- Sürekli terk edileceğiniz endişesi mi yaşıyorsunuz?
- En ufak bir ağrıda ciddi bir hastalığınız olduğunu mu düşünüyorsunuz?
- İçten içe kusurlu ve eksik olduğunuzu ve insanlar eğer gerçek sizi tanırlarsa sizi sevmeyeceklerini mi düşünüyorsunuz
- İnsanlar sizi başkaları için çok, kendi için az şey yapan biri olarak mı tanır?
- Duygularınızı göstermek sizin için zor mudur, insanlar sizi soğuk mu bulur?
Biz bu kalıplara ve daha nicesine “şema” adını veriyoruz. Şema, çocukluktan başlayan ve yaşam boyu sürekli tekrar eden kalıplardır. Ailemiz ya da çevremiz tarafından sevilmemiş, terk edilmiş, ayıplanmış, cezalandırılmışızdır. Yetişkin hayatımızda da bu yaşantıların izlerini “şema” olarak taşırız. Şemalar düşünce, davranış ve ilişki kurma biçimlerimizi etkiler.
Şemalar kendimiz ve dünya hakkında katı inançlarımızdır. Bu inançlar, bizi biz yapar. Dolayısıyla her ne kadar zarar da verseler, şemalardan vazgeçmek adeta kim olduğumuzdan vazgeçmektir, nasıl olduğunu bildiğimiz, inandığımız dünya inancından vazgeçmektir. Şemalar rahat ve tanıdıktır, bize bir kontrol hissi sağlar. Bu yüzden şemalarımıza sıkı sıkı yapışırız, bize zarar da verseler onları bir kısır döngü gibi sürdürürüz. Şemaların değiştirilmesi zordur. Farkındalık kazanarak ve şema terapi alanında uzman bir klinik psikologdan psikoterapi alarak şemalarınızla etkin ve sağlıklı bir biçimde baş edebilirsiniz.
Şemalar nasıl oluşur?
Şemaların oluşmasında mizaç ve çevresel faktörler (aile tutumu, akran tutumları, okul yaşantısı) etkilidir. İnsanların psikolojik ihtiyaçları 4 alana ayrılır: Sevgi-aidiyet, saygı, güven/adalet, haz/sabır. Kişinin bu ihtiyaçlarının karşılanmasında sorun olduğunda bu alanlara ait şemalar gelişir.
- Örneğin “sevgi/aidiyet” alanındaki ihtiyaçlarda yaşanan sorunlar şu şemaları doğurur: Duygusal yoksunluk, sosyal izolasyon, duyguları bastırma, kusurluluk.
- “Güven” alanındaki ihtiyaçlarda yaşanan sorunlar; cezalandırıcılık, fedakarlık, dayanıksızlık, karamsarlık, kuşkuculuk, terk edilme şemalarını doğurur.
- “Saygı” alanındaki ihtiyaçlarda yaşanan sorunlar; bağımlılık, başarısızlık, boyun eğicilik, iç içelik şemalarını doğurur.
- “Haz/sabır” alanındaki ihtiyaçlarda yaşanan sorunlar; onay arayıcılık, haklılık, yüksek standartlar, yetersiz öz denetim şemalarını doğurur.
Şemalarla başa çıkma biçimleri
Aynı şemaya sahip insanlar birbirinden çok farklı davranabilir. Çünkü şemalarla başa çıkma biçimleri farklıdır. Bu başa çıkma biçimleri, şemalarımızı iyileştirmek/törpülemek yerine problemi kısır döngü şeklinde devam ettirir. Bu yüzden başa çıkma biçimlerimizin farkında olmak önemlidir. Bu biçimler; şema teslimi, şema aşırı telafisi ve şema kaçınması olmak üzere üçe ayrılır.
Bu baş etme biçimlerini bir şema seçerek (terk edilme şeması) onun üzerinden anlatmak istiyorum. Terk edilme şeması, kişinin terk edilmeye karşı yoğun bir kaygı duyması ile karakterizedir. Kişi, iyi giden ilişkilerinin bile biteceğini hisseder, herhangi bir bitiş/terk edilme kişi için dayanılmaz bir acıya sebep olur. Şimdi 3 baş etme biçimine göre, bir insanın terk edilme şeması ile nasıl baş edebileceğini örneklendireceğim.
- Şema Teslimi: İlişkiyi sürdüremeyecek eşler seçmek (evli, ilişki istemeyen vs). (Kişi burda şemasının kısır döngüsüne girer, başına gelmesinden en çok korktuğu durumlar içinde bulur kendini defalarca.)
- Şema Telafisi: Yakın ilişkilerden kaçınma. (Kişi, tamamen bir kaçınma halindedir. Terk edilmeyi yaşamamak adına terk edilmesine zemin hazırlayacak her durumdan kaçınır.)
- Şema Aşırı Telafisi: Eşini uzaklaştıracak kadar yakınlaşma, küçük ayrılıklarda bile aşırı tepki gösterme, terk edileceği endişesiyle eşini kendinden uzaklaştırma. (Kişi kendisini ve diğer insanları şemasının tam tersinin doğru olduğuna inandırarak şemasının üstesinden gelmeye çalışır.)
Şemaları yakından tanımaya devam edeceğiz. Daha fazla paylaşım için Instagram hesabımı da takip edebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Zor kişilik tipleri ve onlarla yaşamayı kolaylaştıracak birkaç ipucu