Her şey zıddını doğuruyor şu hayatta
Ey aşk şehri Konya!
Farkındalık kapısı…
Maneviyatla gelen huzur, zenginlik, sevgi
O kadar çok şey var ki yazılacak üzerine düşünülecek, şükredilecek…
Kelimeler anlamsız, 5 duyunun ötesi, kulaklar dışarıya sağır, içeriye bonkör.
Kalbin ilahi aşka yükselişi
Aşk aleviyle geliyor.
Mevlana Şems’e aşık ama onu kaybediyor.
Kimya Hatun’u, manevi kızını kaybediyor.
Aşıkların mürşidi kendi cellatlarıdır diyor bir ses.
Hayat da böyle değil mi? Her şey zıddını doğuruyor. Ölüm, doğumu getiriyor. Sorun, çözümü. Keder, neşeyi…
Aldatılıyorsun ama kendine kavuşuyorsun.
Aslında kendini aldattığını görüyorsun.
Maddi sıkıntı yaşıyorsun ama maneviyatı buluyorsun. Sonra çok daha iyisini yaratıyorsun ve diyorsun ki maneviyat olmadan maddiyat olmuyor. Olsa da tatmin etmiyor. Sevgi olmuyor. Aşk olmuyor. Sevgi yoksa korku var oluyor. Her şey zıddını buluyor bir şekilde.
Kabullenmek, kabullenmemekle eş değerdir. Kabul ettiğin her şeyde bir beklenti açığa çıkar. Hastalığı kabul edersin, iyileşmek içindir. Sevdiğini kabul edersin, değişsin istediğin içindir. Asıl kabul nedir? Anın efendisini hatırlamaktır. İlahi aşkın varlığını, tamlığını, mükemmelliğini.
Sorun nedir? İşte budur. Anın efendisini kendinden ayrı tutmak. Verdiğini sorgulamaktır. Değiştirmeye çalışmaktır.
Sebepleri taşıyanın, kulun kölesi olma.
Cellat onu yok etmeden göğe varamaz.
Soyut, somut oyuncaklara tutunma,
Spiritüel öğretilere tutunma,
Sen aşkı ara, gerçeğini.
Gerisi sana zaten gelir. Gelse de aşkla gelir. Beklentiyle değil.
İlginizi çekebilir: Yeni yolunuz kutlu olsun