Bir pazar sabahı uyandığımda ekran kullanım raporunun özetini gördüm ve ilk düşüncem “Telefonla daha az ilgilenmeliyim” oldu. Düşünüyorum da hepimizin hayatında “daha az” veya “daha çok” yapmak istediği ne kadar çok şey var. Çevremdekilerin de genelde “daha az şeker yiyeyim, daha çok yoga yapayım, aileme daha çok zaman ayırayım” gibi dileklerde bulunduğunu fark ediyorum. “Daha” kelimesinde olumsuz bir anlam olmasa da kullanıldığı çoğu cümleye bir eksiklik, bir tatminsizlik ekliyor gibi. Sanki yaptığımızdan memnun değiliz ve “daha” iyisine ulaşamıyormuşuz gibi geliyor kulağa.
Kelimenin doğasında bir kıyaslama var. Kıyaslamanın da en vahşisini genelde içimizden ve kendimize yaptığımıza inanıyorum. Ya eski hallerimizle kıyaslıyoruz kendimizi ya da gerçekleştirebileceğimiz potansiyellerimizle. Yani “Eskiden daha çok kitap okuyordum” ile “İşteki stresten daha az etkilenmeliyim” aynı kaynaktan besleniyor ve dediğim gibi şu anki halimizle aramıza bir mesafe, bir tatminsizlik koyuyor.
Ben her “daha” dediğimizde içimizde bir yerlerde utanç, suçluluk veya kırgınlık duygularını titreştirdiğimizi düşünüyorum. Bununla birlikte şu anki halimize biraz daha nazik yaklaşabileceğimize dair güçlü bir inancım var. Kendimizle kurduğumuz iletişim oldukça önemli. İnsan kendiyle, yaptıklarıyla memnun olmadan hayatıyla nasıl memnun olur ki? Mesela benim o pazarım oldukça kötü geçti, elime her telefonu aldığımda bir suçluluk duygusu sardı. Başka şeyleri kendiliğinden değil de, telefondan uzaklaşayım diye yaptığımda da ufacık bir konu büyük bir gündem maddesi oldu, gereksiz bir strese girdim.
Günlük hayatımızda zaten yapmamız gereken, yapmamız beklenen birçok başlık var. Bunlara ek olarak bir de uzun vadeli isteklerimizin gün başına düşen sorumlulukları eklenince sürekli bir koşuşturma ve halletme hali içinde yaşıyor gibiyiz. Kendimize ayırdığımız, belki sadece dinlenmek istediğimiz zamanlarda bile “daha” listemize bir şeyler ekliyor, listedekileri hayata geçirmeye çalışıyoruz. En son ne zaman olduğun halle memnundun hatırlıyor musun? “Bunu daha sık yapmalıyım” demeden; “şu an oldukça güzel, ben de iyi hissediyorum” gibi bir cümleyi en son ne zaman kurdun kendine?
Olduğun hali kabul et, değiştirme demeyeceğim; çünkü hayatta hepimizin varmak istediği “daha”ları var elbet. Bununla birlikte seçebileceğimiz farklı yollar var. Bana iyi gelen şeylerden biri “henüz” demek. “Henüz telefonumla günde sadece 1 saat geçiremiyorum” cümlesini “telefonumla daha az ilgilenmeliyim” ifadesine tercih ederim; çünkü bana destekleyici ve yumuşak geliyor. Hem nereye gittiğimi biliyor, hem de şimdiki halimi alıp yerden yere vurmuyorum. Peki sen bu aralar kendine hangi konularda “daha” diyorsun? Nasıl hissediyorsun? Sen de “henüz”ü denemek ister misin?
İlginizi çekebilir: Sadece kendimiz için yaptığımız hobilere ne oldu?