Nasıl veda edersiniz?
Bir ilişkiyi bitirirken,
Bir şehirden giderken,
İş yerinden ayrılırken,
Nasıl veda edersiniz?
Dürüst olmak gerekirse nasıl veda ettiğimizin karakterimizin göstergesi olduğuna inanıyorum.
Karşındakinin gözlerinin içine bakıp, her şey için teşekkür edip gidebilmek varken, neden birbirimizi suçlayalım ki?
Neden yaşadığımız o güzel günleri yok sayalım?
Geçen gün bir öğrencim bitirmek üzere olduğu ilişkisinde sona geldiğini söyledi. O son konuşma yapılmıştı. Öğrencim uzatmayı oynadığını ve yapması gereken konuşmayı aylarca ertelediğini ve bu yüzden son konuşmanın geciktiğini söyledi.
Bazen o yara bandını hızlıca çıkartmak gerektiğine inanıyorum. Çünkü canım yanar diyerek çıkaramadığımız o yara bandı bedenimizin bir parçası haline geldiğinde yaranın iyileşme olasılığını da yok ediyoruz. Çünkü yarayı iyileştiren yara bandı değildir, ilk müdahaleden sonra yara, hava aldıkça iyileşir, saklandıkça değildir.
İlk müdahale ne demek?
Acının, durumun, kalbinize ilk işlendiği andır. Geçen kış yaptığım motor kazası üzerinden örnek verebilirim. Motordan düştüm ve deli gibi bacağımdan kan akmaya başladı ve söylememe gerek var mı bilmem ama canım çok acıyordu. Bacağımda yara alan yer, kanamaya ve şişmeye başladı. Bacağımın kanaması da, şişmesi de aslında iyileşmeye giden yolda ilk adım biliyor musunuz? Biliyorum insana öyle gelmiyor! Ama hayattaki yaralarımız da tam böyle! Ne yaptım? İlk yaptığım yaramın mikrop kapmasını ve yaranın başka yere bulaşmasını engellemek için onu temizlemek ve kapatmak oldu. Birini kaybettiğimizde, bir ayrılık yaşadığımızda ya da canımız yandığında da bunu yapmıyor muyuz? Önce onu sarıyoruz!
Sonra ufak bir operasyon geçirdim, çünkü durumum ciddiymiş! Bacağımdaki yara yeniden sarıldı ve birkaç hafta evde dinlendim. Ah, evet tıpkı yaşamdaki o derin acıların içinden geçerken olduğu gibi dinlendim. Sonra ne oldu?
Doktor yaramı açtı. Artık hiç acımıyordu ama evet bacağımda tüm bu hikayeyi hatırlatan bir iz bıraktı. Yavaş yavaş iz gidiyor. Bu yaşamda gittiğini görecek miyim bilmiyorum ama o izi gururla taşıyorum. Bana yapabileceklerimi hatırlatıyor.
Hep aynı arkadaşlar, hep aynı…
Her yara, içinde iyileşme olasılığını da taşır. Yaranın kanaması bizi hasta etmez, iyileştirir! Canımız yandığında başvurabileceğimiz ilk adım, onu sarmaktır. Ama yarayı iyileştiren onun sarılması değildir. Zarafetle o yara bandını çıkarıp, yarayı yaşama dahil etmektir. Yara, yaşama karıştıkça iyileşir.
İzi kalır mı? Kalmaz mı? Kalır tabii ki kalır. Ama ruhumda akıttığım her bir gözyaşının izini gururla taşıyorum. Tıpkı bacağımdaki ya da başımın arkasındaki yara izlerim gibi bana yapabileceklerimi ve yolumu hatırlatıyor.
Dolayısıyla uzatmayı oynamadan,
Cesaret ve zarafetle o yara bandını çıkarabiliriz.
Vadesi dolmuş ne varsa,
HAYDİ!
İlginizi çekebilir: Gerçek öğrenme, ancak kendinden bir şeyler ekleyerek gerçekleşebilir