Hepimiz, her şeyden sorumluyuz: Lütfen birlikte insan olalım

Her şeyin karıştığı değişik zamanlardan geçiyoruz!

Gündem çok kalp yakıcı, neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.

Tüm bunların yanına kendi kişisel gündemimiz de eklince her şey giderek zorlaşıyor değil mi?

O yüzden özellikle böyle zamanlarda ne yaptığımız daha da önem kazanıyor!

Bu ne demek?

Hepimiz her şeyden sorumluyuz! Sadhguru’nun bu sözü halen kulaklarımda çınlıyor! Evet, yapabileceklerim sınırlı ama sorumluluğumuz sonsuz!”

Biliyorum, insan çoğu zaman gündemdeki onca acıyı hissetmemek için sorumlu olmadığını düşünüyor ya da ben mi kurtaracağım diyerek kendini gündemden soyutluyor.

Oysa insanlığımızın en güçlü yanı hissedebilmek. Ama bu gücü kullanmamak için aşırılıkların kurbanı oluyoruz. Seksin, alışverişin, kahvenin, tatlının ya da benzerlerinin bu kadar peşinde koşma nedenimiz hissetmemek değil mi?

Başımızı çevirdiğimizde ne kendi gündemimizdeki sorunlarımız ne de bu ülkedeki sorunlar yok olacak.

Neden bu ülkede, bu isimde, bu etikette doğduk? İnanın bilmiyorum ve bilme isteğimi seneler önce bıraktım ama tüm bunlarla beraber biliyorum ki varlığımın kocaman yaşamda bir anlamı var.

Yolda gördüğüm yere atılmış çöp kadar duyduğum, gördüğüm, dokunduğum, gözümün görmediği, elimin yetişmediği her şeye kadar sorumluyum.

Hepimiz, her şeyden sorumluyuz!

Kesinlikle evet, hissettiklerimizle yapabileceklerimiz sınırlı ve tam da bu yüzden hepimiz kendimize göre insanlığımızı yaşıyoruz!

Kimimiz sosyal medyayı kullanmayı, kimimiz sokaklarda yürüyüşler yapmayı, kimimiz sessizce tüm acıyı kalbine çekmeyi tercih ediyor.

Hangisi doğru?

Hepimizin doğrusu kendi insanlığının izini taşıyor. Başımızı çevirmediğimiz sürece yanlış diye bir şey de yok.

Çok üzgünüm ama başımızı çevirdiğimizde insanlığımızı da kaybetmeye başlıyoruz.

Son dönemde hissettiklerim kalbime çok ağır geliyor, çok üzülüyorum ama bunları yok saymıyorum!

Arkadaşlar, iyi hissetmeme hakkımız var!

Ağlama hakkımız var!

Gülmeme hakkımız var!

İyi hissetmezken bunu iyi yapmak zorunda değiliz.

İyi olmamak, bütüne dair, yaşama dair!

Neden iyiyi kucaklarken kötüyü kovalım?

İyi de, kötü de, insana, bize dair değil mi?

Ben mi ne yapıyorum?

Bazen hissettiklerimle yataktan bile çıkmak istemiyorum. Olduğum yerde öylece kalmak istiyorum.

İyi hissetmemeye izin verirken, insanlığımın elini tutup, bana iyi gelen şeyleri yapmaya, paylaşmaya devam ediyorum. Kaynaklarımdan destek alırken, kırılganlığımın en narin yerinden güçlenmeyi deniyorum.

Hissettiklerimi güvendiğim dostlarımla paylaşırken, sessizce her gün yeniden ve yeniden sadhanama (düzenli yapılan spritüel pratik) oturuyorum.

Lütfen başını çevirme,

Yok sayma,

Kanıksama!

Lütfen insan kalalım,

Lütfen birlikte insan olalım…

Son söz Sadhguru’dan gelsin:

‘Sorumluluk, hayatınızda karşılaşabileceğiniz her türlü duruma en iyi şekilde yanıt verebilmek anlamına gelir. Sorumlu olmak, hayatınızın sorumluluğunu almaktır. Bu, tam bir insan olma yolunda ilk radikal adımı attığınız anlamına gelir; tamamen bilinçli ve tamamen insan. Sorumluluk alarak ve bilinçli yaşama doğru yolculuğa başlayarak, suçu dışarıya veya göğe atma gibi asırlardır süregelen kalıplara son veriyorsunuz. Hayatın sunabileceği en büyük maceraya başladınız: İçe doğru yolculuk.’

İlginizi çekebilir: 

Özde Çolakoğlu Yoga Eğitmeni
Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ... Devam