Yeni yıla sayılı günler kala her yerde yılbaşı ağaçları, ufak noel köyleri, müzikler, yeni yıl alışverişi için sayısız alternatif yer almaya başladı. Her yeni yıl bir umut, sevdiklerini mutlu etme fırsatı. Düzenin bir parçası olarak planlar yapmak, hediyeler ile kendimizi ve yakınlarımızla hayatı kutlamak, hayatın koşturmacası içinde güzel anılara yer açmaya çalışmak ve “yeni yıla nasıl girersek öyle geçer” düşüncesi (buna yıllar içinde inanmaya başladım) ile bir aradayız. Diğer yandan bu dönemde zorlanan, yeterince mutlu hissetmeyen hatta maalesef ki gerçeği yansıtmayan örnekleri görüp “neden herkes mutluyken ben mutsuzum” sorgusuna düşen kişilerin de olabileceğini düşünüyorum. Bu yazımı kendimde de yeni yeni değişen bir bakış açısının yansıması, bunu hisseden kişilerin de düşüncesine ortak olmak adına kaleme döktüm.
İnsanların iyilik ve mutluluk hali üzerinden araştırmalar yapan pozitif psikologlar her zaman mutlu olmanın bir gereklilik olmadığını, hatta sürekli olarak mutlu olma ihtiyacı duymanın gerçekçi olmayan beklentiler oluşturmalarına ve gerçekçi olmayan hedefler belirlemesine yol açabileceğini savunuyor. Gerçekçi olmayan hedefler de günün sonunda hayal kırıklığı duygularıyla başa çıkma yeteneklerini zayıflatabilir. Gerçekçi hedefler koyabilmek için farkında olmak, potansiyelini keşfetmek, hayatlarında pozitif değişiklikler yaratmak belli başlı öneriler arasında.
Aslında ortalama bir mutluluk seviyesine gelebilmek için hayata dair prensiplerimiz üzerinde hepimiz farklı şekillerde çalışabiliriz. En öncelikli görünen deneyimlediğim ve uzman görüşlerinden duyduğum 3 prensip var:
- Öncelikle hayata verdiğimiz anlamdan kendimizin sorumlu olduğunu hatırlamamız önemli. Bunu biraz daha somutlaştırmak için neyin büyük, neyi küçük, neyin değerli veya önemli olduğunu iyi analiz etmek ve verdiğimiz değeri de buna orantılı olarak vermek bizim elimizde. Özellikle hayatımıza etkisi çok küçük olan ama günlerce kafaya taktığımız konular ve bu konuların baş kahramanlarıyla önce kendi içimizde sonra da realitede yüzleşmek etkili bir yöntem olabilir. Tercihimiz bu mutsuzluğun kaynağıyla içimizde çözümlemeye varmak ise bu da çok anlaşılır ve kabul görür bir şey. Sorumlu da biziz karar veren de. Bunu biliyor olmanın rahatlığını da hissediyor olmak çok kıymetli.
- İkincisi mutluluğun içten geldiğini ve herkesin mutlu olmak için kendine özgü bir yolu olduğuna inanmak. Yapmadıklarına veya sahip olmadıklarına değil, başardıklarına, geliştirdiklerine odaklanmak bir kişinin mutlu olma yönetimi olabilir.
- Farklı biri için ise değer yaratmak mutluluğun özü olabilir. Çok değişken ve çok insani bir bir sahipleniş, hak, özgürlük istediğin yolu seçme özgürlüğü. Son olarak potansiyelini gerçekleştirme ve gelişim için ısrarcı olmak, mutlu olduğumuz anların çoğalmasında çok önemli bir etkiye sahip diye düşünüyorum. Bunun önünde engel varsa neden diye sorup o engelin temeline inmek ve onunla ilgili konuşmak, talep etmek de çözümün bir yöntemi olabilir.
Nasıl hastayken ilk düşüncemiz sağlığımıza kavuşmak oluyorsa, iç güdülerimiz bize mutsuzken de tekrar mutlu olmayı aramayı söylüyor fakat bazen bunun için motive olamayabiliyoruz. Önemli olan tekrar mutluluğu yakalayabilmek. Peki nasıl? Sanırım bu üç yöntem dışında mutluluğu tekrar elde etmekteki ilk motivator de motivasyonun kendisi. Pozitif Psikolog ve Flow teorisinin öncüsü Csikszentmihalyi, içsel motivasyona sahip olmanın pozitif deneyimi artıran bir yöntem olduğunu söylüyor. 2023’te yine hayatımızda başarılar, başarısızlıklar, öfkeler, umutlar, fırsatlar, engeller kısacası yaşama dair pek çok farklı deneyim olması mümkün. Mutsuz da olacağız elbet ama en azından mutsuzluğu terk edebilmek için kendimize alabileceğimiz yöntemleri bilmek bizi rahatlatsın, güzel anlar ve anıların çoğalacağı bir yıl bizimle olsun.
İlginizi çekebilir: Yazarak kendinizle temas kurun: Her gün yazmak insana neler katar?