Enteresan bir döneme girdim hayatımda.
Her şey değişiyor sanki; öncelikle ben, sonra çevrem, çevremin bana yaklaşımları.
Aslında güzel bir dönüşüm süreci içerisine girdiğimi gözlemliyorum. Keyifli.
Keyifli ve bir o kadar da garip olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Daha önce hiç karşılaşmadığım durumların içerisinde buluyorum kendimi. Hayatımın önceki evrelerinde deneyimlemediğim bir sürü olayın baş kahramanı durumundayım. Evet güzel tabiî ki, ama diyorum ya garip. Garip, çünkü çoğu zaman neye, nasıl tepki vermem gerektiğini kestiremiyorum. Daha önce yaşamadığım durumlar olduğu için zihnimde herhangi bir kategoride yer almıyor.
Zihin şöyle çalışıyor: yaşadığınız her şeyi tanımlamak adına etiketleyip gruplara ayırıyor. Siz de hayatınızda o ayrılan gruplara benzer deneyimler yaşadığınızda zihniniz durum analizini yapıp o grupla eşleme yapıyor ve artık bilincinizde biliyorsunuz ki siz benzer bir olay yaşamıştınız ve vereceğiniz tepkiler tecrübelerinizden dolayı az çok belli oluyor.
Yukarıda bahsettiğim gibi şu ara zihnimde hiçbir kategoride yer almayan yepyeni deneyimler yaşadığım için nasıl tepkiler vermem gerektiğini de kestiremiyorum. 35 senedir verdiğim tepkileri vermeye; yani başka bir deyişle en iyi bildiğim yollardan gitmeye çalışıyorum, fakat olmuyor. O sırada içinde bulunduğum durum karşısında eski, bildiğim tepkilerim sakil duruyor. Hiç uymuyor! O yollar artık çökmüş gibi! Ne yapmalıyım diye çok baş başa kalıyorum kendimle. Elimi, kolumu nereye koyacağımı bilmiyorum. Sonra bir gün durup kendime dedim ki:
“Bir dakika Gamze dur! Sakin ol! Bildiğin hiçbir yol uymuyor, ama artık bambaşka, yepyeni yollar keşfetme zamanı gelmiş işte. Görmüyor musun? Harika fırsatlar yaratılıyor sana hep değiştirmek istediğin bazı tepkilerini artık hayata geçirebilmen için. Eski yolların artık istesen de işe yaramıyor. Artık mecbursun! Değişmeye mecbursun! Her şeyin yine ne kadar harika bir matematikte ilerlediğinin farkında mısın?”
“Ah evet! Ben panik oldum biraz ne yapmam gerektiğini pek bilmediğim için, ama doğru söylüyorsun. İşte şimdi harika zamanlar, artık deneyimlemek istemediğim Gamze versiyonunu dönüştürmek için. Bilmemek demek kötü bir şey değil ki zaten. Belirsizlik demek aynı anda sonsuz potansiyel demek. Duracağım ve bırakacağım biraz da hayata. O sırada da kendimi izleyeceğim bakalım neler oluyor, olacak? Tamam, işte şimdi sevmeye başladım durumu!”
Ve bildiğimden bambaşka bir Gamze yaratmaya başladım. Böyle bir sürecin içerisindeyim ve müthiş keyif alıyorum. “Hayatta yapamam” dediğim şeylerin hepsini kendimi çok da zorlamadan, sert çıkmadan, yumuşakça, hafif hafif yapmaya başladım. Şefkat önemli! Ne olursa olsun kendimize şefkat kısmını atlamayalım lütfen. Başka insanları dinlerken: “Nasıl başarıyorsunuz? Benim içimde yok galiba” diye imrendiğim tepkileri şimdi ben vermeye başladım. Normalde başkalarının yüklediği vicdani duygularda kaybolabilecekken o kadar merkezimde ve netim ki aslında ağır durumların içinde bile kimseye değmeden hafif kalabildiğime şaşırıyorum.
Evet bu sürecin özet kelimesi bu aslında: Şaşkınlık. Kendi kendimi şaşırtıyorum ve buna bayılıyorum!
Sahi, insanın kendini şaşırtabilmesi ne kadar taze ve heyecanlı bir hismiş. Peki siz kendinizi en son ne zaman şaşırttınız? Aklınıza gelmiyorsa da hiç sorun değil. Haydi şimdi böyle bir an yaratmaya ne dersiniz?
İhtiyacı olanlara minik bir hatırlatma: Her şey güzel ve çok daha güzel olacak. Sevgiyle…
İlginizi çekebilir: Korkudan cesarete giden yol: Korkulara rağmen devam etmek