X

Hayattaki her şeyin amacını ve işlevini fark etmek: Farkındalıklı bir yaşam mümkün

Her gün yeni bir şey öğreniyorum, keşfediyorum, hatırlıyorum ve hayatımı bu doğrultuda yeniden düzenliyorum. Her an kendimi yeniden yaratıyorum ve bu hali çok seviyorum.

Geçen aylarda Nirdosh Kohra’nın katıldığım 5 Biyolojik Yasa başlığı altında bütünsel sağlık workshop’unda Nirdosh, kahveyi gerçekten sempatik sinir sisteminin uyarılmaya ihtiyacı olduğunu hissettiğinde içtiğinden ve en son belki birkaç ay evvel tükettiğinden bahsetmişti bir konuyu anlatırken bize.

O an hala kulaklarımda çınlıyor, çünkü çok şaşırmıştım bunu duyduğumda. Çok etkilendim. Nasıl yani? Bayağı bayağı her gün otomatikman tükettiğimiz kahveyi, amacına ve işlevine göre ciddiyetle tüketen biri vardı dünya üzerinde demek. Bu benim çevreme baktığımda oldukça şaşırtıcıydı çünkü ben bu şekilde tüketen tek bir kişi bile tanımamıştım. Bu söylem o gün tüm hücrelerime girdi ve yerleşti. Hissettim.

Her gün sayısına bile bakmadan, o an canımın gerçekten isteyip istemediğini bile sorgulamadan kahve tüketen ben, o günden sonra sabah uyanır uyanmaz kahve yapmayı bıraktım kendime. Bıraktım ve hiç de aramadım. Kahve içmezsem elim ayağım titrer diyenlerden de hiç olmadım ama Selin‘le pilates dersimize başlamadan bi’ kahve yapıp iki sohbet etmeyi çok seviyordum. Aslında orada sevdiğim şey kahve bahanesiyle sabah sohbetleriydi.

Bir kere duydum ve hayat ondan sonra bu şekilde ilerlemedi tabiî ki. Zaman geçtikçe unuttum. Yeniden sohbetlere kahveyi bahane ettim defalarca. Sonra yeniden hatırladım aslında kahveye ihtiyacım olmadığını, durdum. Sonra yeniden unuttum, yeniden bir daha hatırladım derken; insan olma yolculuğumun tadını çıkardım hep düşe kalka. Hayat tam olarak da böyle bir şey değil mi zaten?

Karantina sürecinde ise bu konu kendiliğinden yerine oturdu. Bu süreçte sigarayı bir anda bıraktığım gibi bayıldığım kahveyi de içmek pek aklıma gelmedi. Annemin “Hadi bi’ kahve içelim mi?” tekliflerini geri çevirdim, çünkü içim istemiyordu. O kahveyi sırf tatlı bir alışkanlık olduğu için tüketmek istemedim.

Son 3 aya baktığımda maksimum 7 ya da 8 tane kahve tüketmişimdir ve buna ben de inanamıyorum. Oluyormuş. Her besinin, her içeceğin beden için bir amaç taşıdığından da konuşmuştuk eğitimde kahve örneği ardından. Kahve sempatik sinir sistemini aktive ediyordu, yasemin çayı rahatlama etkisi yapıyordu derken hepsinin bir işlevi olduğunu duymak ve her şeye buradan bakmak; hayatımda bana çok ciddi bir kapı açmış oldu.

Ne zaman bu hale gelmiştik?
Ne zaman yemeği sosyalleşme aracı olarak kullanmaya başlamıştık?

Halbuki yemek dediğimiz şey enerji almak ve hayatın içinde hareketteyken enerjimizi korumamız için bir araçtı sadece. Şu andaki gibi arkadaşlarımızla sosyalleşmek, iş toplantılarını gerçekleştirmek için bir amaç değildi. Kaç bin defa cumartesi akşamları yemek programlarına gitmişizdir? Kendimizi doyurmak, bununla beraber yeni tatlar tatmaksa hiç sorun yok bence ama ben kendi adıma bu şekilde kaç defa yemeklere katıldığımdan emin değilim. Belki bir elin parmaklarını geçmez. Benim için yemek hep sosyalleşmek için en büyük bahane oldu bugüne kadar.

Bu şekilde davranış alışkanlığı edindiğimizden beri de bedenlerimizin ayarlarını da bozduk, ihtiyaçlarımızı duyamaz olduk. Her şey birbirine karıştı. Araç amaç, amaç da araç oldu.

Bu nefis bilgelik bana şu an hayatımda yol göstericilerimden bir tanesi. Artık hiçbir şeyi “öylesine” yapmıyorum elimden geldiğince. Canım, arkadaşımla sohbet etmek istediyse öylesine yanıma kahve almıyorum mesela, ya da canım nohut istediyse ve nohut yoksa, nohut yok diye onun yerine öylesine ıspanak yemiyorum. Çünkü o an bedenimin ihtiyacı ıspanak değil nohut gibi bir besin belli ki. Dinliyorum artık bedenimi. Saygı gösteriyorum, değer veriyorum.

Demem o ki hepimizin olduğu gibi hayatta her var olanın bir amacı ve işlevi var bu hayatta. Bunları öğrenerek, bilerek ilerlemek bizim hayatımıza çok hafiflik ve rahatlık.
Nice uyanışlara.
Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: İhtiyaçlarımızı duyabilmek: Kalp ne der, zihin ne der?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale