Her sabah yeni bir şans: Yeniden başlamayı dener misin?
Bu nefes yeni.
Bu an yeni.
Tam şu an yaşanan hakkında hiçbir fikrin yok ve hiçbir anın benzetme çabana ihtiyacı yok.
Bu an yeni.
Bu nefes yeni.
Her an yeniden başlayabilirsin!
Her zaman yeniden başlayabilirsin. Durum veya şartlar nasıl görünürse görünsün, her sabah doğan güneşin huzurunda yeniden başlayabilirsin.
Her şey dağılabilir, yıkılabilir. Düzeltmeye çalışma, yapıştırmaya çalışma, bırak yıkılsın. Kalbinde bir oda aç, dağılanlar için ve yasını tut. Zarafet ve asaletle yasını tut. İki ayağın yeryüzüne basması gibi sağlam olsun. Mış gibi olmasın. Sahip çık senden çıkan her şeye… Sahip çık yasına, dağınıklığına… Sadece sahip çık! Dimdik durmak zorunda değilsin ama saklanmadan, açık açık beliren her duyguyu, duyumu görerek, yan yana oturarak, şefkatle olabildiğince dağınık olma haline yer açabilirsin.
Yaşam, bazen odanın dağınık olmasına izin verebilmekte saklı. Sürekli düzeltip toplamaya çalışmak yerine bazen dağınık olma haline izin vermek aslında bizi insan yapıyor.
Evet, bazılarımız için hayat hiç kolay değil. Yol, bazılarımız için sert taşlarla çevriliyken, bazılarımız için yeşil doğayla çevrili olabiliyor. İkisi de O’ndan gelen farklı ifadeler ama yaşarken hissi aynı olmuyor. Sanki taşlar başka yerden geliyormuş hissine kapılabiliyoruz. Ama istisnasız tüm yollar öyle görünmese de hepsi okyanusta birleşiyor. Çünkü eninde sonunda tüm akıntılar kendi kaynağıyla birleşmek için bazen taşlardan, bazen yeşil çimenlerden geçerek O’nunla buluşuyor. Tüm yolun niyeti O’na dönmek…
Yaşamak biraz da denizin kenarında kumdan kale yapmaya benziyor. Bazen dalgalar yaptıklarını yıkacak, denizin de işi bu! Ama sen aşkla denizin kenarında kumdan kale yapmaya devam edebilir misin? Denizi suçlamadan yeniden başlayabilir misin?
Her sabah güneş, sana bunu hatırlatmak için yeniden doğacak. Bazı günler kendini kırık hissedeceksin, ayağa kalkacak halin bile olmayacak ama güneş her zaman doğacak, sen ne kadar kendini yorgun hissedersen hisset, her sabah yaşam yeniden başlayacak.
Dün ne olduysa ya da ne olmadıysa bugün onu taşımadan yeniden, şimdiden başlayabilir misin?
Her sabah yaşam bize fısıldıyor: Yeniden başlayabilir misin?
Son birkaç sene hiçbirimiz için kolay olmadı ve sağ olsun hayat özenerek ne yaptıysak yıkıp yıkıp durdu. Düzeltmeye çalıştıkça daha çok dağıldığımız film sahnesini öyle kanıksadık ki başka bir olasılığımız olduğunu unuttuk. Oysa en tehlikeli his kanıksamak. Acıyı, mutsuzluğu, çaresizliği kanıksamak. Çünkü insan kanıksadığında çıkış yolu olduğunu da unutmaya başlıyor.
HER AN YENİ!
Senelerdir yoga pratiği yapsan da her an ilk kez yapıyorsun! Kendi kişisel yoga pratiğimde ne zaman ki “Bu pozdan sonra bunu yapmam lazım” tavrımdan vazgeçtim, bu hal hayatıma da yansıdı. Ve yaşamın “Böyle olacak” ya da “Olmalı” diye işaretlediğim seçeneklerden daha fazla olasılığa sahip olduğunu fark ettim. Çünkü “Biliyorum” dediğim her an aslında yaşamı sınırlamaktan başka bir şey yapmıyorum.
Bu yüzdendir ki evden işe sürekli aynı yoldan gidiyorsan, bu sabah bazı şeyleri farklı yapmak isteyebilirsin. Belki bugün aynı kahveyi içmek istemeyebilirsin. “Ben bunu böyle seviyorum” dediğin her an hatırlat ve sor kendine: Nasıl olsun?
Bu an yeni.
Bu nefes yeni.
Bir şeylere başlamak için pazartesi gününe ihtiyacın yok.
Her an yeni.
İlginizi çekebilir: Meditasyon: Anın saf doğasına merakla yaklaşma sanatı