X

Herkes mi toksik, herkes mi narsisist?

Toksisite ve narsisizm, bugünlerde konuşmalarımıza hakim olan iki moda sözcük. Sosyal medya atıp tutmalarından ofis politikalarına kadar herkes başkalarını “toksik” veya “narsisist” olarak etiketlemekte hızlı davranıyor. Ancak herkesi aynı fırçayla boyamak adil mi?

Zorlayıcı davranışlar sergileyen herkesi bu terimlerle etiketleme tuzağına düşmek kolaydır. Ancak gerçek çok daha nüanslıdır. Herkes bu kategorilere tam olarak uymaz ve insan davranışının basmakalıpların ötesindeki karmaşıklığını anlamak bu açıdan bana anlamlı geliyor. Şunu hayal edin: Bir partidesiniz ve birisi son tatiliyle ilgili bir hikaye anlatmaya başlıyor. Maceralarını anlatırken ne kadar hareketli olduklarını, çılgınca el kol hareketleri yaptıklarını ve yüksek sesle güldüklerini fark ediyorsunuz. Gözlerinizi devirip içkinizi yudumlarken içinizden “ne narsisist ama” diye mırıldanırsınız. Ama işin can alıcı noktası şu: Ya sadece deneyimlerini başkalarıyla paylaşmaktan heyecan duyuyorlarsa? Ya coşkuları benmerkezci değil de samimiyse?

Bazen algılarımız klişeler ve yanlış anlamalar nedeniyle bulanıklaşır ve günlük etkileşimleri, şakanın bize yapıldığı komedi skeçlerine dönüştürür.

Her zor insan toksik değildir

Hepimiz hayatımızda enerjimizi tüketen ve bizi hayal kırıklığına uğratan zor insanlarla karşılaşmışızdır. Ancak bu onları otomatik olarak zehirli yapar mı? Tam olarak değil. Ara sıra zorlayıcı davranışlar sergileyen biri ile sürekli olarak toksik özellikler sergileyen biri arasında ayrım yapmak çok önemlidir.

Örneğin, iş arkadaşınız dengesiz davranışlar sergilemeye başlamıştır çünkü özel hayatında zor bir dönemden geçiyor olabilir ve bu da iş yerinde farklı davranmasına neden oluyor olabilir. Davranışlarıyla başa çıkmak zor olsa da bu onların doğaları gereği toksik oldukları anlamına gelmez. Sadece zor bir dönemde desteğe ve anlayışa ihtiyaç duyuyor olabilirler.

Narsisizmin karmaşıklığı: Benmerkezcilikten daha fazlası

Narsisizm, sıklıkla gelişigüzel kullanılan bir başka terimdir, ancak gerçek anlamı sadece benmerkezcilikten çok daha karmaşıktır. Narsistik kişilik bozukluğu, empati eksikliği ve şişirilmiş bir kendini önemseme duygusu ile karakterize, teşhis edilebilir bir ruh sağlığı durumu olsa da narsistik özellikler sergileyen herkes bu klinik tanıma uymaz.

Örneğin, sosyal medyada sürekli onay arayan biri narsisistik eğilimler sergileyebilir, ancak bu mutlaka bir kişilik bozukluğu olduğu anlamına gelmez. Daha derin güvensizliklerden veya giderek dijitalleşen bir dünyada bağlantı kurma arzusundan kaynaklanıyor olabilir.

Yansıtma psikolojisi: Kendi güvensizliklerimiz merkez sahneye çıktığında

Şimdi, kendi özelliklerimizi ve duygularımızı başkalarına atfettiğimiz psikolojik bir fenomen olan yansıtma hakkında konuşalım. Senaryoyu biliyorsunuz, işteki performansınız konusunda kendinizi güvensiz hissediyorsunuz, bu yüzden dikkatleri kendi eksikliklerinizden uzaklaştırmak için iş arkadaşınızı “zehirli” olarak etiketliyorsunuz. Yani kendi güvensizliklerimizi başkalarına yansıtarak toksisite ve narsisizm döngüsünü sürdürüyoruz. Parmakla göstermek yerine belki de aynaya daha yakından bakmanın ve kendi önyargılarımızla yüzleşmenin zamanı gelmiştir.

Bir an için narsist eğilimler sergileyen biri, bir an sonra gerçek bir nezaket ve empati gösterebilir. İnsanlar karmaşık yaratıklardır ve duruma göre hem bencil hem de özverili olabilirler. Dolayısıyla, birine bir etiket yapıştırmadan ya da onu “zehirli” diye reddetmeden önce, belki de davranışlarının tüm yelpazesini göz önünde bulundurmaya değer. Ne de olsa hayat bir çelişkiler ağı ve hepimiz bu ağ içinde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.

Toksisite ve narsisizm birer etiketten daha fazlasıdır, insan davranışının karmaşıklığını yansıtmakta başarısız olan karikatürlerdir. Bu nedenle, bir dahaki sefere kendinizi birine bir etiket yapıştırmak ya da onu “zehirli” olarak reddetmek isterken bulduğunuzda bir adım geri atın ve tüm bu etiketleri bir daha düşünün.

Kök nedenleri anlamak: Yargılama yerine şefkat

Hemen sonuca varmak ve başkalarını toksik veya narsisist olarak etiketlemek yerine, empati ve şefkatle yaklaşmayı seçmek çok önemli. Neticede her zorlayıcı davranışın arkasında bir hikâye yatar çünkü kişinin dünya görüşünü ve eylemlerini şekillendiren bir dizi deneyim ve koşul vardır.

Belki de sürekli başkalarını eleştiren iş arkadaşınız sahtekârlık sendromuyla mücadele ediyor ve kendini kanıtlama ihtiyacı hissediyordur. Ya da belki de sürekli ilgi arayan arkadaş yalnızlık ve güvensizlikle mücadele ediyordur. Davranışların temel nedenlerini anlamak için zaman ayırarak başkalarına yargılamak yerine empatiyle yaklaşabiliriz.

Böyle bir yaklaşımı seçmek, herkesin kendi mücadeleleri ve kusurları olduğunu ve nezaket ve destekle yaklaşıldığında gerçek büyüme ve değişimin mümkün olduğunu kabul etmekle ilgilidir. Bu nedenle, bir dahaki sefere size meydan okuyan biriyle karşılaştığınızda klişenin ötesine bakmayı ve davranışın altındaki kişiyi görmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Düşüncelerin yapışkanlığı üzerine yapışkan bir hikaye

Aslı Yirsutimur: Merhaba ben Aslı! 1988’de İstanbul’da doğdum. Lisans hayatımı Ankara ve Almanya’da tamamladım. Ankara Üniversitesi Sosyal Antropoloji ve İletişim çift anadal mezunuyum. Almanya’da Avrupa Etnolojisi okudum. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Gazetecilik alanında yüksek lisans derslerimi tamamladım. Şu anda Marmara Üniversitesi Kişilerarası İletişim Bölümü’nde yüksek lisans tezimi yazıyor ve eril dişil arketipler üstüne araştırmalar yapıyorum. Üniversitede aldığım kuramsal alt yapı ve iletişim tekniklerini çeşitli sitelerde yazarak pekiştirmeye ve fikirlerimi herkesle paylaşmaya başladım. Bir yandan içerik üretirken bir yandan da öğretmenlik yaptım. Öğrencilerime daha faydalı nasıl olabilirim ve kariyerimde nasıl fark yaratabilirim diye düşünürken yolum koçluk ve psikoloji eğitimleri ile kesişti. 2011’den beri psikoloji eğitimleri ve iletişim bilgimi referans alarak yol arkadaşlığı yaptığım koçluk sistemimle yetişkinlerin ve öğrencilerin hayatına dokunurken kurumsal alanda da danışmanlık veriyorum. Kurumsal/bireysel eğitimler ve düzenlediğim atölyelerle de evrendeki iyi yaşam çemberinde yeni nesil rehber olma görevime devam etmekteyim. Çeşitli site, e-dergilerde ve kendi sosyal medya hesabımda içerik üretip yazmaya devam ediyorum. Aynı zamanda freelance editörlük yapıyorum. Tanıştığımıza çok memnun oldum!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale