X

Hemcins zorbalığı: Nasıl fark ederiz, neler yapabiliriz?

Zorbalık yaş, ırk ve sosyal ortamları aşan ciddi bir sorun. Fiziksel, sözlü veya siber zorbalık gibi daha yaygın olarak kabul edilen zorbalık biçimlerinin ötesinde son zamanlarda özellikle dijital ortamlarda yaygınlaşan hemcins zorbalığı ile sıkça karşılaşıyoruz.

Benim kadınların perspektifinden incelediğim, kadından kadına zorbalık olarak da tanımlayabileceğim bu türdeş zorbalık, kadınların kadın akranları tarafından olumsuz davranışlara, ayrımcılığa veya tacize maruz kalması durumunda ortaya çıkıyor. Bu tür zorbalık, ilişkisel saldırganlık, dışlama, dedikodu, siber zorbalık veya incelikli baltalama gibi çeşitli şekillerde görülebiliyor.

Hemcins zorbalığın genellikle toplumsal beklentilerden, rekabetten, kıskançlıktan veya kişisel güvensizliklerden kaynaklandığını düşünüyorum.

Geleneksel zorbalık türlerinden farklı olarak, türdeş zorbalık genellikle etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, din, engellilik veya kişinin kimliğinin diğer yönleriyle ilgili önyargılardan kaynaklanır. Çeşitli incelikli şekillerde kendini gösterdiğinden aslında kavramın tanımlanmasını ve ele alınmasını daha da zorlaştırıyor.

Kadınlar arasında hemcins zorbalığını anlamak

Zorbalık, kadınlar arasındaki kişilerarası ilişkiler de dahil olmak üzere toplumun çeşitli yönlerini etkileyen çok yönlü bir sorundur. Bireyleri belirli özelliklere göre hedef alan türdeş zorbalığa ek olarak kadınlar, diğer kadınlar tarafından kötü muameleye maruz kaldıkları, ayrımcılığa uğradıkları veya taciz edildikleri cinsiyet içi zorbalığa da maruz kalabilirler.

Sözlü iletişim ve aile içi duygusal şiddet kavramlarının yanında dijital ortamlarda kadınların kadın akranları tarafından olumsuz davranışlara, ayrımcılığa veya tacize maruz kalması sanki normalleştirildi. Bu tür bir zorbalık, sosyal medyada yapılan paylaşımların altına yazılan yorumlarda ilişkisel saldırganlık, dışlama, dedikodu, siber zorbalık veya incelikli baltalama gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkıyor.

Hemcins zorbalığını nasıl fark ederiz?

Kadınlar arasında cinsiyet içi zorbalık aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde olabilir:

  • İlişkisel saldırganlık: Bu, dedikodu yayma, sosyal dışlama veya mağdurun itibarına veya ilişkilerine zarar verecek şekilde sosyal dinamikleri manipüle etme gibi davranışları içerir.
  • Siber zorbalık: Dijital çağda kadınlar, zararlı söylentiler ya da aşağılayıcı yorumlar yaymak, düşmanca bir çevrimiçi ortama katkıda bulunmak gibi çevrimiçi tacize başvurabilirler.
  • Sözlü veya pasif-agresif saldırılar: Diğer kadınları küçümsemek veya küçük düşürmek için sözlü hakaret, alaycılık veya pasif-agresif ifadelerin kullanılması olarak açıklanabilir.
  • İşyerinde zorbalık: Cinsiyetler arası zorbalık, kadınların dedikodu veya sabotaj yoluyla kadın meslektaşlarının kariyerlerine zarar verebileceği profesyonel ortamlarda da meydana gelebilir.

Kadınlar arasında cinsiyet içi zorbalığın kişiler açısından ne gibi sonuçları olur?

Çoğu kadının dijital ortamlarda maruz kaldığı bu incitici tavır her ne kadar normalleştirilmeye çalışılsa da hem bireysel mağdurlar hem de bir bütün olarak kadın toplulukları için yıkıcı sonuçlar meydana getirebilir. Aslında bu durumu doğal karşılamak ve “zaten herkesin başına geliyor” mantığıyla kabullenmek bu tarz bir zorbalığı beslemekten başka hiçbir işe yaramaz.

Hemcins zorbalık, mağdurların zihinsel sağlıklarını ve genel refahlarını etkileyen kaygı, depresyon ve duygusal sıkıntı gibi problemleri yaratabilir ya da tetikleyebilir. Kadınlar arasındaki zorbalık, kadın toplulukları içindeki güveni ve dayanışmayı zayıflatırken kadınların birbirlerini desteklemesini ve yükseltmesini zorlaştırabilir. Bu hasarlı ilişkiler ağında kadın olmanın onurlandırmasını hissetmek ve bu hissi paylaşmak mümkün olmayacaktır.

Biz neler yapabiliriz?

Ben bu tarz yorumları gördükçe kişiler hangi mecradaysa o mecraya şikayet ediyorum. O tarz insanlara laf anlatılabileceğine inanmadığımdan bir ceza mekanizmasının oluşturulmasını ve işlemesini diliyorum.

Elimden geldiğince bu zorbalığı tanımaya, tanıtmaya, empatiyi geliştirmeye ve kadınların birbirini desteklemesinin önemini vurgulamaya odaklanan eğitim programlarını ve farkındalık kampanyalarını teşvik etmeye çalışıyorum.

Kadınlar arasındaki destekleyici, empatik ilişkileri örnekleyen birçok rol model var. Onların sahip olduğu kitleler çok daha geniş olduğundan hızlı bir farkındalık yaratma şansları yüksek. Fenomenler ve influencerlar, kadınlar arasında kapsayıcılığı, çeşitliliği ve karşılıklı saygıyı ön planda tutan, rekabet yerine destek kültürünü teşvik eden paylaşımlara daha fazla yer verebilirler.

Biz tüm kadınlar, cinsiyet içi zorbalığın varlığını kabul ederek, bunun temel nedenlerini anlayarak ve kapsayıcılık ile empatiyi teşvik edecek stratejiler uygulayarak daha güçlü ve daha destekleyici alanlar yaratabiliriz. Bunun için önce kendi kullandığımız dilden ve hitap şekillerden başlamalıyız.

Birbirimizden başka kimimiz var ki?

İlginizi çekebilir: Öz motivasyon ve anlam oluşturma

Aslı Yirsutimur: Merhaba ben Aslı! 1988’de İstanbul’da doğdum. Lisans hayatımı Ankara ve Almanya’da tamamladım. Ankara Üniversitesi Sosyal Antropoloji ve İletişim çift anadal mezunuyum. Almanya’da Avrupa Etnolojisi okudum. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Gazetecilik alanında yüksek lisans derslerimi tamamladım. Şu anda Marmara Üniversitesi Kişilerarası İletişim Bölümü’nde yüksek lisans tezimi yazıyor ve eril dişil arketipler üstüne araştırmalar yapıyorum. Üniversitede aldığım kuramsal alt yapı ve iletişim tekniklerini çeşitli sitelerde yazarak pekiştirmeye ve fikirlerimi herkesle paylaşmaya başladım. Bir yandan içerik üretirken bir yandan da öğretmenlik yaptım. Öğrencilerime daha faydalı nasıl olabilirim ve kariyerimde nasıl fark yaratabilirim diye düşünürken yolum koçluk ve psikoloji eğitimleri ile kesişti. 2011’den beri psikoloji eğitimleri ve iletişim bilgimi referans alarak yol arkadaşlığı yaptığım koçluk sistemimle yetişkinlerin ve öğrencilerin hayatına dokunurken kurumsal alanda da danışmanlık veriyorum. Kurumsal/bireysel eğitimler ve düzenlediğim atölyelerle de evrendeki iyi yaşam çemberinde yeni nesil rehber olma görevime devam etmekteyim. Çeşitli site, e-dergilerde ve kendi sosyal medya hesabımda içerik üretip yazmaya devam ediyorum. Aynı zamanda freelance editörlük yapıyorum. Tanıştığımıza çok memnun oldum!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale