X

Her gün şükretmek için bir neden var: Görmek için bakın

Bugün sizlerle birlikte aslında küçücük yaşlarımızdan itibaren duyduğumuz bir ifadeyi biraz farklı yorumlayalım istiyorum. Evet, ifademiz başlıkta da gördüğünüz üzere “yüzünden bin parça düşmek.” Ne demek yüzümüzden bin parçanın düşmesi? Çok üzülmek, yıkılmak, yerle bir olmak, umutlarını yitirmek, ayrılmak… Bazen terk etmek, bazen terk edilmek! Bazen ezilmek. Bazen bitivermek. Savaşacak gücü kalmamak. Tam anlamıyla savaşı kaybetmek!

Peki tüm bunları düşündüğümüzde yüzümüzden neden bin parçanın düştüğünü görmekteyiz? Neden yerle bir olmaktayız örneğin? Eğer bugün var olan işimizden istemeden de olsa çıkarıldıysak (ve işsiz kaldıysak) kötü günlerin bizi beklediğini düşünmek yerine, bizi bekleyen yeni bir kadere kucak açamaz mıyız?

Peki yüzümüzden bin parçanın düştüğü o bahar sabahında, herhangi bir hastane koridorunda veya odasında uyanmadığımız için şükretmeyi ve sağlığımızın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlamayı yeni bir çanta alamamak mı sağlıyor (da yüzümüzden bin parça düşüyor!)…

Peki yüzümüzden düşen o bin parçanın hesabının olmadığı (veya kaç gün bu halde dolaştığımızı hesap edemediğimiz!) o ruh halimiz, hayatımızda varlığına ne kadar teşekkür etsek az olan annemizin sesini duymak üzere bir telefon etmek yerine aklımızı ona karşı olan kırgınlıklarımızla doldurmaktan ve aslında kendi kendimize zarar veriyor olmaktan daha mı kıymetlidir?

Yüzümüzden düşen bin parçanın içimize içimize battığı o yeni ayrılıklarda hayata nasıl ve kimle ve ne surette devam edeceğimizi (ve hatta devam edip edemeyeceğimizi bile!) sorgulamak, hayata tek başımıza geldiğimiz gerçeğini unutup da saptığımız bu “çıkılmaz yoldan” dönebilmemiz ve dedikleri gibi ışığı, her şeyin içindeki büyük iyiliği, hayır olanı ve bizim için gerçekten olması gerekenin olmakta olduğunu kabul etmemizi ne kadar engelleyebilir?

Sırf bir başkası hayatımızda bulunmuyor diye hayatımızın bitecek olduğu gerçekte doğru mudur? Bizim bu durumumuzla, yüzümüzden düşen bin parça, aynı anda yaşam savaşı veren minicik bir kalbin çektiği acıları anlatan ağlayışlarına karşılaştırıldığında gerçekten surat asmaya değer midir?

Yüzümüzden düşen bin parça olduğunda, yani hayatımın bizim zannımızca çoktan bitmiş ve hatta tükenmiş olduğu bu anlarda, yaşamakta olduğumuz hayat gerçekten bu kadar kolay vazgeçebileceğimiz bir şey midir? Canımıza kıyacak, hayatımıza son verecek ve gerçekten yaşamaya geldiğimiz bu yolu yürümeden ve yürümeye bile şans vermeden gitmek gerçekten doğru mudur?

Bir ağacın yüzünden düşenin bin parça olduğunu hiç gördünüz mü? Bir yılanın mutsuz olduğunu? Bir tavşanın şikayet ettiğini? Bir su damlasının kara dönüştü diye rahatsız olduğunu? “Bir şeyleri kaybedeceğim” diye endişelendiklerini hiç gördünüz mü? Doğada bulunan herhangi bir canlının yüzünden düşenin bin parça olduğuna hiç şahit oldunuz mu?

İşte bu yüzden, bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, hayatınıza, varlığınıza ve güzelliğinize yeniden bakmanızı dilerim… Hayat her anıyla bizlere bahşedilmiş muhteşem mücevherler gibidir. Bugün belki memnun olmadığımız, üzüldüğümüz ve hatta sürekli yokluk, noksanlık anlayışı ile beslediğimiz bu durum, gerçekten ne kadar doğrudur?

Gelin bugün bir değişiklik yapalım, yüzümüzden düşen her parçayı bir kenara kaldıralım. Çünkü bu hayat surat asamayacağımız kadar muhteşem; öyle yüzümüzden düşen parçalarla geçiremeyeceğimiz kadar olağanüstü!

İlginizi çekebilir: Bakış açınızı değiştirin: Her şey, her daim ve her şekliyle “kolaydır”

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale