Ar-ka-daş; ne güzel bir kelime değil mi? Türkçe kökenli, destek olmak anlamındaki ‘arka çıkmak’ söz öbeğinden gelen, devamına ortaklık bildiren -daş ekinin getirilmesiyle sıcacık bir hal alan bu güzel kelime, her zaman anlamı kadar iyi şeyler mi ifade ediyor? Bazen evet, bazense hayır… Kimi arkadaşlıklar sonsuza kadar sürer; öyle insanlar vardır ki hayatımızda hep iyi hissettirir, her an yardıma hazırdır. Onlar şüphesiz ki çok sevdiğimiz arkadaşlarımızdır; bir de bazıları vardır ki –olmasalar daha iyi– aramızdaki sözde arkadaşlık ilişkisi bazen bize, bazense her iki tarafa da zarar verir. Sağlıklı, yapıcı, işlevsel, kısacası pozitif arkadaşlıklar hayatın farklı alanlarında karşımıza çıkabilir; iş, okul, kurs ve benzeri ortamlarda kurulabilir. İyilik ve ortak fayda üzerine kurulan bu arkadaşlıklar; modumuzu yükseltir, motive eder, yalnızlık hissini ortadan kaldırır ve en önemlisi hayatı çok daha anlamlı bir hale getirir.
Öte yandan arkadaşlık demenin doğru olmayacağı birtakım toksik ilişkiler vardır ki; onları fark ettiğimiz anda kaçmak en iyisidir. Ama yine de bir şekilde hayatlarımızda kendilerine yer bulabilirler. İsterseniz onlara değinmeden önce birlikte arkadaşlık türlerine bakalım:
Herkesin hayatında olması gereken arkadaşlıklar
1. En iyi arkadaşlık
Aslında bu arkadaşlık türünün tanımlanmaya çok da ihtiyacı yok. Çünkü eminiz ki en iyi arkadaş der demez hepimizin aklında beliren bir ya da birkaç isim vardır. En iyi arkadaşlar, arkadaşlığı diğer tüm arkadaş türleri arasında bizim için en önemli olandır; güçlü, yakın, samimi, dürüst ve daha fazlası… Sürekli konuştuğumuz, derdimizi paylaştığımız, güvendiğimiz ve zarar gelmeyeceğini düşündüğümüz kimselerle kurduğumuz arkadaşlıktır.
2. İş arkadaşlığı
Tıpkı en iyi arkadaşlar gibi çalışma arkadaşlarının da açıklanmaya ihtiyacı yoktur. Hemen hemen hepimizin gün içerisinde zaman geçirdiği, mesai bitiminde yemek yemeye gittiği ya da öğlen arasında kahve içmek için görüştüğü, iş yerinden tanıdığımız kimseler çalışma arkadaşlarımızdır ve onlarla aramızdaki ilişki iş arkadaşlığıdır. Genellikle çok özel konular hakkında konuşmaktansa iş odaklı; profesyonel alandaki çalışmalar etrafında şekillenen sohbetler bu tür arkadaşlığın temelidir. Elbette ki istisnalar kaideyi bozmaz; en iyi arkadaştan iş arkadaşı olabileceği gibi iş arkadaşından da en iyi arkadaş olabilir.
3. Sosyal arkadaşlık
Sosyal arkadaşlık, eğlenceli zamanlarda vakit geçirdiğimiz kimselerle aramızda olan arkadaşlıktır. Sosyal arkadaşlar, mutlaka güvenebileceğimiz ve her zaman duygusal destek görebileceğimiz kimseler anlamına gelmez. Ama iyi vakit geçirmek, birlikte takılmak için kafa dengi arkadaşlar oldukları anlamına gelir. Ev partilerinde, sosyal ortamlardaki toplaşmalarda sohbet ettiğiniz, gülüp eğlendiğiniz, size keyif veren arkadaşlarınız varsa onlarla aranızdaki ilişki sosyal arkadaşlık olabilir.
4. Grup arkadaşlığı
Grup arkadaşlığı, ortak bir arkadaş grubunu paylaştığımız kişilerle aramızda olan ilişkidir. Yani, onlarla birebir pek görüşmeyiz ama bir grup içerisinde, diğer arkadaşlarımızın olduğu bir ortamdayken sohbet edip keyifli vakit geçirebiliriz. Onlarla aramızdaki bağ, sosyal çevremizdir. Gerçekten sevip sevmediğimiz tartışılır olsa da zaman zaman kalabalık bir ortamdayken eğlenceli zamanları paylaşabiliriz.
5. Düşük dozda arkadaşlık
‘Düşük doz’ sıfatı biraz ilginç gelmiş olabilir ama merak etmeyin, açıklamasını okuduktan sonra muhtemelen hayatınızda en az bir düşük dozda arkadaşlık ilişkinizin olduğunu fark edebilirsiniz. Ayda belki de yılda en fazla birkaç görüşebildiğimiz; farklı yaşam tarzlarına sahip olduğumuz ya da uzak mesafelerde yaşadığımız için sık sık bir araya gelemediğimiz arkadaşlarımızla kurduğumuz arkadaşlık düşük dozda arkadaşlıktır. Aslında severiz, konuşmaktan, görüşmekten keyif alırız ama çok az görüşebildiğimiz için sıkı sıkıya bağlanmak yerine bir araya geldiğimiz zamanlarda keyifli anlar biriktirmeye odaklanırız.
6. Durumsal arkadaşlık
Durumsal veya duruma özel arkadaşlık, belirli bir ortamda ya da olayda anlamlı bir şekilde bağlantı kurduğumuz kişilerle aramızdaki ilişkidir. Bu tür arkadaşlıklar o duruma özeldir, hayatımızın diğer anlarına geçmez. Örneğin kamp arkadaşları, yoga sınıfı arkadaşları ya da yalnızca apartman toplantılarında bir araya geldiğimiz komşular, durumsal arkadaşlıklara örnek olabilir.
7. Ömür boyu arkadaşlık
Hepimizin ömür boyu süreceğine inandığı ve hayatımızın şu anına kadar süregelen bir arkadaşlığı vardır. Belki çocukluktan gelen, aynı sokakta büyüdüğümüz; belki de ilkokuldan… Önemli anlarda yanımızda olan, güvendiğimiz, her gün konuştuğumuz ya da çok az görüştüğümüz; sıklığı hiç fark etmez, önemli olan bizi nasıl hissettirdikleridir. Ve çoğunlukla iyi hissetmemiz için oradadırlar. Ömür boyu süren arkadaşlıklar, yıllar geçtikçe ne kadar değiştiğimizi, ilerlediğimizi gösteren mihenk taşları gibidir ve bizi köklerimize bağlı tutarlar.
8. Evresel arkadaşlık
Ömür boyu süren arkadaşlıklardan farklı olarak evresel arkadaşlık, belirli bir yaşam evresindeyken bağlantı kurduğumuz kişilerle aramızda olan ilişkidir. Mezun olurken, iş ararken, evlenirken, ebeveyn olmaya hazırlanırken, yas sürecindeyken ya da büyük bir karar alma arifesindeyken bizimle benzer deneyimleri paylaşan, bu nedenle ortak bir paydada buluşabildiğimiz kişilerdir. Ve bu süreçler geçtiğinde genellikle arkadaşlık ilişkimiz de zaman aşımına uğrar.
Dikkat: Kaçınılması gereken ilişkiler
Ele aldığımız tüm bu arkadaş türleri, işlevsel yani olumlu arkadaşlıklara örnek olarak verilebilir. Öte yandan ‘arkadaşlık’ gibi görünen ama aslında hiç de öyle olmayan birtakım ilişkiler de vardır. Ve onlardan kaçınmak iyi oluşumuz için oldukça önemlidir.
1. Tek taraflı ilişkiler
Tek taraflı bir ilişki, yalnızca bir kişinin arkadaşlığı başlatma, planlama, destekleme ve yönlendirme işlemlerini yaptığı; diğerinin ise sadece arkasına yaslanıp verim almayı beklediği bir tür toksik ilişkidir. Bir nevi alıcı-verici kişilerinden oluşur. Bu ilişkiyi kommensalizm ya da parazitizme benzetmek de mümkündür. Çünkü bir taraf fayda sağlarken diğer taraf zarar görür ya da etkilenmez. Oysa ki gerçek ve samimi bir ilişki, iki tarafı da beslemelidir.
2. Kararsız ilişkiler
Kararsız ilişkileri dengesiz olarak da yorumlamak mümkün. Çünkü, hem yüksek miktarda pozitiflik hem de aynı oranda olumsuzluklar içerebilir. Çok sık görüşüp mesajlaşırken, çok gülüp eğlenirken, an gelir konuşmamaya başlarız ve o ilişkinin içerisinde yeterince iyi hissetmediğimizi fark ederiz. Çok muhabbet tez ayrılık getirir de diyebiliriz. Bu tür ilişkiler bir öyle bir böyle dengesiz haller içerdiği için hem kendimiz hem de karşımızdaki kişi için gereğinden fazla yorucu olabilir.
3. Bağımlı ilişkiler
Bağımlı ilişkiler, dışarıdan yapıcı ve pozitif görünse de özellikle zaman ilerledikçe her iki taraf için de yıkıcı bir hal alabilir. Bağımlı ilişkilerde kişiler, birbirlerinin her ihtiyacını karşılamaya, her konuda destek almaya/vermeye o kadar odaklanırlar ki bireysel kimliklerini unutma noktasına gelebilirler. Sağlıklı sınırların olmadığı bu ilişki türünde her iki taraf da bunun sağlıklı bir ilişki olmadığını fark ederse ancak o zaman yapıcı bir bağ inşa edilebilir.
4. Toksik ilişkiler
Toksik ya da zehirleyici ilişkilerde bir taraf diğer tarafı mutsuz eder, yıpratır. Toksik ilişkiler, bir şekilde kendimizi kötü hissetmemize neden olur; kasıtlı veya kasıtsız olması fark etmez sonuçta karşımızdaki kişi çoğu zaman duygusal anlamda bize zarar verir ve enerjimizi tüketir. Bu ilişki türünü fark ettiğimiz anda uzaklaşmaya başlamak en iyisidir.
5. Sahte ilişkiler
Sahte ya da birçoğumuza tanıdık gelebilecek bir kavram olan ‘fake’ ilişkiler, görünüşte arkadaşlık gibi görünen ama aslında öyle olmayan ilişkilerdir. Sahte ilişkiler, yakınlık, sadakat, destekten tamamen uzaktır ve iyi hissettirmezler.
Tahmin ediyoruz ki tüm arkadaşlıkları ve ilişki türlerini okurken aklınızdan birçok isim geçmiş olabilir… İyi oluşunuzu desteklemek için kiminle aranızda ne tür bir ilişki olduğunu tanımlamanız önemlidir.
İlginizi çekebilir: Arkadaşlarınıza bilimsel verilerle sarılın: Arkadaşlığın 10 olumlu etkisi
Kaynak: mindbodygreen