X

Hepimizin ihtiyaç duyduğu orman banyosu nedir?

Günün karmaşasından uzaklaşmak, zihni sakinleştirmek ve içsel dinginliği yeniden keşfetmek için ormanın kucaklayıcı sessizliğiyle buluşmak, modern yaşamın koşturmacası içinde adeta büyük bir ihtiyaç. Ormanlar, kalbimizi, ruhumuzu okşayan, bize kim olduğumuzu, nerede olduğumuzu, doğanın gücünü hatırlatan, dünya ile benliğimiz arasındaki ilişkiyi güçlendiren köklü köprüler. Bu köprüler bize toprakla olan kadim bağımızı anımsatıyor ve adeta yapraklarıyla şarkılar söyleyerek yüreklerimize dokunuyor. Yere düşen her bir kozalak, uçuşan her bir yaprak rüzgarın esintisiyle özgürce dans ederken, kuşların melodileri doğanın zamansız konserine katılıyor ve bizi sarıp sarmalıyor. En güzel yanı ise her mevsim ormanlar bize kucak açıyor. İster yaz sıcağında altın renkli yaprakların arasında yürüyün, ister kışın beyaz örtüsü altında sessizce kaybolun, her zaman aynı büyüyü yaşamak mümkün. İşte tüm bunlar ‘orman banyosu’na ne kadar da ihtiyacımız olduğunu bize gösteriyor.

Orman banyosu aslında Japon hükümetinin 1982’de ortaya attığı ve şehirli nüfusa ormanları cazip kılmayı amaçlayan “Shinrin-yoku” kavramının tercümesi. Orman banyosu denince aklınıza soyunup, ormanın ortasında bir küvete girmek benzeri eylemler gelmesin. Bu daha çok insanın kendini doğaya ve yeşile bırakması anlamına geliyor. Yani, ormanın kollarına sığınmak. Ancak bu, yalnızca romantik, çevreci bir yaklaşım değil. Çok daha fazlası. İşte sizi en yakın yeşilliğe koşturacak orman banyosunun faydaları:

İnsanı ait olduğu yere götürür

İnsan evrimi süresince zamanının yüzde 99’unu doğal bir çevrede geçirdi. Bugünlerde ise sadece ABD’de bile insanların yüzde 70’i yaşamını kentlerde geçiriyor ve doğada çok daha az vakit harcıyor. Örneğin ABD’de doğada yapılan serbest zaman aktivitelerinin süresi, geçtiğimiz 40 yıl içinde yüzde 35 azaldı. Durum bizde de farklı değil. Hele ki pandeminin hepimizi evlere hapsettiği süreyi ve yeni normale alışmaya çalıştığımız zamanları düşününce bizim de doğadan fazlaca koptuğumuz kesin. Ama orman banyosu bizi ait olduğumuz yere, toprağa, yeşile, doğaya götürebilir. Önce görerek başlayın. Ayağınızın altındakileri görün ve sonra başınızı yukarı kaldırıp ağaçları, onların üstündeki hayvanları, güçlü dalları görün.

Stresi azaltır

Orman banyosu birçok stres kaynağı üzerinde olumlu etkilere sahip. Örneğin kan basıncını, anksiyeteyi ve stres hormonlarının seviyesini azaltıyor ve daha dengede bir ruh haline yardımcı oluyor. İnsan kendini rahatlamış hissettiğinde ise parasempatetik sinir sistemi harekete geçiyor, yani beynin organizasyon, planlama, problem çözmeyle ilgili bölümleri yavaş çalışmaya başlarken keyif ve empati merkezi daha çok çalışıyor. Özellikle kendinizi yoğun stres altında hissettiğinizde ormanlardan destek alabiliriz.

Doğanın iyileştirici gücünü açığa çıkarır

Şehirde yaşayan insanların zaman zaman kendilerini doğadan kopuk hissetmeleri oldukça normal. Hepimiz bunu fark ediyoruzdur. Orman banyosu, içimizdeki doğal dünya ile yeniden bağlantı kurmamızı sağlıyor. Hipokrat’ın da referans verdiği doğanın iyileştirici gücünden yararlanmak için orman banyosu köklenmeyi, toprakla bağ kurmayı kolaylaştırıyor. Orman banyosunun sadece oksijen açısından zengin ve etkili nefes alma imkanı sunması bile başlı başına yeterli bir sebep!

Dijital dünyadan koparır

Kabul edelim ki çoğumuz neredeyse günün büyük çoğunluğunda ekranlara yapışık yaşıyoruz; bu da bizim dijital dünyaya bağımlı hale getiriyor. Ancak dijital dünyaya gömüldükçe gerçek dünyadan kopuyoruz. Orman banyosu, gerçekliğe dönüşün harika bir çağrısı! Eğer doğada olmanın faydalarından gerçekten yararlanmak istiyorsanız, sizi dış dünyaya bağlayan tüm teknolojik aletleri geride bırakıp doğayı beş duyunuzla hissetmek için kendinizi en yakın orman atın…

Ruhsal deneyimleri zenginleştirir

Orman banyosu, insanın dikkatini kendisine çevirmesi için tam bir fırsatlar dünyası sunuyor. Duyularınızı açın, iç güdülerinizi dinleyin; doğanın büyüleyici atmosferi algılarınızı açacak reflekslerinizi daha da güçlendirecek. Bırakın farkındalığınız artsın, bırak ruhunuz doğanın renkleriyle zenginleşsin. Bir ağacın yaşı bile insana bilgelik, dayanıklılık ve uyum konusunda birçok şey öğretebiliyor.

İlham verir

Doğanın geçmişten günümüze dünyaca ünlü pek çok sanatçının ilham kaynağı olduğu su götürmez bir gerçek. Bugün hala birçok yazar ormana gidip, ilham için ağaçların sesini dinliyor, yazılarına odaklanıyor. Yapılan bilimsel bir araştırma da doğada üç gün geçiren kişilerin yaratıcılığının yüzde 50 arttığını gösteriyor. Harika değil mi? Üstelik, bu ilhamı yalnızca sanatsal işler için kullanabileceğinizi düşünmeyin, belki de günlerdir üzerinde düşündüğünüz, canınızı sıkan o sorunun çözümü tek başınıza yapacağınız bir orman yürüyüşünde gizlidir, kim bilir!

Sağlığı destekler

Japon araştırmacılar, orman banyosunun olumlu etkilerinden birinin de ağaçların kokusundan geldiğini düşünüyor. Birçok ağaç, kendi yaydıkları aromatik kimyasallarla bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı koruma sağlıyor. Mükemmel bir yöntem değil mi? Onca ilaca belki de hiç gerek yoktur, şifa doğanın ta kendisindedir.

Sonuç olarak, orman banyosu doğanın bize sunduğu şifalı bir deneyimdir. Orman banyosunun, modern hayatın getirdiği hızlı temposundan kaçıp doğanın huzurunu bulmak isteyen herkes için erişilebilir bir yol olduğu çok açık! Ancak, bu deneyimden en iyi şekilde faydalanabilmek için bilinçli bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini unutmayın. ‘Orman’la kalın!

İlginizi çekebilir: Yeşilin çağrısına kulak ver: Ormanların korunması ve çoğalması için bundan sonra neler yapabiliriz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale