X

Her ilişki farklıdır: Yeni bir aşk için yeni bir “sen” olmaya hazır mısın?

Bu konuda çok fazla soru aldığım için sizlerle burada biraz daha yakından incelemeyi isterim. Genel olarak derin bir aşk yaşadığımızda ve hiç istemesek de (hayat bu şekilde getirdiği için) bittiğinde, kendimizi adeta sudan çıkmış balık gibi buluyoruz. İlk sorumuz hepimiz itiraf edelim “ben şimdi nasıl yaşayabileceğim?”, “nasıl nefes alabileceğim?”, “nasıl bir “insan” olarak, ben olarak hayatıma devam edebileceğim?” oluyor…

Öncelikle görmemiz için zaman gerekiyor. Yani yaşamamız gerekiyor.

Bunlar (ki burada yazdığım her üç sorunun üçü de cevaplaması oldukça zor sorular) öyle kolay cevaplar bulabileceğimiz sorular olmuyor. Öncelikle görmemiz için zaman gerekiyor. Yani yaşamamız gerekiyor. Sonra bu sorulara “tarafsızca” cevap verebilmek için açıkça, korkmadan ve derinlikle kendi kendimize bakmamız gerekiyor.

Zaman geçiyor ve bizler gözüyoruz ki “ölüyorum” desek bile yaşam devam ediyor; “nefes alamıyorum” desek bile (evet kimsenin görmediği kriz anlarımız mutlaka olmuştur, ağlamak veya kırılmak insanlığımızın özündendir) bir bakıyoruz ki evren bize en güzel nefesleri sunmaya ve hatta nefesimizi tekrar “kesivermeye” bile hazır!

İşte bu yazımızda, o nefessiz kaldığımız zamanlardan biraz daha kalbimizin ferahladığı döneme geçtiğimizde, yeni bir aşk istediğimizde, “artık gücümü topladım, ben yeniden hazırım” dediğimizde bizi durduran veya istediğimiz şeyi yaşamamızı önleyen durumlara daha yakından bakalım istiyorum.

Korkmadan soralım istiyorum ki “yeni” ilişki dediğimizde nasıl bir “yeni” gerektiğini daha iyi anlayabilelim…

Burada bana ulaşan en ortak nokta “şikâyet” oluyor; “ben onu çok seviyordum o da beni çok seviyordu sonra ayrıldık. Yapabileceğimi yaptım, bitti. Ama yine de bana dönsün istiyorum, benden af dilesin istiyorum, benimle ilgilensin, pişman olsun istiyorum. Yeni bir ilişkiye başladım ama istediğim gibi olmuyor.

Şimdi sizlerle bu paragrafı dikkatle inceleyelim, eğer “eski” ilişkimi bitirdiysem neden “af” dilemesini istiyorum? Af dilemesini istiyorsam neden “yeni” bir ilişkiye başladım? Eğer eski ilişkimde “yeniden” kalmak istiyorsam bunu o kişiye neden açıkça söyleyemiyorum? Neden mutlaka o diğer kişinin “gururunu” bir yana bırakarak benim arkamdan koşması gerekiyor? Eğer bu ilişki bittiyse bu bana ne kazandıracak? Ve gelip af dilediği durumda bile “ben” “yeni” bir ilişkide değil miyim? Fiziksel olarak evet, fakat psikolojik olarak duygusal olarak gerçekten o eski ilişkimi bitirebilmiş miyim?

Bir paragraf soru yazdık buraya değil mi? Ben tüm bu soruları (evet canımızı acıtacak sorulardır) kendi kendimize korkmadan soralım istiyorum ki “yeni” ilişki dediğimizde nasıl bir “yeni” gerektiğini daha iyi anlayabilelim… İşte bizler özellikle bir ilişkiden diğerine öylesine geçerken çok ama çok önemli bir noktayı atlarız aslında. Evet, ilişkimiz “yenidir” fakat bu yeni ilişki yepyeni bir “ben” gerektirir…

Peki, yeni bir ilişkide eski “ben” olmaya devam edecek olursam, ne kadar süre “aşkla” ve “aşk olarak” kalabilirim?

Bizler göz ardı ederiz, eski düşünce biçimimizle, istem dışı da olsa örneğin, aldatıldıysak ve bununla ilgili olarak oldukça şüpheci biri haline geldiysek veya huzursuzluğumuz arttıysa, sonraki ilişkimize de istemsiz olarak bunu taşıyor oluruz. “Yeni” deriz fakat bu ilişkimizde de ilk aklımıza gelen telefon açılmadığında, istediğimiz an sevdiğimiz kişiye ulaşamadığımızda veya bize haber vermeden geç kaldığında “beni aldatıyor mu?” sorusu olur. Evet, değişmemişizdir o “eski” ben içimizde yaşamaya ve bu “yeni” ilişkimizde de belki karşımızdaki kişinin hiçbir niyeti yokken ilişkiyi de sarsacak şekilde “gereksiz” kıskançlık krizlerine girmeye devam ederiz…

Kendimize dışarıdan bakacak olsaydık, ne görürdük? Yepyeni bir zamana gelmiş “eski” versiyonu ile yaşamaya devam etmeye çalışan ben… Peki, yeni bir ilişkide eski “ben” olmaya devam edecek olursam, ne kadar süre “aşkla” ve “aşk olarak” kalabilirim? Bu noktada, anlamamız gereken aslında her ilişkimizin bir bebeğin “ilk kez” elma ilk kez muz, ilk kez kiraz tadını alması gibi bizlerinde “ilk kez” âşık olmuşuz gibi bakmayı bilmemiz gerektiğidir.

Hepimiz geçmişte bir şeyler yaşadık, fakat her yeni ilişki yepyenidir, karşımızdaki kişi yenidir, ondan öğreneceklerimiz yenidir, onunla tecrübe edeceklerimiz yenidir, onunla var olacağımız anlar yenidir; kısacası onun varlığı ve bizim aramızdaki bağ da yenidir. Eski bir aşkla, evlilikle nişanlılıkla, ilişkiyle, kız arkadaş veya erkek arkadaş ile “karşılaştırılamaz” çünkü yenidir; çünkü bizlerin de işte bu yeniye “ayna” olabilmek üzere “yepyeni” olmamız gerekir…

Hepimiz geçmişte bir şeyler yaşadık, fakat her yeni ilişki yepyenidir, karşımızdaki kişi yenidir, ondan öğreneceklerimiz yenidir.

Bu yeni olmak hali asıl bizden doğmalıdır. Bizler, genç bir kız gibi sevmiş olabiliriz, sonra olgun bir kadın gibi âşık olmuş olabiliriz, sonra kaybeden bir kadın gibi kalbimizi dengelemiş olabiliriz, sonra yüreği yorgun bir adam gibi sevgiye çılgınlıktan çok olgunluk olarak bakıyor olabiliriz, ama illaki “yeni” olmamız gerekir ki, o can-ım aşk haline bürünebilelim… Eskinin getirdiği tüm hayal kırıklıklarını, gözyaşlarını, sevinçlerini, üzüntülerini en önemlisi hatıralarını sevgi ve saygıyla yine orada bırakabilelim… Yeni ilişkimize sadece ve sadece “yeni” ben halimizden bu muhteşem varlığımızın bugün olduğu haliyle bakabilelim…

Bu yazımda bana eşlik eden sevgili sen, “yeni” bir aşk istiyorsan, yeni bir aşka kalbini açabilecek kadar yürekliysen, eğer içinde birazcık olsun cesaret varsa; bunu “yepyeni” bir sen olmak üzere kullan… Sen değiştiğinde “aşk” değişir, sen değiştiğinde aşk seni bulur ve sen “yenilendiğinde”, seni “yepyeniye” dönüştürecek o güzel sevgiler elbet yoluna çıkacaktır… Sen yeter ki “yeni” olmaktan “yeniden aşka açılmaktan” vazgeçme…

 

İlginizi çekebilir: Bu su hiç durmaz: Aşka “dur” demek mümkün müdür?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale