X

Her şey geçici; sen sadece payına düşeni kabul et

Her şey geçici… Evet eminim bunu hepimiz biliyoruz ama yaşamın sert dalgalarıyla savaşmadan sörf yapma haline açık olmak da kolay olmuyor değil mi? Bazen benim de bunu öğrenmek istemiyorum diye isyan ettiğim zamanlar da olmuyor değil! O da benim insanlığım, onu da çok seviyorum ve biliyorum ki, orada bir yerlerde bu isyanın yanlış olduğunu anlatan günümüz sözde spiritüel öğretileri yüzünden sıkışmış ruhlar var. Bu yazı onlar için yazılmıştır. Biz öğrenmek istemesek de hayat, öğrenmemiz gerekeni öğretmek için elinden geleni yapıyor! Ve ironik olan; öğrenmemiz için yaptığı her şey dertlerimiz de mutluluklarımız da geçici… Her şey geçici…

Tüm film, insanlığımızı keşfetmek üzerine topladıklarımızla ilgili ve filmin sonu ise ne topladıysak onları bırakabilmek üzerine…

Yaşamın bize kastı yok! Başımıza gelen, yaşadığımız her şey bizim aklımızın idrak edemediği büyük bir resmin parçası… Resmi anlamaya çalıştığımızda zihnimizi besliyoruz, o kadar büyük ki idrak edemiyoruz. Ancak payımıza düşen adım adım yaşama istekliliği… Tek yapabildiğimiz bu!

Bu yüzden başımıza gelen olaylara neden sorusu sormak, acıyı ızdıraba dönüştürmeye neden oluyor. Neden Ayşe değil de ben? Acıyı doya doya yaşamak yerine üstü kapatılmaya çalışıldığında acı geçmeyecek bir hal alır. Sonra dünyanın bize karşı olduğu sanrısına kapılırız. Oysa algıladığımız neyse yaşam onu bize geri yansıtır.

Bu soru tüm algımızı değiştirir: Bu durum bana ne öğretmek istiyor?

Şimdi diyebilirsiniz neden öğrenmek zorundayım? Payına düşeni kabul etmediğin sürece, ağaçların meyvesini, bereketini alamıyorsun.

Tekrar edeyim: Yaşamın bize kastı yok, hem de orada ne yaşıyorsaan yaşa! Hepimizin kapladığı yer çok değerli. Hepimizin bu hayatta sınavları var ve bu sınavlar bir elin parmakları gibi asla birbirine benzemiyor. Kıyaslamaya başladığında sadece karanlığı güçlendiriyor ve hastalıklar yaratmaya başlıyorsun.

Son birkaç hafta ufak ama hayatımı etkileyen bazı sağlık sorunları yaşadım ve inanın bana bazı küçük anlarda geçecek gibi gelmedi. Oysa dürüst olmak gerekirse çok daha ciddi şeyler yaşamıştım. Ölüm gibi büyük bir şey ile karşı karşıya gelmiş ama şimdi ufacık olabilecek bir durumun karşısında yine aynı geçecek mi ki sorusu ile baş başa bile kalmıştım.

Oysa ben bunu öğrenmiştim değil mi?

Ne yaşarsam yaşayım, ne kadar bilirsem bileyim, her yeni başlayan anın içinde çırılçıplağım. Çünkü her deneyim geçici olduğu gibi tazecik ve bizim hiçbir fikrimiz yok ne olacak! Ve her deneyimin içinde geçiciliği yeniden ve yeniden öğreniyorum.

Her an yeni
Tam şu an yepyeni
Ve hiçbir fikrin yok!

Yaşamak, kuvvetli dalgaların kenarında kumdan kale yapmaya benziyor! Savaşmadan ama yeniden ve yeniden kumdan kale yapabilir misin?
Herkesin öğretisi kendi cebine göre belirleniyor.
Belki uzun bir yola doğru çıkıyorsun,
Belki duygusal olarak seni hırpalayan bir sürecin tam ortasındasın,
Belki korkuyorsun,
Belki yolunu kaybetmek üzeresin,
Belki yoruldun,
Belki terk edildin,
Belki terk ettin,
Belki suçluluk hissediyorsun,
Aldattın ya da aldatıldın,
Belki bir hastane koridorunda meraklı bir bekleyişin içindesin.

Sana bir haberim var: Bunları yaşayan ne ilk ne de son kişisin! Ve burası insanlığımızın geçiciliğini deneyimlediğimiz yerin kendisi..

Geçicilikten kaçma, onu doya doya yaşa!

Burası filmin baş karakterinin, kahramana dönüşüebileceği  yerin yol ayrımı,
Boş ellerle geldik ve boş ellerle gideceğiz!
Ne bizimki?
Ne geçmedi ki?
Tüm mesele; avucunu sıkıştırmadan, zarafetle açık tutabilmek değil mi?

İlginizi çekebilir: Yeni yılda kendi hikayenin kahramanı olmaya hazır mısın?

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale