Kendimizi neden strese sokuyoruz? Neden verimli olmak ve işleri tamamlamak bu kadar önemliyken kendimizi iyileştirme ve sakinleştirmeye daha az önem veriyoruz?
Stres ve anksiyete insan hayatını çok farklı şekillerde etkileyebiliyor. Hastalıklar, bozulan ilişkiler böyle zamanlarda ortaya çıkıyor. Aslında bu tür zorlukları “Neden ben?” diye sorgulamak yerine, bunları bir sinyal olarak görmek gerekiyor. Yaşadığınız acıyı veya zorluğu yargılamak, “Ne kadar da aptalım” diye kendinize yüklenmek yerine öncelikle onu kabullenmelisiniz.
İşte o an bunun ne kadar rahatlatıcı bir şey olduğunu anlayacaksınız! Kendinize “Tamam, anladım ve kabul ettim” dediğiniz anda, kendinizle daha sevgili dolu bir ilişkiye adım atabilir ve sonrasında hızla bu ilişkiyi ilerletebilirsiniz.
Dünyada hiç kimse sadece acı çekmeyi hak etmiyor. Aslında herkesin yardıma ve bu acıdan kurtulmaya ihtiyacı var. Bu yüzden öncelikle kendinize yardımcı olmalı, kendinize karşı daha toleranslı davranmaya başlamalısınız. Kendinizi hırpalamayı bırakın. Bir süre sonra anksiyete ve stresinizin de azaldığını fark edeceksiniz.
Kendinize karşı biraz daha toleranslı davranmaya başladığınızda, zamanla kendinize daha fazla güvenmeyi, yeteneklerinizi fark etmeyi öğrenebilirsiniz. Kendinizi hayata karşı daha az kırılgan hissetmeye başlayabilir, güçlü yönlerinizi keşfedebilir ve istediğiniz değişimi yaratmaya başlayabilirsiniz.
Şimdi ilk baştaki soruya geri dönelim; kendimizi neden strese sokuyoruz? Neden verimli olmak ve işleri tamamlamak bu kadar önemliyken kendimizi iyileştirme ve sakinleştirmeye daha az önem veriyoruz? Çünkü verimli olmak gözle görülür bir şey iken, iyileşmek daha az gözle görülür bir şey. Kendinizi iyi hissetmeyi, iyileştirmeyi yapılacaklar listesine koyup, sonra da üstüne tik atamazsınız. Bu yüzden kendinize bunun için söz vermeniz zaman alır.
İyi hissetmeyi öncelik haline getirmek
Eğer kendinizi iyileştirmeyi, iyi hissetmeyi öncelik haline getirmek istiyorsanız, aklınızda tutmanız gereken en önemli şey; ara vermek. Ara vermeyi, soluk almayı hayatınızın bir parçası haline getirmelisiniz. Evinizin bir noktasını kendinize mola köşesi yapın. Her gün o köşeye gidip kısa bir mola verin, derin nefesler alın, meditasyon yapın ve şükredin. Günlük kısa yürüyüşlere çıkın. Bedeninize ve zihninize bu şekilde hak ettiği saygıyı göstermiş olursunuz.
Hepimizin sakinleşmeye, boş vakit geçirmeye ihtiyacı var. Hepimiz zaman zaman rutin hayatımız arasında bir mola verip, kendimizi iyi hissetmeyi hak ediyoruz. O yüzden bu hakkı kendinizden mahrum bırakmayın.
Kaynaklar:
TinyBuddha
MindBodyGreen