekmiyor.

Mezarlığın tarihi aslında Londra’nın tarihi diyebiliriz. Vebanın şehri esir aldığı, her gün binlerce insanın öldüğü ve artık şehirde ölenleri gömecek yerin kalmadığı bir dönemde tamamen fonksiyonel bir amaçla kuruluyor. Highgate mezarlığı 20 sene sonra o kadar karlı bir işletme haline geliyor ki, yaklaşık 20 sene sonra mezarlık alanı genişletiliyor; şu an Doğu kanadı olarak kullanılan kısım ekleniyor. Mezarlık günümüzde Doğu ve Batı olmak üzere 2 kanattan oluşuyor. Batı kanadı turla gezilebiliyor, Doğu kanadına ise, hizmet verdiği zaman dilimlerinde, biletle bireysel olarak girebiliyorsunuz.

Doğu kanadında vefat etmiş ünlü birkaç ismin mezarı var. Bu kanadın en ünlü rahmetli konuğu 1883’te vefat eden Karl Marx. Marx’ın mezarını bulmakta zorlanmayacaksınız, dev büstüne mezarına hediye olarak turistin birinin bıraktığı küçük bir çekiç eşlik ediyor. Rahmetli, mezarlığa giriş ücreti ödendiğini ve hatta Batı kanadında daha yüksek fiyatlı özel turların düzenlendiğini neyse ki bilmiyor. Giriş yetişkinler için 4 Pound, 18 yaş altı çocuklara bedava. Hatta okul grupları da mezarlığa geziye geliyor.

Highgate Mezarlığı’nın tarihi her zaman karlı başlangıçlardan ibaret de değil. Hatta 1970’lerde karlı bulunmadığı için ticari kullanıma kapanıyor, doğa ve vandallar mezarlığı ele geçiriyor. 1975’te kurulan Friends isimli vakıf, mezarlığı kurtarıyor ve o günden bu yana geçmişin zararını gidermeye çalışıyorlar.

“Ne zaman gitmeli?” derseniz Highgate cenaze törenleri, rüzgarlı ve buzlu havalarda kapanıyor. Kışın havanın daha erken karardığını da hesaba katarak kış harici her dönem daha uygun diyebiliriz.

Mezarlığın çıkışında kısa bir yokuş tırmanmayı göze alırsanız mezarlığa adını veren Highgate’e varırsınız. Bir bira ya da kahve molası verebilir, hatta isterseniz kuzey Londra’nın en nezih semtlerinden biri olan Hampstead Heath’e de yürüyerek gidebilirsiniz.

Londra’ya taşınalı tam 9 ay oldu. Hala görmediğimiz onlarca semti, tatmadığımız yüzlerce lezzeti ve yaşamadığımız milyonlarca anısı var. Londra…Vizemiz bizi ayırıncaya kadar beraberiz…

İlginizi çekebilir: Eel Pie Island: Londra’nın küçük müzik kutusu

Didem Tekin: 1985 Hatay doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Reklamcılık ve Halkla İlişkiler bölümünden mezunum. Türkiye’nin büyük global reklam ajanslarında yaklaşık 11 sene kadar müşteri ilişkileri departmanında farklı pozisyonlarda çalıştım. 2017 yılında, klasik anlamda reklamcılığı bırakmaya karar vererek, sene sonunda About Us isimli organizasyonu kurdum. Reklam geçmişimi kullanarak markalarla yetenekli insanları buluşturduğum ve iletişim çözümleri sunduğum bir iş yapıyorum. Yeme, içme ve seyahat kendimi bildim bileli en büyük tutkum. Seyahatlerimi planlarken, sıradan tavsiyeleri okuyup, farklı bir yolculuk yaratmaya çalışmayı hiçbir zaman sevmedim. Bu yüzden buradayım, gezdiğim yerlerin birilerine farklı bir bakış açısı sunmasını sağlamak istedim. Onlyforeaters isminde, yeme içmeye dair deneyimlerimi paylaştığım, mütevazı bir Instagram hesabım var. Yurt dışı seyahatlerimi planlarken “nereye gitsem?” yerine önce “ne yesem?”i düşünürüm. Bu yüzden daha çok yiyebilmek için spor yapıyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale