X

Herkes kendi yolunda, sen neredesin?

Bizim evde Pazar sabahları televizyon açılmazdı. Kahvaltının hemen ardından aslında sadece misafirler için açık olan salonun kapıları açılırdı. Sanki bir ritüel gibi amfi açılır, pikap kontrol edilir, zengin koleksiyondan sıradaki plak alınır, kısa bir kontrolün ardından bir bebeği yatağına yatırır gibi plak pikaba yerleştirilir. İğne plak ile buluştuğunda yüzünde müthiş bir keyifle babam koltuğuna oturur, pazar kahvesini yudumlardı. Erkek kardeşimle ben bu durumdan şikâyet ederdik o zamanlar; birçok yaşıtımız pazar sabahları yayınlanan çizgi film kuşağını izleyebilirdi, biz kaçırırdık. Yetmezmiş gibi bir de küçük sınav yapardı babam:

“Bu çalan parçayı kim söylüyor?” -Julio Iglesias, Enrico Macias, Boney M, Beatles, Elvis Presley, Ray Charles, Dalida, Tom Jones, Neil Diamond, Demis Roussos, Johnny Hallyday, Aretha Franklin…*

Frank Sinatra’yı böyle bir dinletide tanıdım. “New York New York”, “Fly Me to the Moon” ve ardından “My Way”.  İngilizce öğrendiğim hazırlık yılında bir farklı vurdu beni özellikle “My Way”. Hayatın sonlarına yaklaştığını hisseden bir adam hatalarıyla, başarılarıyla, pişmanlıklarıyla yüzleşmesine rağmen kendi seçimlerini yapmış olmaktan ne kadar memnun olduğunu anlatıyor: “Sevdim, güldüm, ağladım, kaybettiğim de oldu. Kendi bildiğim gibi yaşadım.”

Böylesi ununu elemiş eleğini asmış, hüzünlü ve tatmin hisler içeren bu parçadan o küçücük yaşta etkilenmiş olmam enteresan. Böyle yaşayabilmeye arzusuydu herhalde bilinçaltından beni vuran diyelim!

* Üzerinden belki 40 yıl geçti…

Babam hala Pazar sabahları müzik dinliyor ama artık bluetooth hoparlörle ve Spotify’dan listesiyle…

Yıllar sonra kıpır kıpır enerjisiyle Athena’dan “Ben böyleyim”i ilk dinlediğimde benzer bir hisle bütün bedenim heyecanlandı. Meğer Coca-Cola’nın bir projesi kapsamında My Way dünyanın farklı yerlerindeki müzisyenlere yorumlatılmış ve böyle ortaya çıkmış “Ben böyleyim”. Cover yani… Dolayısıyla sözler benziyor ama farklı bir enerji var. O kadar da olgun değil sanki bu versiyon. Enerjik, daha genç bir ruh. Yolun sonunda değil ama belli ki önemli kararlar da almış. Ama her ikisi de hayatta kendilerinden vazgeçmeden, özlerine, gerçeklerine sahip çıkarak ve sadık kalarak yaşamışlar, yaşıyorlar.

Yüreğinin peşinden gidenler bir ayrı severler bu şarkıyı gibi gelir bana. Hiç unutamadığım bir anımda bana eşlik etmişti: 23 yıllık okul hayatıma veda ettiğim gün bu parçayla uğurladım kendimi. Oğlum yetişkinliğe adım attığı dönemde ona da ilham olsun diye sabahları okul yollarında defalarca dinlettiğimi ve bağıra çağıra eşlik ettiğimizi hatırlıyorum.  Partilerde, doğum günlerinde, kutlamalarda en favori şarkım oldu. Çalmayan DJ’ye çaldırttım. İnsan kendine iyi geleni paylaşmak büyütmek istermiş. Benimki de bu olsa gerek!

Özüne sahip çıkmak, kendi yolunda yürümek şarkılarda söylendiği gibi kolay değil elbet; hele ki etrafımızda ortama uyumlanmamızı bekleyen Bukalemunları Sevenler Kulübü ile donatılmışsa.

Bir başka ilginç tespit de kendi yolunda gidebilenleri yargıladığımız kadar kıskanıyor oluşumuz… Zoru yapabilene alkış! Dışarıdan eleştiren ama içerden özenen tarafımıza da helal olsun!

Nedir o zaman bu işin özü?

Değerlerini ve önceliklerini bilmek,
Sorumluluklarının farkında olmak ve yerine getirmeye özen göstermek,
Çevreni, koşulları suçlamaktansa kabul ederek strateji geliştirmek,
Ne istediğini bilmek ve bu yönde hareket etmek,
Sık sık fiziksel, duygusal ve ruhsal halini takip etmek ve ihtiyaçların doğrultusunda davranmak,
Rüzgâra direnmek ve rüzgârın dinmesini beklemek yerine hayatın dalgalarıyla sörf etmek gibi.

Bütün bu koşulları tatlı bir örgü içinde biraz gülüp bolca düşündüren bir film ile de besleyebilirsiniz: Kendi Yolunda. Film, araba tamircisinde çırak olarak çalışan müziğe tutkulu Ömer Ali’nin Athena Gökhan’a sorduğu şu soruyla başlar: “Ya sen de benimki gibi bir aileye, benim doğduğum gibi bir tamirhaneye doğsaydın, Athena Gökhan olabilir miydin?” Bence sorunun cevabı: EVET!

Kendi yolunda yürümek için müthiş bir yeteneğe değil tutkuya ihtiyacı var insanın. Sosyal medyada Ed Sheeran’ın detone olduğu kayıtlar, Michael Jordan’ın okul takımına seçilmeyişi, Walt Disney’in iş için başvurduğu gazeteden yeterince yaratıcı olmadığı için reddedilişini görmüş ya da duymuşsunuzdur. Ed Sheeran’ı detone oluşları daha da tutkuyla ve azimle çalışmaya itti. Walt Disney’i reddedilişi “Hayal et, İnan, Cesaret Et, Yap” mottosuyla kurguladığı Disneyworldleri yarattı. Ama beni en etkileyeni Michael Jordan’ın Nike için çekilen bir reklam filminde söyledikleri:

Belki de hata bende; her şeyin çok kolay olduğuna inandırdım sizi -hiç öyle olmasa da-… Her attığım şutun maçları kazanmamıza sebep olan atış olduğuna inandınız, sadece başarılarımı ve madalyalarımı gördünüz, kaçırdığım şutları, uykusuz gecelerimi, nasır tutan ellerimi, sızlayan kemiklerimi görmediniz. Her zorlanmamın ve hatta acının beni motive ettiğini bilmediniz…. Basketbolun bana Tanrı’nın bir hediyesi olduğunu ve uğruna her gün çalışmam gerekmediğini sandınız” diyor…

Aynı Meghan Trainor’un “Don’t I make It Look Easy” adlı şarkısında dediği gibi: Ne kadar kolaymış gibi görünüyor değil mi? Yaptıklarıma baktığında…

Başkalarının hayatına bakıp sadece sonuca odaklanmak ne kadar yanıltıcı! Reddedilişleri, eleştirileri, engelleri hiç olmamış sadece desteklenmiş gibi görmek işin kolayı. Herkes kendi yolunda gidebilmek için emek sarf etmek zorunda… Kimimiz koşullarla bukalemun oluyoruz kimimiz isyankar…

Tutkun nerede?
Onun için ne yapıyorsun?
Senin yolun hangisi?
Yoksa bahane mi üretiyorsun?

İlginizi çekebilir: Yargılanmayacağını bilsen ne yaparsın?

Aylin Geron: Ben Kimim? Yaşam boyu öğrenci, öğretmen, eğitmen, koç, danışman, mentör, yazar FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Mezunuyum. Lisans eğitiminden sonra Sabancı, Harvard, Universiteit Leiden gibi seçkin kurumlardan eğitimler aldım. Detayları https://aylingeron.com/hakkimda/ bulabilirsiniz. Hayatıma yön veren en önemli değerlerden biri fayda sağlamak. Öğrenciyken arkadaşlarıma, çevremdeki çocuklara öğrendiklerimi paylaşarak başladım. Mezunu olduğum okula İngilizce öğretmeni olarak geri döndüğümde de çocuklarla ve gençlerle birlikte bu değerimi yaşatmaya çalışıyorum. Onlara fayda sağlarken ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Her zaman öğrenmeye, değişime, yeniliğe meraklı ve hevesli oldum. Kendimi tanıma yolculuğuna çıkışım özgürlüğe verdiğim önemi ve yaşam tutkumu fark ettirdi: Öğrenme aşkı. Gençlerle öğretmenlikten öte bir yerlerde buluşma arzum ile önce 201eğitim ve öğrenci koçluğuna yöneldim. Ebeveyn koçluğu, DEHB koçluğu, mindfulness derken bilinçdışı ve Jung koçluğu ile tanıştım. Halen çocuklarla, gençlerle, ebeveynlerle ve hayatına değişim getirmek isteyen insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum. Ben büyürken çevremi de büyütmek.. İşte mottom! İletişim: aygeron@gmail.com

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale