“Siz bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona ‘kader’ diyeceksiniz.”
Carl G. Jung
Bugün bilinçaltımızın biraz daha derinliklerine inmeye ne dersiniz? Biliyorsunuz daha önceki yazılarımda Carl G Jung’un bilinçaltı tanımından bahsetmiş, bilinçaltımızı bir buzdağına benzetmiştim. Buzdağının görünen kısmı bilinçli zihnimizi (%12), görünmeyen kısmı ise bilinçaltı zihnimizi (%88) temsil ediyor.
İşte sizlere bilinçaltınızı daha iyi anlamanızı ve onu neden temizlemeniz gerektiğini anlatan başlıca 10 neden;
1. Ana rahminden ölene kadar bütün anıları depolar. Hiçbir şeyi silmez. Geçici olan ve geçici olmayan her şeyi kaydeder. Her şey doğrudan bilinçaltına kaydedilir, doğru-yanlış, güzel-çirkin, ahlaklı-ahlaksız ayrımı olmadan.
2. Benzer şeyler ve düşünceler arasında bağlantılar kurar ve hemen öğrenir. Bu özellik çoğu zaman kişiyi zor durumda bırakır. Örneğin kişiye bir köpek yüzünden yerleşen korku bütün köpeklere genellenerek bir fobi oluşabilir. Çoğu zaman insanlar yıllar önce olan o olayı unutmuş olsalar bile bilinçaltı unutmaz.
3. Tüm anıları organize eder. Özellikle geçmiş ile ilgili hatıraların kodlandığı bilinçaltı, yaşanan birçok problemin kaynağını teşkil eder.
4. Çözümlenmemiş, olumsuz duygu yüklü anıları bastırır. Amacı kişiyi korumaktır. Yine de baskılanmış bu anılar ile ilgili semptomlar yaratmaktan da geri kalmaz. Örneğin kişinin yaşadığı taciz olayını bastırır ama kişinin kirlenmişlik hissini temizlik takıntısı ile dışa vurur.
5. Bedeni işletir. Örneğin sınav kaygısı yüksek bir öğrencinin bilinçaltı, kaygıyı yaratan sınavdan sahibini korumak için bağırsak sistemini bozabilir, o geceyi acilde baygın geçirtebilir, elleri ayakları, sanki sinir ucu iltihaplanması varmış gibi tutmaz olabilir. Ve sınav saati geçtiğinde sahibini tekrar eski haline getirebilir.
6. Bedeni ve bedenin bütünlüğünü korur. Hücre düzeyinden sistemlere, sistemlerin uyumlu çalışmasına kadar bütün bedenin işleyişini bir an bile bırakmaksızın kontrol eder. Siz nefes almayı unutabilirsiniz ama o unutmaz.
7. Tüm duygularımızın kaynağı ve yerleştiği yerdir. İnsan duygudan bir an bile çıkamaz. Bir duygu durumundan bir başkasına geçer ve bütün davranışların altında duygular vardır. Bilinçaltı olaylar ve duygular arasında bağlantılar kurar. Kurulan bu bağlantılar ve yüklenen anlamlar davranışlarımızın gerçek sebebidir.
8. İster bilinçli ister bilinçdışı görünsün her davranışın altında, bilinçaltı bir motivasyon mutlaka bulunur. Tembelliğin bile… (Her negatif durumdan pozitif bir kazancı vardır.)
9. İyi canlandırılmış bir hayal ile gerçeği birbirinden ayırt edemez. Ve hayale de gerçekmiş gibi tepki verir. Bunun en iyi örneği rüyalardır. Rüyayı gören bilinçaltıdır. Ve o kadar canlı gerçekleştirir ki bunu, rüyanın içeriğine uygun olacak şekilde bedensel tepkilerimizi yeniden düzenler.
10. Her bir düşünce veya fikir, bir fiziksel reaksiyona neden olur. Kişinin düşünceleri bedeninin tüm fonksiyonlarını etkileyebilir. Örneğin endişe içerikli düşünceler, midede birtakım değişimler yaratarak ülsere yol açabilir. Öfke içerikli düşünceler, böbreküstü bezlerini uyararak, kandaki adrenalini artırır ve birçok beden değişimine neden olur. Kaygı ve korku en hafifini söylemek gerekirse kişinin nabzını etkiler. Duygusal içeriği yoğun olan fikirler genellikle kolayca bilinçaltına ulaşır. Bir kez bilinçaltına ulaşınca, bu düşünceler tekrar tekrar aynı vücut reaksiyonlarını oluşturur. Bu da fiziksel rahatsızlıklara yol açar. Bu kronikleşen olumsuz vücut reaksiyonlarını ortadan kaldırmak için bilinçaltına ulaşmak ve bu duruma yol açan fikri değiştirmek gerekir.
Peki ya hayatınızda aldığınız önemli kararlar, dönüm noktaları? O kararları da bilinçli zihnimizle/özgür irademizle mi alıyoruz?
Aslına bakarsanız özgür iradenin olup olmadığı bilim dünyası için hala büyük bir tartışma konusu. Çoğu nörobilimci özgür irademiz olmadığı görüşünde. Ünlü nörobilimci David Eagleman’a göre “Eğer özgür irademiz varsa, bu çok küçük bir rol olmalı, beyin sisteminde önemsiz bir oyuncu.” Yapılan araştırmalar da bilinçli zihnimizle karar vermeden yaklaşık 350 milisaniye önce bilinçaltımızın zaten kararını vermiş olduğunu gösteriyor. İnsan beyninin karar vermek konusunda kişiyi yanılttığını söyleyen, beyin hakkındaki araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Sinan Canan’a göre; “Herkes dış etkenlerden sıyrılıp, kendi düşüncesiyle kararlar verdiğini zannediyor ancak karar verme konusunda en güçlü faktör bilinçaltıdır, rasyonel akıl sadece bahaneler üretir, bahaneleri geçerli sebepler olarak görüyoruz, bilinçaltı verilen kararın temelidir.”
Bilinçaltının kara kutu olduğunu düşünenler için bu biraz ürkütücü bir gerçeklik olsa gerek, ancak biz bilinçaltımıza giden yolu ve oradaki kayıtları nasıl değiştireceğimizi artık biliyoruz! Günümüz dünyasının en büyük buluşlarından biri artık bilinçaltı kayıtlarımızı “anda” değiştirecek yöntemlere sahip olmamız. Thetahealing de bu konuda en etkili yöntemlerden biri.
Sizler de Thetahealing yöntemiyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve eğitimlerin içeriğine web sitemden ulaşabilir; her türlü sorunuz için benimle Instagram hesabımweb sitemden ulaşabilir; ve info@esindemir.com mail adresim üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Tekrar görüşünceye kadar sevgiyle kalın…
Kaynak:
Hipnoterapi (Celalettin Uzuner-Senem Uzuner)
İlginizi çekebilir: Bilinçaltınızda büyük bir temizlik yapmaya var mısınız: Thetahealing