Herkesin aklındaki o soru: Ya seks monotonlaşırsa?

Çocuklara, hayvanlara taciz ve tecavüz ile ilgili her gün haberin olduğu bir ülkede cinsellik ve seks ile ilgili bir şeyler yazmak gerçekten zor. İnsanın en temel ve keyif veren duygusunun nasıl başka bir şeye dönüştüğünü görmek çok acı. Aslında araştırma sonuçlarına bakılırsa bu tarz şeylerin failleri olan insanların bunu cinsel dürtü nedeniyle değil, başka psikosomatik bozukluklar nedeniyle yaptığı görülüyor.

Cinselliğe geri dönersek zamanında birbirimize dokununca kıvılcımların çaktığı, onla sevişmeyi en ilgi çekici aktiviteye bile tercih ettiğimiz insanla yapılan neden seks monotonlaşıyor ve istek azalıyor hep kafamı kurcalayan bir konu. Burada bahsettiğim; başlarda karşılıklı, tatmin edici ve renkli bir cinsel hayatı varken zamanla uzaklaşan ilişkiler.

Bekarlar evlenmeden önce evlilerin (çiftlerin) her gün seks yaptığını sanırmış oysa uzun süreli ilişkilerde ve özellikle evlilikte seksin sayısının ve yoğunluğunun azalması fıkralara ve karikatürlere sık sık malzeme olan bir konu.

Herkesin aklındaki o soru: Ya seks monotonlaşırsa?

İnsan davranışlarının doğası gereği bilinene, eskiyene ilgili azalıyor ama peki ne oluyor da uzun süreli ilişkilerde seks monoton, hatta istenmez hale geliyor. Benim en sık gördüğüm manzara günlük koşuşturmanın, stresin, birbirine duyulan isteğin önüne geçmesi. Yani istek ve arzu hala yerinde duruyor ama onun önüne ilişkinin en başında geri plana attığımız günlük konular geçiyor.

Maalesef duygu odağı daha yüksek olduğu için kadınlar bu konudan daha fazla muzdarip. Cinsellikte hiçbir şey tek taraflı değil ama bu durumda hala cinselliği daha çok arzu eden tarafın sıranın önündeki engelleri kaldırması lazım. Bunun için baş başa bir yemek, biraz içki, beraber seyredilecek bir film gibi uzun bir öneriler listesi var. Beraber bir küvet keyfi veya aynı şehirde de olsa bir gece evin dışında bir yerde kalma ve belki o gece için yeni alınmış bir çamaşır benim favorilerim. Sabır burada önemli. Zira arzu eden taraf bunları yapsa bile beklenti içinde olup baskı kurabiliyor. Bir de sevişmenin sonrası önemli. Sevişmeden sonra sarılarak ve konuşarak geçirilecek beş on dakika bir sonraki ilişkinin davetiyesi gibi. Çünkü tatmin duygusu, bağlanma ve güveni sağlayan hormonlar bu dakikalarda salgılanıyor. Tüm yükü arzu eden tarafa yıkmak olmaz. Diğer tarafın da bunu bir ödül olarak görmemesi lazım.

Yeniliğin gücünü de bir tarafa atmamak lazım. Cinsellik her monotonlaştığında ilişkiyi bitirmek, partner değiştirmek değil kastım. Yenilik; mekan değişikliği veya yeni iç çamaşırları ile olabileceği gibi yeni pozisyonlar ve yeni oyuncaklarla da olabilir. Ezberlenmiş bir giriş-gelişme-sonuç gibi bir rutin yerine çiftlerin arada sırada birbirlerine farklı ne yapabiliriz diye sormasında ve düşünmesinde fayda var. İlla bunun için para harcamaya gerek yok. Hayali hikayeler kurup o rolleri oynamak, örneğin yatak odasına hep uzun ön sevişmenin olduğu bir ilişkide hikayeye uygun hızlı ve biraz sert bir monotonluğun ilacı olabilir. 

Herkesin aklındaki o soru: Ya seks monotonlaşırsa?

Tabii şunu unutmamakta fayda var: Yatakta olan, konuşulan yatakta kalmalı. İstek ve şehvetle hatta biraz da karşı tarafı ateşlemek için söylenen sözler daha sonra sorgulanırsa, önce büyüsünü sonra da güvenini kaybeder.

Hikayelerimden oluşan “Kadınların bana anlattığı hikayeler – 12 burçtan kadının 12 erotik hikayesi” kitabım ile ilgili güzel haberler var. Bir yayın evi ile anlaştık ve 1-2 aya kadar kitap basılmış olacak. Umarım beğeni ve ilgi görür. Gelişmeleri sizlerle paylaşacağım. Yine bir şiirimsi ile bitirelim.

Tuzlu Tatlı

Limanda palamarları çözülmüş bir gemi gibiydi gamzeli kadın

Gitmek için vazgeçiş, kalmak için işaret bekliyordu.

Sevişmenin terlerinden kalan tuza, gözyaşlarınınki eklendi

Tuza tatlı dil katılınca uzadı kalış, uzasa da biten hazlar gibi

 

Yazdığım hikayelerden oluşan Kadınların Fısıldadığı Hikayeler kitap olarak yayınlandı. Satın almak için tıklayın: Kadınların Fısıldadığı Hikayeler

İlginizi çekebilir: Gizemli ve çekici: İç çamaşırının sırları

Hectorist
Adını İlyada destanındaki Truvalı Hector’dan alan Hectorist, psikolog olacakken finans sektöründe kariyer ve master yapan bir beyaz yakalı. İstanbul’da yaşasa da, daha önceleri hayatının ... Devam