X

Her şeyi kontrol etme isteğinden kurtulmak için öneriler

Hayatta kontrol edemediğimiz birçok durum var; hastalıklar, hava durumu, trafik kazaları, doğa olayları, başkalarının düşünceleri… Hiçbirinin kontrolü bizim elimizde değil. Hepimizin yaşamı, önceden ne olacağını bilemediğimiz gibi, bilsek de müdahale edemeyeceğimiz olaylarla dolu. Fakat, çoğu zaman onlara müdahale edemeyeceğimizi kabul etmek yerine,Ne olabilir, ne yapabilirim…” diye kendimizi endişeler bataklığına sürüklüyoruz… Belki de hiç gerçekleşmeyecek bir durum için endişe edip günlerimizi, haftalarımızı karartıyoruz. Hatta bazen oluşabilecek sorunların kendisi hakkında o kadar endişeleniyoruz ki, sorun gerçekten oluşursa ne yapacağımız üzerine hiç düşünmüyoruz bile. Endişelerimiz zihnimizi ele geçiriyor ve karanlık düşünceler girdabında debelenmemize sebep oluyor. Kontrol edemediğimiz şeylere bağlı kalmak, onlar hakkında sürekli endişelenmek, elimizden bir şey gelmediği halde üzerine saatlerce düşünmek hayatta ilerlememizin önüne geçebiliyor. Kendi kendimize yarattığımız ve içinden çıkmayı başaramadığımız o endişeli ruh hali, gelişmemizi engelleyen önemli bir faktör olarak karşımızda duruyor. Öyleyse, her şeyi kontrol etme isteğinden kurtulmak için neler yapabileceğimizi bilmemiz gerekiyor.

Neden her şeyi kontrol etmek istiyoruz?

Çoğu zaman etrafımızda olup biten her şeyi kontrol edebildiğimizde mutlu olacağımızı düşünüyoruz. Çünkü, kontrol edebilirsek her şeyi kendimiz için en iyi şekilde ayarlayabileceğimize inanıyoruz. Oysa ki, böyle davrandığımızda hayatın olası sürprizlerine yer açmıyoruz ve karşımıza çıkabilecek daha güzel fırsatları da kaçırmış oluyoruz.

Bir düşünün, hayatınızda bir şey istemediğiniz şekilde sonuçlandığında çok üzülüp aradan zaman geçtikten sonra “İyi ki böyle olmuş...” dediğiniz olmadı mı?

Kontrol etme güdüsü, hayatımızın her alanında kendimizi kısıtlamamıza neden oluyor. Düşüncelerimizi, eylemlerimizi, fırsatlarımızı, ilişkilerimizi… Hepsine daha dar bir pencereden bakmamız için bizi zorluyor. Sürekli müdahale ederek, her şeyi, herkesi kontrol altında tutmaya çalışarak esnekliğimizi kaybediyoruz ve kendimizi akışa bırakmak yerine önümüze fark etmeden set örüyoruz. 

Belki de bir şeyleri kontrol etmeye çalışmak, sürekli iplerin elimizde olduğunu bilmek güvende olduğumuz hissini yarattığı için kontrol edemeyeceğimiz şeylerin varlığını kabul etmekte zorlanıyoruz. Bu nedenle de üstünde kara kara düşünmeye başlıyoruz. Halbuki, her şeyi kontrol edemeyeceğimizin farkına varsak ya da bunu kabul edip benimsesek, arka planda zihnimizi sürekli yoran gereksiz endişelerden kolayca kurtulabiliriz.

Yapabileceğimiz tek şey elimizden geldiğince çalışıp başarılı bir şekilde planımızı kurgulamak ve mümkün olan önlemleri alarak beklemeye başlamak. Her şeyi kontrol edemeyiz ama kontrolümüz dışında gerçekleşen şeylere nasıl tepki vereceğimizi kontrol edebiliriz.

Kontrol etme isteğini bir kenara bırakıp endişelerle vedalaşmak

1. Kabul edin

“Hayatta her şeyi kontrol edemeyiz.” Fırtına çıkar; uçuş iptal olur, öğretmen hastalanır; sınav ertelenir, çok önemli bir toplantı öncesi ailevi bir durum çıkar; üzülürüz, sinirleniriz, belki de isyan ederiz ama düzeltmek için elimizden hiçbir şey gelmez, çünkü hiçbiri bizim kontrolümüzde değildir. Kontrolümüzde olmayan bir şey için endişelenmek ya da üzülmek de bizi daha da yıpranmaktan öteye götürmez. O yüzden işe her şeyi kontrol edemeyeceğinizi kabul ederek başlayın.

2.En kötü senaryoyu düşünün

Kontrol edemeyeceğiniz şeyler istemediğiniz şekilde sonuçlanırsa ne olacağını düşünün. En kötü duruma bile hazırlıklı olursanız kendinizi daha rahat hissedebilir ve endişelenmeyi bırakabilirsiniz. Düğün örneği üzerinden gidecek olursak, en kötü ihtimalle o gün hava sağanak yağışlı olursa ne olur? Önlem alabilmek için düğün yaptığınız yerle konuşabilirsiniz, düğün alanının üstünün kapatılıp kapatılamayacağını sorabilirsiniz, hiçbir şey yapılamıyorsa kendiniz için yedek bir ayakkabı yanınıza alıp yağmur altında dans edersiniz. Biraz ıslanmış ama bolca eğlenmiş olursunuz. Olaylara farklı bir bakış açısıyla yaklaştığınızda endişelenip strese girmek yerine eğlenceli çözümler bulabilirsiniz.

3. Korkunuzu, endişenizi tanımlayın

Sizi endişeye sokan, üzerinizde stres yaratan, korkutan asıl sebep ne? İstemediğiniz o şey her ne ise gerçekleştiği zaman yaşayacaklarınızdan mı korkuyorsunuz yoksa başa çıkamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Yapılan birçok araştırma endişe ettiğimiz birçok olayın aslında gerçekleşmediğini öne sürüyor. Öyleyse, neden zamanımızı belki de hiç gerçekleşmeyecek kötü bir ihtimal üzerine düşünerek geçirelim mi.

4. Bırakmaya karar verin

Kontrol edemeyeceğiniz şeyler için kendi üzerinizde baskı yaratmayı bırakın. Düşüncelerinizle, endişelerinizle, stresi bedeninize hapsetmeyin. Sizin elinizde olmayan bir şey için endişelenseniz de hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Örneğin, bir gün sonra açık havada düğününüz var ve siz doğal olarak yağmur yağmasını istemiyorsunuz. Evet, bu isteğinizde haklı olabilirsiniz; elbiselerin kirlenmemesi, davetlilerin ıslanmaması ve herkesin güzel bir gün geçirmesi için güneşli bir hava olmasını istiyorsunuz ama bunun için elinizden en iyisini ummaktan başka hiçbir şey gelmez. Yağmur yağmazsa şansınıza, istediğiniz gibi bir gün geçirirsiniz, yağarsa da yağar, bunun için siz bir şey yapamazsınız.

5. Başkalarını suçlamayı bırakın

Çoğu zaman, istemediğimiz bir durumla karşılaştığımızda suçu başkalarında aramaya meyilli oluruz. “Toplantıya geç geldi, bana uyum sağlamadı, beni anlamadı, beni dinlemedi, kafasına göre iş yaptı, kalbimi kırdı, motivasyonumu engelledi…” şeklinde uzayıp giden cümleler ile yaşanan olayların sebebini bilerek ya da bilmeyerek başkalarına yıkmaya çalışırız. Bu suçlamalar bize hiçbir şey katmayacağı gibi bir de aşağıya çekilmemize neden olur. Bırakın, olan olmuş, birini suçlamakta zaman kaybetmek yerine yeni durumlara adapte olmak veya bir sonraki adımda daha için çaba harcayın.

6. Kontrol edebildikleriniz üzerine odaklanın

Kontrol edemedikleriniz için endişelenmek yerine kontrol edebildikleriniz üzerinde çalışmaya odaklanın. İşlerinizin kötüye gitmesinden endişe ediyorsanız, kendinizi geliştirmeye, daha başarılı çalışmalar yapmaya zarar ayırın. Olumsuzlukları düşünüp zaman kaybetmek yerine olumlu sonuçlar ortaya çıkaracak yenilikler yapın. Kurslara katılın, iletişiminizi güçlendirin, sosyal ağınızı genişletin; sizi daha iyi olmaya taşıyacak beceriler edinin. Endişelerle, kontrol edemediğiniz şeyleri düşünmekle, stres altında zihninizi zorlamakla uğraşmayın; yapabileceklerinize, değiştirebileceklerinize odaklanın.

7. Stresi kontrol altına almayı öğrenin

Zihninizi dinginliğe kavuşturacak, kaygılarınızdan, korkularınızdan arınmanıza yardımcı olacak meditasyon pratiklerini deneyin. Özünüze dönün, kendinizi dinleyin. Olumsuz düşüncelerden arının. Hem bedeninizi hem zihninizi rahatlatın. Baş etmekte zorlandığınız duygular için nefes tekniklerinden faydalanın.

İlginizi çekebilir: Stres yönetiminde en önemli adım: Kendinize iyi davranın

8. Olumlamaların gücüne inanın

Birçok konuda karşımıza çıkan, geçmişten günümüze çeşitli inanışlarda da yer verilen “büyülü cümleler” olarak tanımlayabileceğimiz olumlamaları hayatınızın her alanına yerleştirin. Eskilerin tabirlerini hatırlayalım: “Bir şeyi 40 kere söylersen gerçek olur.” Hayalini kurduğunuz, gerçekleşmesini istediğiniz şeyleri zaten elde etmişsiniz gibi cümleler kurun ve bunları kendinize sıkça tekrarlayın. Unutmayın, 40 kere olumsuz bir şey söylenirse o da gerçeğe dönüşebilir. O yüzden endişe ettiğiniz şeylere sıkça dilinizde ve zihninizde yer vermek yerine, söylemlerinizi olumlamalarla değiştirin.

İlginizi çekebilir: Hayatınızı daha huzurlu ve mutlu yaşamanızı sağlayacak 52 pozitif olumlama

9. Kendinize güvenin ve yola devam edin

İşler planladığınız gibi gitse de gitmese de siz elinizden gelenin en iyisi yapmak için çalışıyorsanız gerisini düşünmenize gerek yok. Belki bu sefer olmadı, bir dahaki sefere olur. Endişeleriniz gerçek olduysa ve siz zaten üstünüze düşeni yaptıysanız daha fazla üzerinde düşünmeye ihtiyacınız yok. Kendinize güvenin ve bu kez olumsuz olabilecek hiçbir şeye odaklanmadan, kontrol edemeyeceğiniz şeylerin sizde endişe yaratmasına izin vermeden yola devam edin.

İlginizi çekebilir: Yüklerinizden kurtulmak ve yaşamın tadını çıkarmak için: Kontrolü bırakmanın gücü

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale