X

Hermetik yolun ışığı: Bulmak istiyorsanız ışıkta arayın

Dünya kendi planına göre işlerini yaparken sıra doğanını yarım kalmış meyvesine geliyor. İnsanın buradaki işlerindeyiz yine. Yaz geldi, beden doğanın çağrısına cevap veriyor, içsel motivasyon ve çekildiğimiz konular değişiyor. Detoks, fazla kilolar, dışsal bir özlem ile mevcut realitemizi oluşturuyor, değil mi? Ufak bir realite yolcuğuna çıkalım hep birlikte.

Realite diyoruz da, nedir bu realite? Öncelikle şu kafalardaki soruları yakalım. Bir şeyhimiz olsaydı üçüncü gözümüzden öper, şüphemizi oradan alır mıydı? Aynı küçükken annelerimizin kulağımızdaki suyu çekmeleri gibi? Anadolu’da dünya yürüyüşünü tamamlamış üstat Bedri Ruhselman’dan alacağız bilgiyi.

“Realite; her insanın, kendi hislerinin alaka kurduğu ve dolayısıyla kendisince inanılan “mevcudiyet”tir. Realite, insanlar için, “hislerinin alaka kurduğu mevcudiyete inanmaları” anlamına geldiğine göre ve hisler de daima değiştiğine göre, sabit bir realite yoktur. ”
İNK,Sy. 106

Realiteyi bu kadar kısa özetlemek tam manasını kapsama da, günlük dilimizde de sık sık yer bulduğu için konunun spiritüel özüne vurgu yapmak istedim. Çok özetle, etrafımızdaki mekan/zaman ve olay anı titreşimlerini algılama şeklimizdir. Dünyada kişi sayısı kadar realite vardır. Buradan da hemen bir yasa karşımıza çıkar “yargılamayacaksın.” Spiritüel yasalara girmeden yolumuza devam edelim. Şu andaki realitemizde neler var? Tatil moduna girdik mi, kendi içimizde hazır mıyız plajlara? Döngüye yeni bir fikir ekleyelim belki içsel niyetimiz varsa dönüşür. Şöyle bir şey olsun bu fikir, birliğin yolunu bulmak istiyorum. Haydi bu fikri açalım biraz.

Dünya okulundaki bilgilerin kaynağı Hermetik bilgiler olarak geçer ve üç kere yüce Hermes’in açtığı yoldan gidilir. Bilgi tek olduğu için bakıldığında yolda tektir, çünkü gören zaten aynı şeyi görecektir. Neyi görecektir? Karasal yayın aracılığıyla binlerce kişiye ulaşan ve duygusal olarak çokça özdeşleştiğimiz Yunus Emre dizini örnek alalım. Diyalog nasıl geçer? Yunus Emre ve Taptuk Emre arasında “Ben kör müyüm büsbütün? Ama körlük var mıdır gözlerimde? Vardır, pek az görürüm. Görür müyüm görürüm, peki açık mıdır gözlerim büsbütün? Değildir. Azdır ama görürüm. Hem görürüm hem görmez bir körüm.”

 

Sufi hikayelerinde buna benzer birçok olay var. Üstatlar neyi anlatıyor bize? İçsel bir terbiyeyi hissediyorsunuz değil mi? Burası bir illüzyon şehri, ben görürüm ama ne görürüm? Görmez gözlerim seni. Sonra Davud girer sahneye “Gözlerimi aç ki senin kutsallığını göreyim.” Şöyle bir akışla devam edelim Hermes’in yoluna. “Nasrettin Hoca bir gün yüzüğünü kaybetmiş… Aranıyor aranıyor yok! Çıkmış dışarı bir sokak lambasının etrafına bakınırken, yoldan geçen komşusu da ‘Hoca ne ararsın burada böyle?’ demiş ve Hoca da ‘Yüzüğü kaybettim, onu ararım’ demiş. Nerede kaybettin diye soran komşusuna az ileride gibi işaret etmiş Hoca. ‘Peki ya neden burada ararsın?’ demiş komşusu, Hoca da ‘Çünkü burada ışık var’ demiş.”

Aranacak şey ışıkta aranır. Görülecek şey de ışıkta görülür. Karanlığı ışıksızlık olarak ya da tersi bir şekilde vurgulamıyorum. Karanlığın içindeki ışık bambaşka bir konu. Popüler spiritüel bilgiler bize dönüşüm fikrini aşılamakta yetersiz kalabilir. Yoga bize verilmeden öncesinde hangi yol vardı dünya okulunda? Siddhartha’dan, Lao Tzu’dan önce? Kadim bilgilerin kökeni neresi? Bhagavad Gita’daki devasa sembolizmin altında bu bilgileri bulabiliriz belki?

Şimdi İsa gibi arayan bulsun ya da arayan bulur gibi konuşmaya gerek yok sanırım. Arayacağımız şey yarattığımız realite içindeki konfor, güzellik ve dışsallık değil de görünmeyendeki gerçek olabilir mi? Madem bu dünya yalan, buradaki öz karışmış başka şeylerle? İllüzyonun illüzyonundayız, neden bu kadar özdeşleşiyoruz beden fikriyle? Bir beden değilsin ki dostum… İnsan cevheri olarak bedeni hareket ettiriyorsun buradaki işleri için. Doğu’daki temel fikirlerden biri de budur. Doğunun dışını almış bizler de yine dönüp bedenden medet umuyoruz. Beden önemsizdir demek istemiyorum, lütfen böyle anlaşılmasın. Özdeşleşilmemesi gereken bir şey.

Üç kere yüce Hermes’in kökleri dünya okulunda derinlere gider. Araştırmak isteyen dostlar, bu konuda derinleşebilirler. Birçok bilgi karşılarına çıkacaktır. Teolojiden, teosofiye… Varlığınızın ihtiyaç duyduğu fikirler tam bu anın içinde. Bir günün içinde. Uzun bir günün içinde. Yaşadığımız hayatları entegre etmek, mutluluk denen bağın hissedilmesi ve artık zihnin daha az çalışması, daha az yargının çıkması ve oktavı/fikri hareket ettirme haline yavaş yavaş gelmek, bunları dışsal gözleyelim. Yaşadığımız toprakların dişil bilgisini açalım. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir alan keşfedildi ve üzerinde çalışılıyor. “Göbekli Tepe” 12 bin yıl önce birileri kutsal geometriyi ve bilgiyi alıp bir çeşit iletişim dua alanı inşa etmişler.

Kaybettiğimizi sandığımız şeyleri ışıkta arayalım dostlar. Ayrıldık, düştük buralara, aşağıların aşağısına dediğimiz ayrılık duygusunu ışıkta arayın ki ayrılık diye bir şey olmadığını görün. Şöyle bitirelim akışları;

“Yemin olsun, kuşluk vaktine; Kararıp sakinleştiğinde geceye ki; Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı. “
Duha 1-3

İlginizi çekebilir: Gerçeği aramak: Dördüncü yola giriş

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale