X

Hayatta var olmanın en güzel yolu: “Merkezinde kalmak”

Hayatımın en aydınlık dönemlerinden birine girmiş bulunuyorum. Nereden biliyorsun derseniz; tek verebileceğim cevap hislerim olur. Evet, ben azimle hislerinin peşinden giden bir kadınım bu hayatta. Yanılmadım da çoğu zaman ve çok da eğlenceli bulduğumu söylemeliyim. 

Bahsediyorum bir ayrılık yaşadığımdan. Hayatımda ilk defa fazla farkında olarak yaşadığım bir dönem bu defa. Neyin neden olduğunu, kendime ne almam gerektiğini, mesajların ne olduğunu çok net gözlemleyebildiğim bir süreç. O yüzden belki de hayatımın en aydınlık dönemlerinden birine girdiğimi rahatlıkla söylüyorum. Bana getirdiği en büyük öğretilerden bir tanesinden bahsetmek istiyorum bugün: MERKEZİNDE KALMAK.

Hep konuştuğumuz bir şey senelerdir bu arkadaş sohbetlerinde, katıldığım inzivalarda, seanslarımda. Bilgi vardı da ne demek olduğunu ben şu an anlıyorum diyebilirim.

Şu anki hayat tecrübelerim ve bakış açımla açıklamak istersem şöyle diyebilirim: insanın kendine sahip çıkması! İnandıklarına, hayallerine, isteklerine, peşinden gittiklerine, sahip olduklarına; aslında kendisiyle ilgili her şeye. Kim ne derse desin, rüzgar nereden eserse essin ödün vermemesi. Öyle sağlam durması ki kendisi arkasında, öyle bir kuvvet yayması ki; hayatın bile o duruştan büyülenmesi ve onun yoluna hizmet etmesi. Çünkü başka çaresi yok artık. Kadın kendinden o kadar emin ki; hayat da kafa karıştıramaz.

Ama biz korkularımızdan genelde; ya da sevilmek uğruna, eğer pek de sağlam duramıyorsak kendimiz de; hemen başkaları tarafından manipüle edilmeye çok açığız. Bana; “sen çok duygusalsın biraz törpülemen lazım” cümlesini duyurdu hayat mesela, ya da “hırsın yok; biraz çabala” ya da “fazla prenses gibisin, hayat toz pembe değil” gibi. Eskisine göre daha sağlamlaşmışım tabii. “Kusura bakma ben duygusal olacağım” dedim ama yine de “ama şu / bu yüzden böyleydi” diye açıklamalarda bulunup kaybetme korkusuyla “değiştiririm, aslında böyle de değilim çok” gibi noktalarda da gezindiğimi itiraf etmem gerek. 

Azıcık sağlam duramazsak kendimizde, neler neler geliyor başımıza farkında olmadan… Nasıl kalıplara sokulmaya çalışıyoruz? Nasıl başkalarının doğrularına hizmet edilmek üzere kuruluyoruz. Sonra sığmıyoruz o kalıplara, sıkışıyoruz tabii. Kendimiz olmuyoruz, sonra gelsin çatlaklar patlaklar! Aksi mümkün değil.

Bir insanı değiştirmeye çalışmak, bir insanın başkaları uğruna değişmeye çalışması sadece sevilmek uğruna… Dün kardeşim bu konuyu müthiş bir örnekle açıkladı. İşte bu örnekle her şey yerli yerine cuk diye oturdu bende. 

Mesela biz kendimizi çay olarak düşünelim. Bildiğimiz çay. Çayın rengi, şekli, duruşu, tadı; her şeyi bellidir değil mi? O çaydır ve değişemez. Bellidir ne olduğu, nasıl olduğu. Sonra biri geliyor diyor ki: “ey çay, seni seviyorum tabii AMA sana biraz renk katalım, biraz şeker, şu bardakta da daha güzel durursun sen aslında, biraz da aroma ekledik miii”… 

O güzelim çay oldu mu sana şimdi limonata kıvamında bir şey! Kendine has, çayı çay yapan bütün özellikler hooop alakasız yere itilmeye çalışıldı. Eğer o çay da kendi güzelliğini farkında değilse olduğu halinde, eğer sevilmek için her şeye hazırsa kendini çiğnemeye bile ve korku doluysa tüm hücreleri, hiç emin değilse kendinden; geçmiş olsun. Ona söylenene inanacak ve dinleyecek ve asla olamayacağı bir şeye dönüşmeye çalışıp hiçbir zaman mutlu bir şekilde varlığını yaşayamayacak. 

Diğer türlü düşünelim şimdi de. Çaya gene biri gelsin ve çayı çaylığından başka bir şeye dönüştürmeye çalışsın ama çay bu defa kendinden emin olsun. Çok mutlu o çay olmaktan. İyi ki bu hayatı çay olarak yaşıyor. Kendi rengine, tadına, şekline bayılıyor. Böyle bir çayın cevabı ne olur peki sizce? 

“Canım, güzel diyorsun da senin istediğin şey çay değil ki o zaman. Sen baya bana limonatadan bahsediyorsun. Bunun için benim yapabileceğim hiçbir şey yok. Ben çok memnunum çay olarak kendimden. Ama bir sürü limonatalar da var istediğin gibi başka yerlerde. Aradığını bende bulamazsın. Üzgünüm senin adına, yanlış yerdesin.”

Hoop! Ne oldu? Çaya hayran kaldınız siz de değil mi? Ne kadar emin kendinden, ne kadar gururlu çay olmaktan, ne kadar mutlu. Kendini sahiplenmek diye ben buna derim işte! 

Ve asıl önemlisi de çay olduğu yüzünden kendini kötü hissedip suçlamadı da. Ne yapsın yani? Malzeme belli, renk belli, tat belli. Mutlu da tüm sahip olduklarından. Şimdi biri onu bu şekilde istemedi diye değeri mi düştü? Tadı mı kaçtı? Yooo, çay aynı çay! Biri geldi ve onu o an içmek istemedi sadece diye neden kendine acısın, kötü hissetsin, değersiz görsün? Çok saçma geldi değil mi size de böyle bakınca? Dün akşam bunu dinlerken gülmeye başladım ben de. “Hakikaten ya bizim de yaptığımız aynen bu. Ne saçma!” dedim. Aydınlandım bildiğiniz bu canım çay örneğiyle 

İşte, eğer ne olduğumuzdan, kim olduğumuzdan emin olup merkezimizde sağlamca kalırsak, ne rüzgarlar eserse essin, kimler bizi istemezse istemesin olduğumuz halimizle; işte bu bizim problemimiz olmaktan tamamen çıkıyor. “Mevzu benimle alakalı değil ki karşımdakiyle alakalı ne yapayım” diyorsunuz. 

Hem insanoğlu bu, sürekli değişiyor damak tadı, bakışı, hisleri. Bir an çaya bayılıyor, sonra sevmediğine karar veriyor tadını, sonra gene aslında o tadı istediğini anlıyor. Kusura bakmayın ama her karşıma gelenin değişen hayat seçimlerine, isteklerine göre kendimden ödün veremeyeceğim. Verirsem kaybolmaz mıyım? Eğer verirsem ben kim olurum? Var olur muyum hayatta? Yoksa hep başkalarının hayatını, tercihlerini yaşayan hayata kök salmamış biri mi olurum? Ne çok çabadır bu, ne büyük enerji harcamasıdır başkalarının doğruları olmak. Şahsen ben böyle harika bir hayata gelmişken kendimi deneyimlemek istiyorum yahu! Kendi isteklerimi, hayallerimi, karakterimi, özelliklerimi… Var olmak istiyorum sıkı sıkı. Yazarken hissediyorum şu an o kuvveti. Umarım bu satırları yazarken size de geçiyordur şu an aynı his… 

Bir nokta daha var hazır buralarda dolanırken. Üzülmek ile kendine acımak arasındaki ince çizgi. İnsanız, duygularımız var pek tabii. Üzülmek çok doğal verdiğimiz tepkilerden bir tanesi. Çay örneğinden yola çıkarsak eğer tekrardan; çay içerken de eğlenceliydi aslında hayat, ne güzeldi çay içilen zamanlar, beraber tadını çıkarsaydık keşke biraz daha demek çok insani bir his aslında. Ama “Neden ben limonata olamadım, çay olduğum için bir türlü sevilemiyorum, çayım diye herkes sıkılıyor” gibi saçma sapan bir yanılgıya girerseniz, işte tam orada durun. O gerçek değil. O size yarayan bir şey de değil. E nasıl yapacağız biz bunu insan olarak, çay için güzel de, insanız hislerimiz var diye sorarsak da eğer sanırım kendimizi güçlendirme çalışmalarıyla, kendimizi eğiterek. Bunun yolu herkeste başka. Kendimiz bulacağız, keşfedeceğiz o yolu hayatlarımızda.

Demem odur ki; siz, siz olmaktan gurur duyun. Sevin kendinizi. Aşık olun kendinize. Emin olun. Öyle emin olun ki sapasağlam durun kendinizde. Kim ne derse desin, ne yaşarsanız yaşayın izin vermeyin sizi kendinizden mahrum bırakmasına. İzin vermeyin sıkıştırılmaya. Net olun. Kendiniz olun. Sapasağlam merkezinizde durun. Unutmayın, siz olduğunuz gibi, olduğunuz halinizle çoook değerlisiniz. İlk önce bunu tüm iliklerinizde hissedin! Kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve sevin. Çok sevin işte ya, sahiplenin. Gerisi su gibi gelecek hayatınızda. Eminim.

İlginizi çekebilir: Niyetin, istemenin ve sonra onu evrene teslim etmenin kuvveti

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale