X

Heykeliniz hangi “siz”i yansıtsın: En güçlü halinizi mi, zayıf olanı mı?

‘‘Kılavuzun daima kalbin olsun, omzun üstündeki kafan değil…’’
Şems-i Tebrizi

Heykeli dikilesi anlarımız… Hani öyle bir an olsun ki hayatımızda kendi kendimize dışarıdan şöyle uzun uzun bakmak isteyelim. Zamanı durdurmak dediğimiz zamanlardan olsun. Öyle ki tam karşımıza, evet yanlış okumadınız, kendi kendimizin karşısına geçip oturalım. Uzun uzun kendimize bakalım, o an ne yaptığımıza, o ana gelinceye kadar kocaman hayat yolumuzda nerelerden geçtiğimize, elimize, yüzümüze, gözümüzün altındaki çizgilere, fazla kilolarımıza belki, belki biraz da alnımızdaki kırışıklıklara… Belki hafiften beyazlayan saçlarımıza…

Ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte heykelimiz dikilesi anlarımızı değerlendirelim istiyorum. Var mıdır böyle bir an hayatımızda, evet şu an, şu halimle benim heykelim dikilsin ve tüm sonrakiler (benden sonra gelecekler!) beni böyle hatırlasınlar…

Bir heykele baktığımızda heybet görmek isteriz, güç görmek isteriz, kocaman omuzlarıyla, dimdik görmek isteriz değil mi? Heykel her daim, bir galibiyeti hatırlatır, belki bir savaşçıyı, belki vazgeçmemeyi… Ben bugün heykelimiz dikilecek anlara tam tersinden bakalım istiyorum sizlerle. Heykel olduğumuzda içimizdeki acıları, kırgınlıkları veya korkuları saklamıyor olalım. Yani öyle ki bizim heykelimiz bir an olsun içten bir ağlayışımıza denk gelsin.

Belki terk edildiğimiz bir an, belki çok ama çok sevdiğimiz birini kaybettiğimiz bir ana… Belki de çok ama çok kıymet verdiğimiz birini yitirdiğimiz bir ana… İstediğimiz bir şey olmadığında yaşadığımız tercih edilmemiş olma, şanssız olma duygularımızla gözümüzden düşen damlaları havada yakalayacak o anda heykelleşelim…

Sonra biraz daha cesaret katalım bu istediğimize. Eğer dünya bize bakacaksa, gerçekten ne hissettiğimi anlasın o anda diyelim. Saklamaya gerek duymadan, başkası gördüğünde “Bu kişi de ne kadar sinirliymiş canım” diye düşünebileceği önyargısında bulunmadan çok kızdığımız bir anda heykelimizi düşünelim örneğin… Yanaklarımız kıpkırmızı, gözlerimizden öfke fışkırıyor ve biz işte o anda kendimize bir yabancı gibi dışarıdan bakalım. Soralım “Hayatta beni bu noktaya getirecek kadar kızabildiğim şey ne olmuş olabilir?”, “Gerçekten benim hayatımda bu anı kendi kendime yaşatmam için bir sebebim var mıdır?”

Sonra bir adım daha atalım, apaçık korktuğumuz bir anı alalım. Belki gece gözümüze uyku girmediği bir anımız olacak, belki de kimselere göstermediğimiz ama kendi kendimize kaldığımızda için için korkularımızla boğuşmaya çalıştığımız bir an. Gelin hep birlikte kendi kendimize uzaktan bakalım. Heykelimize dokunalım, kalbine özellikle. Ve soralım yine hep birlikte: “Bu kalbi bu kadar korkutacak ne olmuş olabilir bu dünyada, bu derece çözülemez olan, bu derece yalnız hissettiren, bu derece endişe verici olan?”

İşte hayatımızı, anlarımızı, kendimizi dışarıdan izleyecek olsaydık, evet o anları durdurup da heykelimize dışarıdan bakacak olsaydık bugün ne görecektik? Çok kızdığımızı mı, çok korktuğumuzu mu, çok umutsuz olduğumuzu mu, çok yalnız kaldığımızı mı? Gelin bir değişiklik yapalım, bugün dışarıdan bakalım kendimize, bu heykel bize umut versin, biraz alay edebilsin kendi kendiyle, güldürebilsin, belki birazcık olsun cesaret versin…

Bugün sizin heykelinize bakıyor olsaydık, bize hangi hikayeyi anlatıyor olurdunuz?

İlginizi çekebilir: Hayatın hakkını verebilmek: Bir karıncadan daha özel neyimiz var?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale