Hazırsan, 10’a kadar sayıyoruz

Geçen yazımda bahsetmiştim, çok yakın arkadaşlarımdan biriyle Güney Afrika Cape Town’a doğru bir seyahate çıkmıştık. Ya da bilinmez bir maceraya doğru atılmıştık desek daha yerinde olur. İşte bu seyahatimizde beraber uyguladığımız bir yöntemden bahsetmek istiyorum bu hafta size. Daha doğrusu arkadaşımın önerdiği ve benim de çok içselleştirdiğim bir uygulama oldu.

Afrika’nın en güneyine doğru yola çıktığımız gün, “Cape Point” adını verdikleri yerdeydik ve gördüğümüz manzara karşısında tabir-i caizse dilimiz tutulmuştu. Gözümüzün gördüğünü kameraların çekemediği anlardan. Arkadaşım elimi tuttu ve dedi ki “Şimdi manzaraya dikkatlice bak, gözünü kapa ve 10’a kadar say. Sonra da bu görüntüyü hafızaya kaydediyoruz hatta kazıyoruz.” 

Biz bunu gittiğimiz hemen hemen her yerde, hafızamıza kazımak istediğimiz her anda uygulamayı sürdürdük. Çıktığımız safaride zebraya, file, zürafaya ilk defa o kadar yaklaştığımız anlarda, dünyanın yedi harikasından biri olan Table Mountain (Masa Dağı)’na teleferikle çıkarken kalbimiz ağzımıza geldiği sırada, ilk defa okyanusta ayaklarımızın suyla buluştuğu ve biraz da soğuğun etkisiyle nefesimizin kesildiği o anda… Sürekli birbirimize yaşadığımız anı hayatımız boyunca unutmamız gerektiğini hatırlattık heyecanla, zaten unutamazdık da.

Döndükten sonra fark ettim ki, bu yöntemi uygulamak için dünyanın bir ucuna gitmeme gerek yoktu aslında. Günlük hayatta evdeyken, işteyken (evet işte bile mümkün 🙂 ), yürüyüş yaparken, belki arkadaşımla sıradan bir akşam yemeği için buluşmuşken çok fazla aklıma kazımak isteyeceğim an oluyordu. Ama ben günlük hayatın koşturması içinde aynı anda o kadar fazla şeyi yapmak için parçalanıyordum ki akışta kalmama destek olacak bu pratiği uygulayabileceğim aklıma bile gelmiyordu. Hayatın her anı aslında Güney Afrika’daki gibi nefesimi kesen birçok andan oluşuyordu ama ben farkında değildim. 

Bu seyahatten birçok farklı hisle ve öğretiyle döndüm ama en içselleştirdiğim şey bu uygulama oldu sanırım. Akışta kalmak ve hafızama daha fazla anı kazımak için yola koyuldum. Artık unutmaya pek niyetim de yok, hadi gözleri kapayalım ve hep beraber 10’a kadar sayalım. 

Hem neydi unutmayalım; “Hayat nefes aldığımız anların toplamından değil, nefes kesen anların toplamından oluşur.”

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Sessiz bir oda: Kabullenmek

Ecehan Kaylan
1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın ... Devam