X

Her şeyin ‘en’lerde yaşandığı yer: Dubai

Dubai ile ilgili belirtmek istediğim ilk şey kesinlikle araştırıp okuduğunuz gibi bir şehir olmadığı:)

Bence burası küçük Las Vegas. Kışın Türkiye’de donup sıcak bir tatil yapmak isteyenlere ilk önerim kesinlikle Dubai olur.

Dubai, Birleşik Arap Emirliği’nin 7 emirliğinden sadece bir tanesidir; fakat en görkemli, en fazla nüfuslu, en pahalı, turistik ve güvenli şehridir.

Kimileri ”yapay kent” diyerek sevmese de birçoğumuz için aslında büyük bir başarıdır, bir şehrin sahip olduğu kaynakları bu kadar katlayarak, büyüterek dünyadaki bir çok ilke imza atması. Dünyanın ilk 7 yıldızlı Oteli Burj Al Arab, en büyük alışveriş merkezi Dubai Mall, en yüksek binası Burj Khalifa, Dubai Marina ve belgesellere konu olan palmiye şeklindeki yapay adası Palm Jumeirah.

Burj Khalifa

Burj Khalifa

Kesinlikle hem uzaktan hem de içerisindeki sefir teraslarından görülmesi gereken bir yapıt.

124 ve 148. katında seyir terasları bulunmakta. Gitmeden önce önden rezervasyon yaptırabilirsiniz. Fiyatı kişi başı 120 ve 200 AED (100 AED yaklaşık 79,9 TL) olarak 2 seçenek halinde sunuluyor.

Burj Al Arab

Burj Al Arab

Dubai’nin sembolü haline gelen 7 yıldızlı otel de görülmeye değer , yani en azından dışarıdan görmek gerekiyor çünkü konaklama fiyatlarına bir göz gezdirdiğimde oldukça tuzlu olduğunu görmüştüm, gecelik oda fiyatı minimum 8.000 AED (yaklaşık 6392 TL) olarak görünüyor:)

Dubai Mall

Dubai Mall

En büyük alışveriş merkezi Dubai Mall, pek de alışık olduğumuz AVM’ler gibi değil, çok büyük ve muhtemelen tamamen gezmesi 3 gün sürebilir:)

Alışveriş merkezlerinin çok sayıda ve büyük olmasının sebebi yaz aylarında açık havada çok vakit geçirilemeyecek kadar sıcak olmasıdır.

Dubai Marina

Dubai Marina

Dubai Marina genelde marina bölgesinde oturanların ve turistlerin geldiği en gözde yerlerden birisi. Basra Körfezi kıyı şeridinin genişletilmesi sonucu yapılan bir kanal bölgesi.

İlgili yazı: Görsel Şölen / Dünyanın en yüksek binasından tasarım harikası gökdelenlerine Dubai

Aynı zamanda en meşhur gökdelenlerin bulunduğu, çok güzel restoranlar ve kafelerin yer aldığı gibi kanalda tekne turu gibi aktiviteler de oradan yapılmaktadır.

 Palm  Jumierah

 Palm Jumeirah

2006 yılında yerleşimin başladığı ada toplamda 800 futbol sahası büyüklüğündedir.

Neden Maldivler, Bali veya Bora Bora varken Dubai? Öncelikle yakın, sadece 4.5 saat sürüyor. 1318 km. kıyı şeridi olan BAE, Dubai’de çok sayıda ve görkemli plajları bünyesinde barındırıyor.

Çok güvenli olması da cabası; çünkü insanlar arabalarını hatta evlerinin kapılarını bile kilitlemeden başka yerlere gidebiliyor, çantalarını masada açık bırakarak veya herhangi bir yerde telefonunu bırakarak rahatlıkla oradan uzaklaşabilirsiniz. Üzerinizde ne kadar değerli eşya varsa istediğiniz saatte istediğiniz yerde yürüyebilir ve vakit geçirebilirsiniz, bu insana güven veriyor.

Stres ise arasanızda bulamadığınız bir olgu burada, yazlık, düzenli, bol eğlenceli bir yer oluşundan da kaynaklanıyor olabilir, fakat herkes çok rahat.

Gündüz marina çevresinde çok güzel mekanlarda kahvaltı edip, yine yürüyerek beach’e gidip ardından akşam zevkinize göre istediğiniz bir eğlence mekanına geçebilirsiniz.

Salaş, çok doğal mekanlardan hoşlanıyorsanız kendinize göre bir yer bulmanız zor olabilir; çünkü burada gideceğiniz en basit yerden bile ihtişam ve lüks akmakta.

Spor burada her şeyin başında geliyor, özellikle Kite Beach birçok doğa sporunu yapanlarla ve harika gösterilerle dolu, günün her saati orada surf veya paraşüt, yoga,pilates yapan insanlarla iç içe olabilirsiniz.

Skydive Dubai

Skydive Dubai

En ünlü aktiviteleri ise Skydive, hani şu uçağın bile 10 bin feet ile uçtuğu ama skydive paraşütle 13 bin feet’ten atlanan yer 🙂 İzlemesi mükemmel, sevenler için yapması da öyle olacaktır.

Önceden mutlaka arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir, bu linkten rezervasyon yaptırabilirsiniz.  https://bookings.skydivedubai.ae/Slot/GetSlotsForDate

Şimdilik benden bu kadar 🙂 Sonraki yazılarımda Dubai şehrini size daha yakından tanıtacağım, eminim buraya yeni yerleşenler veya yerleşecek olanlar bu yazıya denk gelecektir ve emin olun önden araştırıp okumak çok şey katıyor ben de öyle yapmıştım.

İyi haftalar 🙂

Uktem Topçu: Harbiye Açık Hava Sahnesi stajında ''Mary Stuart'' oyununun kostümlerini işledikten sonra birkaç hafta parmaklarını kullanamayınca, “nakıştan ellerim yorulacağına biraz da flash’tan gözlerim yorulsun” diyerek, öğrencisi olduğu Akdeniz Üniversitesi Kostüm Tasarımı bölümünü bırakıp, Moda Fotoğrafçısı olmaya karar verir ve bu yolda 8 yılını geçirir. Meraklıdır, eğlencenin, yeni keşiflerin olduğu tüm taşların altına elini sokar. Bol bol gezerken, dünyanın güzelliklerini fotoğraflayıp, onları insanlara enjekte etmeyi sever ve son olarak da Uplifers'a ışınlanır. Kendisine bol keşifler, size keyifli okumalar.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale